- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RUTUBETLİ SOKAK
Çıkmaz bir sokaktı.Mahallenin ortasında ve büyük konakların arkasını dayadığı bir yerdeydi.Konakların heybeti bu çıkmaz sokağın güneşini engelliyordu.Ellerinde kömür parçalarıyla çocuklar çıkmaz sokakta oyun hazırlığındaydılar.
Sağ tarafataki toprak evin kapısı ayrık:evin duvarıyla bütünleşmiş bir ceviz ağacının altında oturan kadın sokakta oynayan çocuklara bakıyordu.İki kafadar ellerinde sopalar,koşarak evin tahta,eskimiş merdivenlerini çıktılar.Önce birbirlerine muzurca bakıp;daha cesur olanı elindeki sopayı arı kovanına soktu.Birden arılar kaçışmaya başlamış,kimileri önlerine düşmüştü.Hemen ellerinde ip geçirili iğneye arıları dizmeye başladılar.Henüz canlı arıları ustalıkla belinde tutup tutup ipe diziyorlardı.Çoğu zaman arıların sokmasına aldırmadan bunu zevkle yapıyorlar,dizdikleri arılarla arkadaşlarını korkutuyorlardı.
Ellerinde dizili arıları sallayarak tahta merdivenlerden hızla indiler.Sokağın solunda kalan küçük evde oturan kambur hava sinirle eline sopa alıp iki kafadarı kovalamaya başlamıştı.Arkalarına takılmış yakalamaya çalışıyordu.Çocuklar sokağın sonunda pes etmiş ve arıları atarak kendilerini ilk duvardan atlayarak kurtarmışlardı.
Hepsi yaramazdı çıkmaz sokağın çocuklarının.Birbirlerine acı şakalar yapıyor,akıl almaz bir enerjiyle birbirlerini kovalıyorlardı.
Konakların gölgesinde kalmış,bu küf kokan çıkmaz sokaktaki çocukların çoğunluğu; ya yetim,ya da babası uzakta çalışan,anneleriyle baş başa kalan yalnız,üzgün çocuklardı.Bu üzüntülerini haylazca enerjiye dönüştürerek hafiflemek istiyorlardı.
Sevmeyi ve sevilmeyi tanıyorlar mıydı?Sürekli yaramazlık yapan hallerinde,arıyı ipe dizişlerinde,hep gizli bir başkaldırış vardı.Bu başkaldırışın adını koyamayacak kadar küçüktüler.Yaptıklarının sadistliğinden,sokağın rutubetinden,insanların bas tutmuş merhametinden uzakta hayata böyle tutunduklarını sanıyor;her güne yeni bir muzurlukla başılıyordu çıkmaz sokağın çocukları.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.