- 277 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ TAVŞAN-5
...
Mavi tavşan arkadaşını aradı. İşten çıktığını ve onunla görüşmek istediğini söyledi fakat arkadaşı müsait olmadığını söyledi. Bu duruma üzüldü mavi tavşan. Amaçsızca dolaştı bir süre sonra eve gitmek istedi ancak ailesine işten kovulduğunu söylemek istemiyordu. Kovulduğunu söylemek istememesinin nedeni gurur değildi. Aklı başka türlü çalışıyordu. Yine sabahları aynı saatte kalkıp havalandırmaya gidecek sevimli çocuğu görecekti.
Kendine gel artık mavi tavşan. Ne kadar çok seviyorsun kendine acı çektirmeyi? Bu kadar acı değer mi koca bir hiçliğe?
Birden bire hayatı nasıl bu kadar alt üst oldu?
Dışarıda biraz dolaştıktan sonra mecbur eve gitmek zorunda kaldı. Arkadaşı kabul etmemişti ve yapacak başka bir şey de yoktu.
Kapıda mavi tavşanı gören annesi neden erken geldiğini sordu. Hasta olduğunu ve patrondan izin aldığını söyledi. Annesi inanmıştı çünkü daha öncede ona hasta olduğunu söylemişti. Mavi tavşan yatağına uzandı. Kafası o kadar çok doluydu ki ve sorular o kadar çok yormuştu ki onu kıyafetleriyle uyuyakaldı. Akşam olduğunda annesi uyandırmaya çalıştı mavi tavşanı. "bir şeyler yemelisin" dedi. "ilaç içersin sonra. Kıyafetlerinle uyuyakaldığına göre gerçekten de çok hasta olmalısın"
Sersem gibiydi mavi tavşan kalktı ve üstünü değiştirdi. Annesi çok lezzetli çorba yapmıştı iki tabak içti ve tekrar odasına geçti. Cama çıktı bir sigara yaktı ve gökyüzünü izledi. Uyumak iyi gelmiş gibiydi ama yine de konuşmuyordu. Karşı apartmanda ki esmer çocukta gözükmüyor artık yoksa o da mı bir sanrı?
Belki de stresin bir etkisiydi bu sanrılar. Bu sanrılar yüzünden hayatı darmadağın oldu.
İşten kovuldu ve arkadaşlarıyla arası da bozulmuştu. Her ne kadar büyük bir hevesle çalışmıyor olsa da paraya ihtiyacı vardı her insan gibi maalesef çalışmak zorundaydı. Gelecek kaygılarına kapıldı. Camı kapatıp tekrar yatarken annesi bir bardak suyla ağrı kesici ilaç getirdi. Hemen içti ve yattı. Yatağın başucunda bulunan müzik setinin düğmesine bastı. Slov müzik çalmaya başladı. Sesini biraz açtı. Bu müzik uyumasını kolaylaştırdı. Sabah olduğunda işe kalkma saati çoktan geçmişti. Annesi koşarak odasına girdi. Telaşlı bir şekilde uyandırmaya çalıştı. Mavi tavşan izinli olduğunu ve gitmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine annesi telaşlanmayı bırakıp tekrar uyumaya gitti. Aslında gitmek istiyordu mavi tavşan ama onun hayal olduğunu artık kabullenmeli.
Öğlen vakti telefonu çaldı mavi tavşanın arayan patronuydu. Mavi tavşan, patronun sesinden anlamıştı pişman olduğunu ama anladığını belli etmedi. Patronu yarın aynı saatte mavi tavşanı iş yerine çağırdı. Konuşmak istediğini belirtti. Mavi tavşan kabul etti. Geleceğini söyledi ve telefonu kapattı. O gün annesiyle alışverişe gitti mavi tavşan. Gerçi annesi zorla götürmüştü ama hava almak iyi geldi mavi tavşana. Sabah olduğunda yine havalandırmaya eski heyecanla girdi ancak sevimli çocuk yine yok.
Kabulleniş...
...
YORUMLAR
“Sen kimsin?”
“Ben senin bilinçaltınım!”
“Bu da mı düş? Bu da mı hayal kırığı? Neden tüm mutlu anlarım düş oluyor?” o kadar sesli ve o kadar ağlamaklı söylenmişti ki hastanenin tüm koridorlarından bu ses defalarca yankılanıp durdu. Gözlerini açtı ve etrafa bakında beyaz duvarlar arasında, üzerinde beyaz çarşaf ve başında bir hemşire bekliyor gördü. Hemşire gülümseyerek “Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? “
“Ne oldu bana, neredeyim”
“Sanrılar gördünüz; Sanrılar, duyu organlarımızın gerçekte var olmayan algılamalarıdır. Beyin bunları "uydurur" Hepimiz halüsinasyon görebiliriz. Mesela şimdi “lütfen aklına, ilk âşık olduğun kişiyi getirme” cümlesini söylediğimizde aklında ister istemez âşık olduğun kişinin görüntüsü canlanır. Halüsinasyonlar, görülebilir, duyulabilir, hissedilebilir, koklanabilir ve tadı alınabilir olgulardır; işte bu hepsi bu!”
Bu bir hikayemde alıntıdır. DÜŞLERİN ÖTEKİ YÜZÜ( BİLİNÇALTI..) Türü: psikolojik
Hikayenin dramatülojisi(kutup yıldızı) : Bir kızın, gençliğinde ötelediği, ertelediği hayatın pişmanlıklarının bir sanrı (rüya) selkansından göstermeye, anlatmaya çalıştım
***
Hikayenizde sanırım başkarakterin hayat beklentisi veya keşkelerin bir rüya-sanrı- yoluyla anlatmasıydı. ve çokça etkileyciydi...
devamı var sanırım...
Kabuleniş... olduğuna göre
çaylak fizyonomist-HaeOz
Hikayelerinizi takip edeceğim. Kısa bir alıntı bile etkileyiciydi.
Saygılar.