- 310 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ TAVŞAN-4
...
İş yerine gitmişti ama farkına bile varmadı. Çalışıyordu ancak fark etmiyordu. Aklında fikrinde saatli adamın söyledikleri vardı. Saatler hızla akıp gitti onunda farkına varmadı. Neredeyse bütün gün hiç konuşmamıştı. İşten çıkıp nasıl eve gittiğini dahi bilmiyordu. Bütün bunlar bir rüya gibiydi.
Mavi tavşanın kötü halini annesi de fark etmişti
"Neyin var kızım?"
"Hiç anne"
"Yüzün bembeyaz olmuş hasta mısın?"
"Evet, hastayım anne hemen uyuyacağım."
Odasının kapısını kapatırken annesi odaya girmek istedi ama mavi tavşan kapıyı çoktan kapamıştı bile. Hiçbir şey yemedi içmedi. İçtiği tek şey sigaraydı. Sabaha kadar uyuyamadı. Sabaha karşı koltuğun kenarında tam uykuya dalmıştı ki telefonunun alarmı çaldı. O kadar çok sigara içmişti ki midesi bulanıyordu. Üstüne birde uykusuzluk eklenince dünkünden daha kötü gözüküyordu. İş için hazırlanıp yola çıktı. İçinde tutunabildiği tek şey umuttu. Bugün havalandırmada sevimli çocuğu görme umudu. Göreceğini düşünüyordu. O saatli adama kanıtlayacak hasta olmadığını. Sevimli çocuğun var olduğunu.
Havalandırmaya geldiğinde sevimli çocuk yine yoktu. Umudu daha tükenmemişti biraz beklerse gelir diye düşünüyordu. Biraz zaman sonra saatli adam, mavi tavşanın yüzüne önceki gibi acımayla baktı ve gitti. Saatli adam giderken mavi tavşanın bütün umutları kul olup savruldu. Artık anlamıştı. Gerçekten de saatli adam haklıydı.
Sevimli çocuk yok ve hiç var olmadı...
İçindeki şaşkınlık ve korku yerini kırgınlığa bırakmıştı. Düşünceler içerisinde boğulacaktı. Olanları anlamaya çalışıyordu. Kendisini anlamaya çalışıyordu.
İş yerindeyken patronu mavi tavşandan önce gelmişti ve evrakları kontrol ediyor dosyaları inceliyordu. Öğlen vakti mavi tavşanı odasına çağırdı. Patronu çok sinirli gözüküyordu. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordu.
- Gel. Otur bakalım. Nasılsın? Dedi patronu koltuğunun arkasına yaslanarak
+ İyiyim.
- Hayır, iyi değilsin.
Mavi tavşan cevap vermedi. Boş boş patronun suratına bakıyordu. Daha da sinirli bir sesle devam etti patronu
- Bu kadar hatayı nasıl yaptın? İşi bilmeyen biri bile bu kadarını yapamaz. Bütün hesaplar alt üst olmuş. Diğer işler birbirine karışmış. Büyük bir zararla karşı karşıyayız ve bu senin hatan.
Konuştukça ses tonu artıyordu. Mavi tavşan hiç tepki vermedi. Çünkü dinlemiyordu. Orada değilmiş gibiydi. Patron, mavi tavşanın dinlemediği fark ettiğinde bağırmaya başladı. Mavi tavşanın duyduğu tek kelime "kovuldun" oldu ama boş boş bakmaya devam ediyordu. Son olarak "eşyalarını toparla ve git" dedi patronu. Mavi tavşan yine hiçbir şey demedi. Çantasını aldı ve kapıdan çıktı.
Patronu mavi tavşanın tepkisizliğine çok şaşırmıştı. En azından savunma yapacağını düşünmüştü. Aslında mavi tavşanı kovduğuna pişman olmuştu. Severdi çünkü onu ama mavi tavşanın sessiz duruşunu ve tepkisizliğini saygısızlık olarak algılamış bir anlık sinirle kovmuştu.
Belki de mavi tavşanın tepkisizliği patronun suçlu hissetmesini sağlamıştır. Pişmanlık için çok geç. Kapıyı kapatıp gitmişti bile...
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.