İntikam 4. Bölüm
"Oğlum!"
-Bu kadar yeter.
"Oğlum iyi misin?"
-Telefonu artık kapatman gerek.
"Bırak oğlumu lanet herif!"
-Neden anlamıyorsun?
"Oğlumu kaçırdın benden anlamamı mı bekliyorsun."
-Hayır. Telefonu kapatman konusunda.
"Çocuğum nerede!?"
-Sesini alçalt.
"Bağırmıyorum."
-Bağırdığını söylemedim.
"Sesim yüksek değil. Oğlumu bırak !"
-Sesin bence az. Ama alçalt.
"Oğlum..!?"
-Köpekler için yaptıkları işkenceyi bilir misin?
"Oğlumla ne alakası var?"
-Çoğu insanın az, bazılarının da hiç duyamadığı bir ses veren düdük öttürürler.
"Eee. Ne olmuş?"
-Ne mi olmuş. Baksana. Bütün köpekler kaçışıyor.
"Ben köpek falan görmüyorum."
-Ben de.
"Kaçtıklarını nereden biliyorsun."
-Duyuyorum.
"Kaçan bi köpek nasıl bir ses çıkarır?"
-Çıkarmaz.
"Neyi duyarsın o halde?"
-Ayaklarını. Saniyede iki kere.
"Bütün bunların benimle ne alakası var?"
-Seninle değil. Düdüğü öttürenle alakası var.
"Kim bu boktan düdüğün sahibi. !?"
-Karşında duruyor.
"Ben karşımda bir masa görüyorum."
-İşte O düdüğün sahibi.
"Masa mı düdük öttürüyor.?"
-Aslında masa düdüğün sahibi.
"Eee..."
-Oraya oturan öttürüyor. Sence masanın izni var mı?
"Çocuğum nerde bırak gitsin ne derdin var benle bilmiyorum ama bırak çocu..."
-Bana sorarsan masanın izni yok.
"Masayla mı konuşuyorsun?"
-Hayır.
"Neden masanın izni yok?"
-Çünkü şuan bir düdük sesi duyamıyorum. Müdür Bey !
"....Kahretsin.!"
(Devam edecek...)
Bahattin BERKDİNÇ