- 867 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kirli Bir Hayattır Yaşadığınız
Kirli bir hayattır yaşadığınız.
Çevrenizde Olup bitenleri görmezlikten ve duymazlıktan gelerek yaşıyorsunuz umarsız. Hayatı, yaşadıklarınız ve düşündüklerinizden ibaret zannederek, fildişi kulelerde kurduğunuz yalan dünyanız dışında yaşanan hayatların da olduğunu kabullenemiyorsunuz bir türlü.
Yaşadığınızın bir düş olduğunu; kirli bir hayatın kirli ve geçici sevinç çığlıklarının mutluluk olmadığını er geç anlayacaksınız elbet.
Bulutlar, sadece bahçeniz için yağmur taşıyacak; bahar, sadece bahçenize gelmeli, öyle mi? Eza, cefa, acı, yokluk, tükenmişlik başkalarının payına düşmeli ki, semtinize esmer yaşanmışlıklar uğramasın. Düşleriniz kadar gerçek hayatınız da pembe renkli olmalı. Kapkara bir hayat başkasının payına düşmeli, onlara daha iyi yakışıyor değil mi?
El bebek gül bebek büyüttüğünüz çocuklarınız, en iyi okullarda okumalı, özel dersler almalı, en prestijli üniversitelerde okumalılar.
Fakirlik edebiyatını dillerinizden düşürmemelisiniz, ancak, sokak çocuğu diye horladığınız, ittiğiniz, kaktığınız kenar mahallelerde yaşayan fakir fukaranın çocuklarıyla çocuklarınızın yolu asla kesişmemeli değil mi? Lüks otel lobilerinde metresleriyle viski yudumlayan çocuğunuzun elleri ak pak. Ayakkabınızı boyatan çocukların elleri kirli ve tiksindirici geliyor size değil mi?
Arabanızın camını silen, ayakkabınızı fırçalayan, sokaklarda su ve mendil satan “sokak çocuğu” diye horladığınız o masum çocuklarımızın sattıkları bir bardak su, bir mendil ile kaç ailenin evine ışık taşındığını, kaç yüreğin serinlendiğini ve kaç kişinin açlığının dindirildiğini bilir misiniz?
En dekolte siyah beyaz giysilerle kırmızı halılarda yürümeli eşleriniz. Magazin programlarında boy göstermelidirler. Magazin dergileri kapaklarında yer almalılar. Alımlı endamları dillere düşmelidir değil mi?.
Diğerleri mi? Hizmetçisi olmalılar endamı büyük hanımefendilerinize. Büyük kumar partileri müdavimleri olan eşleriniz sıcak sudan soğuk suya batırmamalı pamuk ellerini. Diğerleri, gündelik temizlikçiniz olmalı değil mi?
Paspas yüzlü diye küçümsediğiniz temizlikçi kadının Al bayrağa sarılan kaç yiğit şehit doğurduğunun, senin, benim ve milyonlarca insanın huzuru için kara toprağa tevdi ettiğinin bir anlamı yok öyle mi?
Tüm hüzünlerini, bir türlü sabahı olmayan gecelere bırakan ve kaldırımları uyutmayan; horlanan, dışlanan, ezilen, şiddete maruz kalan, tecavüze uğrayan, ruhları örselenen, onurları çiğnenen, cadde ortalarında bıçaklanarak veya bir şekilde öldürülen kadınlarımızı dert edinip üzülmeye değmez öyle mi?
Adı yok dediğiniz, kadir kıymet bilmediğiniz, hayatlarını beleş saydıklarınızdan söz ediyorum. Kayda değer haber olmadığından çöpe düşen ve çöp varillerinden başka yer bulamayan dördüncü sayfa gazete haberlerinde yer alan o kadınlardan söz ediyorum elbet. Aklınızın estiği istikamete göre bazen kutsadığınız, desinler diye, yapmacık, kırık dökük kelimelerle adlarına güzellemeler yaptığınız; bazen de kin ve nefret dilinizin hıncından kurtulmayan, meze gibi kullanıp ortada bıraktığınız o kadınların hikayeleriyle hüzünlenmenin ve kederlenmenin ne önemi var öyle mi?
Kirli hayatlar peşinde koşarak sefilce davranışlarını maskelediklerini düşünen sefiller. Sırıtıyor maskeli yüzünüz.
Öz güveni güçlü, inancı kavi, onuru dağlar kadar büyük; ama o kadar maddi imkansızlıklarını olanca gücüyle gizleyerek çocuğunu okutamayan babanın hissettiklerini, yaşadıklarını anlayamazsınız beyler.
Sanal alemin sanal mutluluğuyla oyalanadurunuz siz. Milyonların gözyaşlarında gizli manayı çözemezsiniz. Çünkü yalan yaşıyorsunuz.
Mutluluğu, başkalarının mutsuzluğunda aramaya devam edin sizler. Başkalarının akıttığı gözyaşlarında boğulacak sevinciniz.
Çünkü kirli bir hayattır yaşadığınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.