- 2819 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ULAŞILMAZ SEVDA
BÖLÜM 3(AYRILIK RÜZGARI)
O sabah daha öncekilerden farklıydı bahar için.Nedenini kendisi de bilmiyordu ama farklıydı.Mayısın en harika günleriydi.Daha güzel daha huzurluydu her şey.Güneş bile farklı doğmuştu o gün .Ama her zamanki ev işlerini yapıyordu.Kahvaltıyı hazırlayıp babasını uyandırmaya gitti.Babasının odasında olacağını düşünüyordu.Hemen merdivenleri ikişer ikişer Çıkmaya başlayarak babasının odasının bulunduğu kapıyı el çabukluğuyla açtı.Fakat Rafet bey orada yoktu.Yatağı hiç bozulmamıştı ama kahverengi aynalığın bulunduğu çekmecenin üzerinde bir not bulmuştu.
“İş için Bursa’ya gidiyorum.Çekmeceye biraz para bıraktım.Bir kaç gün halana gidip orada kalırsın.seni sonra ararım. Baban.”
Halasının evi birkaç sokak ötedeydi.Kahvaltısını yapmak için mutfağa doğru ilerlemişti ki telefonunun sesini duydu.Hemen odasına koştu.babasının arayacağını düşünmüştü fakat tahmini yanlıştı.
-Merhaba bahar nasılsın
-İyiyim yağız sen nasılsın
-Pek iyi değil aslında biraz boynum ağrıyor.
-Crayz dance çılgınlığından olsa gerek.benim akşam ağrıyordu ama şimdi geçti.
-Evde misin?
-Evet.Evdeyim neden sormuştun?
-Görüşelim mi?
-Neden?
-Bursa’ya taşınıyoruz gitmeden vedalaşmak isterim.
-Ne zaman gidiyorsunuz?Aslında bugün gidecektik ama taşıma firmasından dolayı ertelendi.
-Babam evde yok ben de halama gidecektim
-Adresi ver ben oraya gelirim sinemaya gideriz.
-Ama bugün olmaz ki
-Bugün olmazsa başka bir gün olmaz ki
En sonunda yağızın döktüğü diller işe yaramıştı Bahar evinin adresini vermekte tedirgin olunca iki sokak ileride ki komşusunun adresini verdi.Kendisi de halasını arayarak arkadaşından ders notlarını alacağını söyleyerek gecikeceğini bildirdi.Ama daha büyük bir sorunu vardı.Ne giyecekti?
Aceleyle giysi dolabını açtı.Ne giyeceğine karar vermeye çalışırken çalışma masasındaki kitap dikkatini çekti.İmam Nevevi ‘nin Salihler Bahçesi Riyazü’s Salihin adlı kitabı geçen hafta alışveriş yaparken görmüş ölümle ilgili olabileceğini düşünerek almıştı fakat henüz okumamıştı.Annesinin ölümünden dolayı ölümle,ölümden sonraki yaşamla ilgilenmeye başlamıştı.Bu konuyla ilgili her kitabı okurdu.
Birden aklına Özdemir Asaf’ ın bir sözü gelmişti ”Ne cenneti merak ediyorum ne cehennemi,çünkü ben annemi gülerken de gördüm ağlarken de “ diyordu yazar.Kendisi bunu göremediği içindir ki Bahar hem cenneti hem cehennemi merak ediyordu.Sonra aklına Kur’ an da okuduğu bir ayet gelmişti.
“Erkekler siz kadınlara örtü olunuz.Kadınlar siz erkeklere örtü olunuz. ”Bu ayetin anlamını bilmiyordu.Ama gizlilikle ilgili olduğunu düşündü orada takıldığı bir kelime vardı örtü. Kur’ an kadının erkek için süslenmesini yasaklamıştı o halde neden süslensindi ki.Hem Yağız onun için sıradan bir arkadaştı ama erkekti işte.Ne giyineceğini,ne söyleyeceğini iyi bilmeliydi aslında inancına göre konuşmamalılardı çünkü yanlıştı ama bir söz vermişti.Sözünü tutmaktan da geri kalamazdı.Hem bu günden sonra görüşmeyeceklerdi.Bunları düşünürken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı hemen üzerine bir şeyler geçirip komşunun evinin oradaki durağa doğru ilerledi.Yağız’a duraktayım diye mesaj attı.
Aslında çok basit bir gün olmasını bekliyordu.Çünkü bahar bu şekilde yalnız görüşmek istemediğini bunun inancına göre yanlış olduğunu söyleyecekti.Arkadaşları yanlarında olursa daha doğru olurdu.Arkadaşlarını düşündü en yakın arkadaşının onun gibi düşünmediğini düşündü.Yapmak istediğinin ne olduğunu bilmiyordu bunların üzerinde hiç düşünmemişti.Aklında sadece ölüm vardı.Ölüm ve günahlar.Şuan yapmakta olduğu şey günah mıydı bilmiyordu.Kimisine göre öyleydi,kimisine göre ise böyle davranmamak günahtı.
Birlikte gittikleri film hayatında duyduğu en komik sözlerle bürünmüştü.Aslında film tercihi bahara aitti.Komedi filmi izlediği zamanlar gülebiliyordu sadece.Filmden sonra bir yerlere oturup bir şeyler içmeyi teklif etti Yağız.Söyleyecek sözleri olduğunu da ekledi.Bahar eve geç kalacağının düşünüyordu ama önemli değildi .Yağız yanındayken sadece onunla konuşmak,bazen saatlerce susup ona bakmak istiyordu.Evdeyken ya da arkadaşlarıyla birlikteyken ona düşen susmaktı ,fakat yağızın yanında sadece konuşuyordu.Bıraksalar sabaha kadar susmazdı.Nedenini bilmiyordu ama bu onu mutlu ediyordu.Aynı zaman da fazlasıyla üzüyordu Yağız taşınacaklarını söylemişti.Yağız tıp fakültesi son sınıf öğrencisiydi.
Bahar:
-Neden taşınıyorsunuz?
Yağız:
-Atamam oraya yapıldı.Gitmek zorundayım.
Bahar:
-Ailen ne diyor bu işe.Babam benim buradan farklı bir şehir de okumama izin bile vermiyor.
Yağız:
-İkisi arasında dağlar kadar fark var.Keşke daha önce tanışsaydık
-Öyle olsaydı daha geç ayrılırdık.Aslında belki de daha iyisi oldu fazla ileri gitmemiş olduk.
-Neden hoşlanmadın mı benden?Hem de ben sana aşık olmuşken.
Baharın yüzü kızarmıştı ne diyeceğini bilemiyordu.Aşk bu kadar kolay mıydı?Bu kadar yakın,hemen karşısında oturuyor muydu?
Yağız:
-Sana göre biraz erken oldu sanırım,ama bence geç bile kaldık.
Ne demek istediğini anlamamıştı Bahar.gittiği zaman görüşemeyeceklerini düşündüğü için mi böyle konuşuyordu Yağız.
Bahar:
-Gideceğin için mi böyle konuşuyorsun?Sanki hiç gelmeyecekmişsin,yok olacakmışsın gibi davranıyorsun.Dünya’nın öbür ucu değil ya aynı ülkede olacağız.
-Seninle telefonda da olsa konuşmak isterim
-Aslında bu pek doğru olmaz
-Benden hoşlanmadın mı arkadaş olarak devam edebiliriz.
-Aslında dini olarak düşünüyordum
-Benden sana zarar gelmez hem arkadaş olarak.
Aslında en büyük zararın Yağız’dan geleceğini nereden bilecekti Bahar.İnanmıştı işte bir çift kuru söze.Eve gittiğinde halası onu bekliyordu.
Hala:
-Neredeydin kızım?
-Eceyleyim dedim ya hala.Hem sonra anneme de uğradım.Toprağındaki otları temizledim,biraz da dertleştik.
Halası yeğeninin ne kadar duygusal olduğunu bildiği için fazla bir şey söylemedi.Bahar kendi için bir şeyler alıp halasına öyle geleceğini söyledi.Kadında baharın içinde kopuşan heyecandan habersiz evinin yolunu tuttu.Ardından Bahar da o gece halasında kalacağından alması gereken eşyalar için odasına gitti.Mavi küçük el çantasına pijamasını,diş fırçasını,tarağını ve bir de küçüklüğünden beri yanından hiç ayırmadığı annesin ona hediye ettiği el örmesi bebeğini de yanına aldı.Kimse onunla alay etmesin diye çantasından hiç çıkarmazdı ama yanında olması ona güç veriyordu.Tam çıkacakken elini masaya çarptı ve oradaki şiir defterinin vardığını hatırladı.Ufak tefek bir şeyler karalardı,sessiz okuduğu zaman da hoşuna giderdi bunlar.Defterini de alıp mutfağı kontrol etti.Her zaman dışarı çıkarken eve son kez bir bakardı,unuttuğu bir şeyler var mı diye.Çünkü halası böyle yapardı,çevresinde tanıdığı bütün annelerde öyle.O evin annesi de kendisiydi.Sanki böyle yapmazsa dünya yıkılacakmış gibi hissederdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.