- 650 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BİR NÖBET SONRASI YAZISI
____________________________İNSANIN BENCİLLİĞİ_____________________________
19.07.2008 tarihli nöbetimizde ..... vakaya çıkılmış, nöbet sorunsuz teslim edilmiştir.
Birazdan nöbet defterine bu yazıyı yazıp, nöbeti diğer arkadaşlara teslim edeceğiz... Oysa nöbet boyunca karşılaştığımız onca sorun var ki...
Dün, Bitlis merkeze bağlı bir köyde yaşlı bir kadının bayıldığı ihbarını aldık ve derhal yola çıktık. Daha şehirden yeni çıkmıştık ki; 112 merkezden, Bitlis merkezde nefes almayan bir hasta olduğu ve o hastaya yönelmemiz gerektiği anonsunu duyduk. Aklımız köydeki hastada kalarak geri döndük şehre sirenleri çala çala...
Merkezdeki hastaya vardığımızda, hastanın kendinde olduğunu ve nefes alıp verdiğini gördük. bunun üzerine hastaya hiç müdahale etmeden, köydeki hastaya yöneldik...
Köydeki baygın hasta da bizi ayakta karşıladı! Yine ’bedava hastaneye ulaşım’ hizmeti vermek zorunda kaldık anlayacağınız...
Peki ya o sırada bize gerçekten ihtiyacı olan bir hasta bizi arasa? O köyden şehre gelmemiz neredeyse yarım saati bulacak ve bir hasta ölecekti! Nitekim gün içinde bir trafik kazası da oldu. Şans eseri o sırada ’gereksiz’ bir vakada değil, istasyondaydık ve derhal vakaya çıktık. Olay yerindeki yaralı çok geciktiğimizi söyledi. Ben de ihbarı alır almaz hemen yola çıktığımızı, beklediği zamanın ona uzun gelmiş olabileceğini söyledim. Neyse ki yaralı özünde sakin ve edepli bir insandı, zira kaza yerinde diğer insanlarca tartaklanan arkadaşlarımız da yok değil!
İstasyona döner dönmez ulaşım süremize baktık: 3 DAKİKA 43 SANİYE ve bu süreye telefonla görüşme süresi de dahil!
Biz her vakaya gittiğimizde, aslında insanın bencilliğine doğru yol aldığımızı biliyoruz... Yine de iyi niyetle görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Bizi ilk aradığınızda ilk başta sorduğumuz iki soru var:
-hasta nefes alıp verebiliyor mu
-sizinle konuşuyor mu, kendinde mi?
Bu soruları sormamızdaki amaç, ciddi bir olayda derhal yola koyularak hızlı bir şekilde müdahale edebilmek... Ve bu iki sorudan birine olumsuz yanıt aldığımızda başka soru sormadan adresi alıp yola çıkıyoruz.
Ama ne yazık ki bu olay çok suistimal ediliyor ve ambulans ekibi meşgul ediliyor... İşte bu masum bir insanın ölümüne neden olabilecek bir bencilliktir!
Ambulanslar, ticari taksi değildir. Siz ambulansı sırf bu yüzden çağırıyorsanız, başka bir insanın ömrünü gasp edebileceğinizi bilmelisiniz...
Ufuk Bayraktar
20.07.2008, Bitlis
YORUMLAR
Bir arkadaşım vardı 112 Merkezi'nde görev yapan. Günlük 10.000 civarı telefon alıyoruz, bunun 30-bilemediniz 40 tanesi gerçek vak'a, geriye kalanı "sapık ve geyik muhabeti" tabir edilen oyalama aramaları demişti !..
Günün her saatinin ayrı türsapığı mevcutmuş !..
Bu toplumdan ne bekleriz ki? 112 aramaları bedava ya!..
Neden zaman kayıplarından yiten yaşamlar "bedava" (!)olmasın?
Saygılar Değerli Bayraktar..
Göktürkmen tarafından 7/20/2008 9:24:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili doktorum,
Bilinçli insan olmak bencillikten kurtulmak, elbete eğtim düzeyi yüksek bir toplumun bireylerine yakışır.Bunun bilincinde olmayanların bencillikleri sürekli gündemde ve de köylü uyanıklığı dediğimiz davranış tablosu gündemden düşmüyor taşrada.
Haketmeyen insanlara demokrasinin tüm nimetlerini de sunsanız kıyafet bol geliyor; demekten alamıyorum kendimi.Ancak vatandaş çıkarcı olmaya sanki devlet eliyle de alıştırılmış şimdiye kadar.Ağzı açığın malını gözü açık yer felsefesi yerleşmiş, buna mukabil yargı susmuş...Toplumsal sistem kendini öyle idame ettiriyor ki, aksaklıklar zinciri oluşmuş ; son derece doğal işleyen bir mekanizma gibi sanki...
İlkokulda iken TELEFON DİREĞİNDEKİ FİNCAN adlı bir yazı vardı Yeni Okuma Kitabı'mızda.O tür yazılar da okutulmaz oldu ; insanlar kamu yararını kişisel menfaatlerinden önde tutsunlar.O fincanı sapanla kıran bir çocuk telefon hattı işlemeyince büyük bir sorun yaşıyordu insanlar.Onu hatırladım birden...
Ama gel gör ki bu günün felesefesinde '' Gemisini Kurtaran Kaptan ''mantığı var...Gemi batarsa herkes batar diyen çok az; küçük kayıklarla uğraşıyor herkes, Nuh'un Gemisini gören yok...
Güzel yazını kutlarım..Saygımla...
Şaban Aktaş tarafından 7/20/2008 11:27:45 AM zamanında düzenlenmiştir.