- 458 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karıncalar Ben ve Babaannem Hakkında
Nefes nefese fırladım yataktan can havliyle ışığı açıp beni yutmaya çalışan anakondanın yatak odama sığamayacak kadar büyük olduğuna karar verinceye kadar kendime gelemedim.
Ağzım kurulmuştu
Yavaşca kalktım yerimden sıcak ve soğuk dengesi yorganın içi ve dışı için aynı olmadığı için güzelce bir üşüyüp titredim
Ağır adımlarla tuvalete geçtim klozetin bana karşı düşmanlık besleyerek daha bir soğuduğunu düşünüyordum o ara.
Ellerimi yıkayıp mutfağa geçtim bu kadar atraksiyonlu rüyanın üstüne bir bardak suyu haketmiştim
Haketmiştim haketmesine lakin davetsiz misafirlerim on ikinci kata kadar çıkmış tezgahın üzerinde ağzını açık unuttuğum kayısı reçeline yumuluyorlardı...
Anlamıyordum buz gibi havaya rağmen yine buradaydı bu manyaklar. Aslında karıncaları seviyordum ancak bu manyaklar yirmi katlı binada sadece benim daireme dadanıyordu.
İşe yaradıklarıda olmadı değil böcek korkusu olan ve benim hiç sevmediğim bir iki zorunlu arkadaşımı evden kaçırmama yardım etmişlerdi.
Başlarda onları umursamadım zaten bir karınca popülasyonu bekar bir adamın evinde uzun süre takılmaz diye düşündüğümdendi bunlar hep.
Amma işi azıtıpta yatak odama kadar girip eski sevgilimi ısırarak taciz etmeleri bardağı taşırmıştı
Önce amatörler gibi onların çıktığı yerlere tuz diş macunu vb şeyler yerleştirmeye başladım sonra işin içine tarım ilaçları girdi.
Kullanım kılavuzunu iyi okumadığımdan bir keresinde karıncaları değil kendimi zehirleme noktasına gelip soluğu acilde açınca işi profesyonel bir ilaçlama şirketine vermeye karar verdim
İlk seferinde üç ay onlardan kurtulsamda ikinci üçüncü dördüncü seferlerde onların benim hayatıma müdahale etmeme süreci ancak iki yada üç hafta ile kısıtlıydı.
Onlarla baş edemeyeceğimi anlamam uzun sürsede sonunda her başarısız erkeğin yaptığı gibi kabullenme süreci başladı evet kafayı yemiştim yalnızlığında verdiği manyaklıkla önce onlara küçük süprizler yaptım.
Bu minik psikopatlıklar hoşuma gidiyordu mutfakta değişik noktalara reçel bal bırakıyor ve onların orayı keşfetme süresini ölçüyordum.
Bir defasında tavana bal sürmüştüm hobi olarak psikopattım sonuçta.
Onlara isim vermeye kalktığım günlerden birinde işi azıttığımın farkına vardım.
Bu umursamama süreciydi onlar kendi halinde ben kendi halimde yaşamaya başladık.
Bu sırada onları banyonun duvarlarında beni izlerken yakalamış olmam dahil birçok absürt pozisyonda birbirimizle yakınlaştık yakınlaşmak bir yana bu iş içten içe minik bir sapkınlığa dönüşmüştü.
İşte gecenin dördünde mutfakta oturmuş karıncaları izlerken boğazımdaki kuruluğu korkunç kabusumu unutmuştum.
Aslında bu süreçte karıncaların beni umursadığı falan yoktu
Onların receline viski kattığım gün bile benimle ilgilenmediklerini hatırladıkça daha da kötü oluyordum
oysa
Sadece sarhoş muhabbeti etmekti amacım.
Kalktım suyumu içtim uykum kaçmıştı kaçırdığımın sadece uykum olmadığını bilecek kadar aklım vardı en azından. Günlerdir yazmıyordum ne zaman kalemi elime alsam sessizce karanlığıma gömülüyordum kağıda bir iki kelime ekliyor sonrasında yırtıp atıyordum. Yazmak konusunda yaptığım tek şey yazamamaktı.
Üzerime eşofmanlarımı geçirip sabahın ayazında kendimi kapıya attım
aslında ruhumdaki boğulmuşluğu atmak istiyordum.
Şehir henüz uyumaya gidenler ve henüz uyanmışların arasında bir yerde gözlerime bakıyordu...
Yürüdükçe vücuduma işleyen soğuk titrememe neden olsada
Sıcaktan çok soğuğu sevmem nedeniyle bu durumdan hoşnuttum...
Sorun neydi çözmem gereken asıl sorun buydu karıncalardan önce.
Kadınsızlık diye düşündüm evet kadınları her anlamda sevsemde bununla bir alakaları yoktu
İşimi düşündüm
işimi yaparken fazlasıyla mutluydum
işimin alakası olamazdı
sırasıyla
Yaşadığım yer
Arkadaşlarım
Yaşayış tarzım gibi konularda düşünsemde çözüm yoktu
Sonra babaannem aklıma geldi
çocukken çok yaramazdım ve onu fazlasıyla bunaltırdım bir keresinde kuzuları leğende yıkamaya kakltığım için
Bana acayip kızmıştı
Buda ilk ve son olarak bana sinirle küfretmesine sebep olmuştu.
Sesi ve lafı hala kulaklarımda resmen
/ Oğlum senin g.tünde s.k kırığımı var bir dur artık yerinde /
kibar tabiriyle bana rahat batıyordu
Haklıydıda
bu bendeki sorun
Modern kent zamparasının depresyonundan başka birşey değildi...
Güldüm evet sorunu bulmuştum.
Babaannem yıllar sonrasından haklıydı
ben yürürken
Saat altıya gelmişti sabah sporu manyakları ortaya çıkmış gülerek koşuyorlardı.
O sırada gözüme elindeki ekmeği küçük köpek yavrusuyla paylaşan bir sokak çocuğu ilişti
İkiside titriyordu ikiside açtı ancak bir ekmeği bölüşebiliyorlardı.
Ben rahat batma sorunuyla baş ederken insanlar açlıkla soğukla savaşla mücadele ediyordu.
Hayır bu kadar sığlaşmış olamazdım ben
bu kadar kör bu kadar aptal...
Gözlerimin nemlendiğini hissettim
yüreğim nasıl böyle kararmıştı...
Yavaş ve yenik adımlarla evime doğru yürümeye başladığımda yağmur ufak ufak yeryüzünü temizlemeye çalışıyordu...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.