Sanatçının vebali ve günahı kendi boynuna olsun.
"Parla" sözcüğü Romalılar da söylüyorlar.
Kimse bilmiyor.
"Parlamak" olmuş: "Ne parlıyorsun"
Bizim konuşmak yerine kullandığımız parlamak.
Kimse bilmiyor.
Bilmek mecburiyetinde değil kimse.
Sanatçılar bu yükümlülüğün altındadır. Onlar bilir ve insanlara aktarırlar.
Tarihselliği bütünüyle bilir.
Bütünü tamamiyle söyler sanatçı.
Bu zamanı mekâna kurban etmez diğer zamanları dahil eyler.
"Yalabık çoban"
Parlez-vous Français
Yağlığım yelpazelendi...
Dünya görmeğe göz ister.
"Geldim gördüm gidiyorum." Nazım Hikmet’in sözüydü sanırm.
Gündüz Vassaf, "doğmak ve yaşamak" ikiliği yapmamızı yanlış buluyor.
"Doğmak ve ölüm" ikiliği doğrudur diyor.
Aziz Nesin; "Ölmeği hak etmek lazımdır." demişti.
Dünyayı görmek için gelmiştik. Pekâla görmek oldu mu?
Geçmişi, şimdiyi ve yarını aynı an da yaşıyormuşuz.
Bilenler söylüyor. Ya söylemedikleri?
Veya söylenenleri duymadıklarımız?
Neler oluyor?
Neler bitiyor?
" Gafil gezme şaşkın...."