- 781 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARANLIKTAN ÇIKIŞ
KARANLIKTAN ÇIKIŞ
Tıkanan siyasetin gerçek yüzü toplum tarafından görülemezse, güç elde etme veya gücünü gösterme savaşları başlar.
Bireysel gelişimimizi hızlandırıp kendi aydınlanmamızı sağlayamazsak yanlış kararlar almaya, yanlış seçimler yapmaya devam ederiz. Doğruyu-yanlışı ayırt edemez duruma geliriz. Oysa çözüm çok da zor değildir. Temiz siyasetle çözüm, güçlü bir ülke istiyorsak; bireysel gelişimimizde hızla yol almalı, okuduklarımızı, gördüklerimizi, yaşananları araştırıp öğrenmeli ve buna süreklilik kazandırarak farkındalık hızımızı arttırıp aydın bir toplum yaratmalıyız. Çünkü bu bilinç ve bireysel gelişimimizdeki hız, anlama kapasitemizi ve kapsama alanını genişletecektir. Aksi halde yanlışı doğru sanmak, bugünkü teknolojik gelişimle ve küresel bağlamda sistematik güç ilişkilerinin etkileşim kontrolüyle çok kolaydır.
Doğru gerçeğe ulaşmak ise ancak; dünyada olup bitenlere bütün olarak bakarak, parçalar arasında doğru bağlantılar kurabilmekle mümkündür. Bütüne bakmayıp sadece parçalara odaklanmak büyük bir gaflettir. Parçalar birer noktadır. Noktaları ayrı ayrı görüp değerlendirmek bizi her zaman yanıltır. Görünenin, görünmeyen yüzünü göstermez. Noktalar arasında bağlantı kurulursa ancak, bir doğru oluşur ve böylece ‘’doğru gerçek’’e ulaşılır. Bu nedenledir ki, matematik doğruyu bulmayı öğretir.
Burada en önemlisi temel çözümün özü, ‘’birey olabilmek’’tir. Ancak birey olabilen bir insan; varlığının, yaşadığının farkında olabilir ve bireysel gelişimi ölçüsünde bilinç kazanarak, toplumdaki gücünü fark eder. Kendinden özgürleşme isteğiyle de, varlığını toplum içinde ortaya koyar. İşte, bu gücünü fark etme ve varlığını gösterme sonucunda toplumda olumlu yönde değişim başlar. Bu aydınlanmadır. Aydınlanmanın olmadığı hiç bir oluşum varlığını uzun süre koruyamaz. Bu nedenle de, varlıklarını ‘’şiddet’’ le korumaya çabalarlar. Yanlışın göstergesi ancak yanlışla olur, bilinçli olarak değerlendirilirse…
Okuduklarımıza ve görünene, bize sunulana araştırmadan inanarak değil, ancak araştırdıktan sonra irdeleyip sorgulayarak ve başkalarına kanıt sunar gibi kendimize kanıt sunarak doğru gerçeğe ulaşıp fikir sahibi olma, ufkumuzu aydınlatacaktır. Kanıtlanamayan bilgi ‘’doğru gerçek’’ bilgi değildir. Aydınlanma tüm toplumlarda var olmanın ve insan olma sorumluluğunun bir gereğidir.
Aydınlık bir gelecek dileklerimle…
28.07.2015
Kadriye PERVAN
YORUMLAR
Gönül tellerini titretmekte..
Beğenilecek bir deneme..
Gönlüne sağlık.
........................... Saygı ve Selamlar...