- 1409 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİMDİ KARDEŞLİK ZAMANI
ŞİMDİ KARDEŞLİK ZAMANI
Bugün candan kardeş olmaya, tarihte hiç olmadığı kadar çok ihtiyacımız var. Bütün şer güçler ittifak halinde bugün bizi bölmeye ve kardeşliğimizi yok etmeye ahdetmişlerdir. Daha önce de deneyip başaramadıklarını bugün başarmak için var güçlerini ortaya koymuşlardır. Çünkü ayağa kalkmamızdan,sesimizin gür çıkmasından ve yücelmemizden rahatsız olmuşlardır. Hedefleri Türkiyemizdir. O yüzden bizi yücelten ve dinamize eden kardeşlik ve birlik gibi dinamiklerimizi dinamitlemek için mücadele vermektedirler. Kim bunlar? ABD,İngiltere, İsrail,Almanya,Rusya ve İran ile bu devletlerin gizli istihbarat teşkilatları. Malum olduğu üzere, maşa olarak kullandıkları PKK, İşid, DHKP C, bir kısım madya grupları gibi bir de bunların iç uzantıları var maalesef. Son marifetleri de Ankara saldırısı ve 97 insanımızın öldürülmesi hadisesi. Ölenlere rahmet diliyoruz. Bazı söylem ve eylemlerini tasvip etmesek de onlar bizim kardeşimiz. Millet olarak hislerimize kurban olmadan büyük fotoğrafı görebilmeliyiz. Saldırı doğrudan cennet vatanımıza,Türkiyemize yapılmıştır. Bizi ayrıştırmaya matuftur. Öyleyse biz de bu oyuna gelmeyerek Türk’ü Kürd’ü, alevisi, sünnisi bir ve kardeş olmaya ve kucaklaşmaya yönelmeliyiz ki, dış güçlerin oyununu bozabilelim. 2004’de İspanya’nın ETÖ ye karşı yaptığı gibi bütün siyasi liderler önde, milyonlar olarak halk arkada teröre karşı yürüyelim. Bunu bugün yapmayacağız da ne zaman yapacağız Allah aşkına. Bir kelepir oy uğruna hislerimizin kurbanı olarak, kin ve düşmanlık yakışır mı bize? Sakin düşünelim ve büyük resmi görerek, küçük hesaplara alet olmayalım.Sıkılan yumruklarımızı açarak kardeşce birbirimizi kucaklayalım ki, düşmanlar emeline ulaşamasın. Ben bu noktada bir çoğu Ermeni dönmesi olan ve Kürt kardeşlerimizin İslamından rahatsız olan eli kanlı PKK’nın çağrılarına itibar etmeyen ve sağduyuyla hareket eden Kürt kardeşlerimizi yürekten kutluyorum. Bizim Allah’ımız, Peygamberimiz,kitabımız ve kıblemiz birdir. Tarihimiz ve kültürümüz birdir. Tarihte gönül gönüle girip el ele verip Çanakkale gibi nice zaferler kazandık. Kız alıp kız verdik akraba olduk. Etle tırnak gibi kaynaştık. Şimdi birileri bizi ayrıştırma gayreti içinde. Her iki taraf da asla bu oyuna gelmeyecektir inşallah.
30 yıllık kadim bir dostum var Elazığ-Madenli akademisyen Ahmet Küçük.Bazen ona takılırdım Kürt ü Kebair diyerek. Hâza adamdır. Adam gibi bir adamdır. Dosdoğru bir dosttur. Kendimden şüphe ederim ama ondan asla şüphe etmem. O benim için nice akrabamdan ileri derecede bir can kardeşimdir.Başımın tacıdır. Gönül sarayımın köşkündeki sedirin başköşesinde hatırlı bir konuktur. Şimdi düşünüyorum da ben bu aziz kardeşimle nasıl ayrı olabilirim. Bu mümkün değil. Bırakın vukuunu şuyuundan dahi tüylerim ürperir ve tıtrerim. Onun şahsında bütün Kürt kardeşlerimi selamlıyorum. Ancak PKK ile kol kola olan, askerimize ve polisimize kurşun sıkan, Ermeni sevdalısı, bayrak ve din düşmanı, tır yakan, yol kesen, Kürt çocuklarını vahşice öldüren, okul yakan "keşke Kürtler Hristiyan olsaydı" diyen eşkiya ile kardeş olmak mümkün değildir. Samimi Kürt kardeşlerimizle, bölücü ve terör yanlısı olanları elbette birbirinden ayırıyoruz.
Peki kardeşlik nedir? Bugün biraz da bu konuyu mütalaa edelim inşallah.
Kardeşlik, yakın arkadaşlık ve samimi dostluktur. Aynı karnı paylaşanlara verilen isim olduğu kadar, belki ondan daha kuvvetli olan din kardeşliğidir. Soy-sop kardeşliği ne kadar önemliyse, din kardeşliği de bir o kadar azizdir. Kardeşlik, sözden ziyade, özde ortaya çıkan bir sevgi çemberi olmalıdır ki, sürekli kalabilsin. Çünkü kardeş demek; anlaşmak, dayanışmak, paylaşmak demek. Samimiyet ve sevgi demek. Hamiyet demek. Can ve heyecan demek. Umut ve ışık demek. Vefa ve safa demek. Birlik ve dirlik demek. Güç ve kuvvet demek. Empati ve sempati demek. İncinse de incitmemek demek. Karındaşlık ve kaşıkdaşlık demek.
Bugün hepimiz birbirimize kardeşce kenetlenip Yunus olmaya her zamankinden daha çok muhtacız. Martin Luther King’in: “Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzme-sini öğrendik; ama bu arada çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeş olarak yaşamayı” dediği gibi, gerçekten biz maddi ve manevi alanda ilerledik, pek çok mesafeler katettik. Ama kardeşlik değerimizden de çok şey kaybettik. Kardeşce yaşa-mayı unuttuk. Kardeşce paylaşmayı terk ettik. Kardeşce çalışmayı göz ardı ettik. Kardeşce kol kola, omuz omuza aydınlık yarınlara şan ve şerefle yürüme ilkesinden vazgeçtik. Kederlerimizi ve sevinçlerimizi paylaşmaktan uzaklaştık.
Başta kardeşlik olmak üzere, bizi dinamize eden dinamiklerimizi dinamitlemeye yeltendik. Bütün bu çıkmaz yollardan vazgeçip, tekrar bizi yücelten değerlere sahip çıkarak, kardeşliğimizi yeniden tesis etmek gerekiyor. Yunus’lar, Mevlanalar, Sarı Saltıklar, Taptık Emreler, Barak Babalar ve Hacı Bektaş Veliler, Hacı Bayram-ı Veliler ve daha nicesi bizim kardeşlik bahçemizin şakıyan bülbülleridir.Bunların hepsi de kardeşliği ve sevgiyi bayraklaştırır. İnsanları ortak akılda odaklaştırır. Kardeşlik duygularıyla birbirine bağladığı gönülleri, dibi görünen sular kadar berraklaştırır. Bizim kültürel şahsiyetlerimiz kardeşlik, birlik ve beraberlik der de başka bir şey söylemez. Onlar kitaba, ilme ve âlime müştaktır. Sevgi, kardeşlik ve hoşgörüyle kolkoladır. Alıcı olmaktan çok vericidir. Cömerttir. Onlar yaşantılarıyla, eserleriyle ve şiirleriyle okuma ve kardeşlik öğesi üzerinde sık sık dururlar ve muhteva itibarıyla bize millet olarak yücelmenin ve yükselmenin adresine gidecek yola ışık tutacak formüller verirler.
Biz; kültürümüzdeki, dinimizdeki ve tarihimizdeki kardeşlik iksirinin güzelliklerini ve özelliklerini fark edenlerden ve bilenlerdeniz. Bir şelale haşmetiyle gönülden gönüle akan kardeşlik ve sevgi ilkesini, topluma hâkim kılmak için, kin ve düşmanlığın üzerini örtecek, kardeşlik ve dostluğun üzerini açacak kumaşın harıl harıl dokuyucuları ve ilim, irfan okuyucuları olmaya mecbur olduğumuz kadar mahkûmuz da.
Sevgili Peygamberimiz’in hicretten sonra Muhacirlerle ensarı kardeş yapmıştı da, o ilk Müslümanlar sevgiyle nasıl kucaklaşmışlardı? İşte peygamberlerdeki kardeşlik anlayışı ve uygulanışı budur. Bu keyfiyet, günü-müz insanına da örnek olmalıdır.
Peygamberimiz(sav) şu hadisleriyle kardeşliği teşvik eder “Allah için sevişen iki kardeş buluştukları zaman, biri diğerini yıkayan iki el gibidir. Ne zaman iki mümin bir araya gelirse, Allah Teâlâ, birini diğerinden faydalandırır.” “Pazartesi ve Perşembe günleri cennet kapıları açılır. Din kardeşi ile aralarında düşmanlık bulunan kişi dışında Al-lah’a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır.”
Bilindiği üzre Allah yolunda cihat ve gaza eden kimseye “Gazi” deniyor. Allah Rasülü’nün sahabelerinin tümü gazidir. Osmanlı Devleti de gazilerin kurduğu bir devlettir. Tüm gaziler Kur’an ve sünnet çerçevesinde kardeşlik ve birlik ruhuyla hareket ederler. Birbirine destek olurlar ve başarılarının temelinde bu değerler yatar.
Sevgi ve kardeşliğin yerini menfaatin aldığı, çağımız hastalığının en bariz belirtileri, kafa ve kalbin boş, midenin ise dolu olmasıdır. Biz şu an, kafaları ve gönülleri de dolu olan, kardeşce birbirini kucaklayan güzide gençleri görme-nin bahtiyarlığını yaşamak istiyoruz.
Gerçek kardeşlik, her zaman birbirine destek olan, birbirini kollayan ve koruyan kardeşliktir. En güzel kardeş-likler birbirinin hakkında fesat düşünmeden yaşayan mü-minlerin arasındaki kardeşliktir.
Bugün, ilim ve teknoloji başdöndürücü bir hızla ilerleyip gelişiyor. Ama insanlık aynı hızla ölüyor ve insan yalnızlaşıyor. Vicdanlardan vize alamayan hiçbir gelişme, huzur ve mutluluk getirmez. Sevgi ve kardeşlikten uzak hiçbir anlayış, gönüllerde makes bulmaz.
Nasıl bir kardeşlik hedeflemeliyiz?
Dinimiz İslam, fertler arasında gönül bağı kuran ve din kardeşliği denen çok muhkem bir manevi kardeşlik tesis etmiştir.
Bu kardeşlik, tıpkı muhacir ve ensarın oluşturduğu dünyada sınır tanımayan ve birbirlerinin hak ve hukukuna riayet eden ulvi bir kardeşliktir.
Sorumluluk taşıyan ve pazara kadar değil, mezara dek sürecek bir kardeşlik.
Birbirlerine yâr olup, bâr olmayan, gül-i gülizâr olup har olmayan bir kardeşlik.
Kendi nefsi için istediğini, kardeşi için de isteyen, karedeşini kendisine tercih eden bir kardeşlik.
Birbirlerine zulmetmeyen, haksızlık yapmayan, bilakis birbirinin ihtiyacını giderip destek olan ve yarasına merhem olan bir kardeşlik.
Dagrınların arasını düzelten, sevgi ve hoşgörüye dayanan bir kardeşlik.
Birbirini Allah için seven, kıskanmayan, arkadan çekiştirmeyen, birbiri hakkında kötü söz söylemeyen, birbirine kin ve haset duymayan bir kardeşlik.
Vefa derinlikli, hizmet ve himmet yüklü, minnet ve şükran duygulu bir kardeşlik. “Vefasızlık ahlaksızlıktır” sözü kelam-ı kibardandır. “Vefası olmayan kardeşin safası yoktur” denir. Safası olmayan kardeşliğin de cefası çoktur.
Elinden ve dilinden emin olunan, birbirine insan olarak bakan, imkan olarak bakmayan, aldanmayan ve aldatmayan bir kardeşlik. Birbirini alaya almayan, hor görmeyen, kin tutmayan, sırtını dönmeyen ve birbirine lanet etmeyen bir kardeşlik. Hadis-i şerifte:“Kişiye müslüman kardeşini hor görmesi, kötülük olarak yeter” buyurulur.
Birbiriyle atışmayan, çekişmeyen, dövüşmeyen, birbirine küsmeyen, gürleyip esmeyen ve ilişkisini kesmeyen bir kardeşlik. Gerekçe ne olursa olsun, insan kardeşiyle çekişmez. Sadi: “Aslı nedir ki çekişmeye deysin” der.
Birbirinin hatalarını görmeyen, ayıplarını örten, za-rarlı değil faydalı olan, hissiyat ve hassasiyetine hürmet eden, karşılıklı güven ve itimada dayanan bir kardeşlik. Hz. Nebi’nin ifadesiyle: “Bütün halk, Allah’ın nazarında bir aile gibidir. Bu ailenin en hayırlıları, aile fertlerine en faydalı olanlardır.”
Hangi kardeşin hatası, eksiği ve zaafı yok ki? En ufak bir hatadan kardeşliği bitiren ve asla affetmeyen bir inatçı şunu düşünmelidir. Şayet Rabbim benim hatalarımı affet-meseydi, tövbe kapısını kapasaydı ve her yanlışımda beni kulluğundan kovsaydı halim nice olurdu? Madem ki Rab-bim benim her gün hatamı affediyorsa, ben niye bir karde-şimin hatasını affetmeyeyim ki?... Kardeşlik ahlakı denen bir kural vardır. Gerçi biz iş ve aşk ahlakından bahsederiz de, kardeşlik ahlakını biraz es geçeriz. Oysa kardeşlik ahlakı hepsinden önemlidir. Prof. Mehmet Kaplan: “Birbirlerine yalan söyleyen ve birbirini aldatan insanlar, (değil kardeş olmak) haydut çetesi bile kuramazlar” der.
Biz asırlardır Türk’ü, Kürd’ü Arab’ı, Sünnisi Alevisi, Gürcüsü, Abazası, Lazı, Çerkezi, Boşnağı, Arnavut’u, Roman’ı hep birlikte el ele, kol kola, omuz omuza olduk. Aynı kaderi birlikte paylaştık. Birlikte sevindik, birlikte ağladık. Kardeşliğimiz sayesinde bir olduk, iri olduk, diri olduk. Aynı Allah’a, aynı kitaba ve aynı Peygamber’e inandık. Aynı değerleri paylaştık ve kardeşce kucaklaştık. Bu birliğimiz ve dirliğimiz sayesinde dizi dizi zaferler kazandık. Kültürde yüceldik, medeniyette yükseldik. Düşman, bizi biz eden, bize güç ve kuvvet veren işte bu kardeşliğimize kasdetti. Bizi önce parçalamaya, sonra bölmeye ve sonra da yutmaya kalktı. Türk Kürt, Sünni Alevi, sağcı solcu, laik antilaik diye ayrıştırmaya yeltendi. Ama bu necip millet, bütün kışkırtmalara rağmen sağduyusunu kaybedip, düşmanın bu oyununa gelmedi ve gelmeyecek inşallah…
İç dünyamın esintilerindeki meteorolojik bültene bakarak diyorum ki; Ben yıllarca bu necip millette, kardeş-liğin, samimiyetin, dostluğun, arkadaşlığın, dayanışmanın gayet net resmini gördüm. Hem kardeşlik ve dayanışma varken düşmanlık ve ayrılık niye? Gülmek varken surat asmak niye? Güldürmek varken ağlatmak niye? Güzel söz-ler söylemek varken, kalpleri kırmak niye? Kardeşce kucak-laşmak varken ayrılık niye? Eski din kardeşliğimizi bırak-mamızdan üzüntü duyan ve hâlihazırdaki durumdan sitem eden Milli Şairimiz Mehmet Akif şöyle seslenir:
Kul olmak çağdışıyken, soyunmak çağdaşlık,
Din kardeşliğini bıraktık, biz ecnebiyle kaynaştık.”
Allah Rasülü buyurmuyor mu? “Din kardeşinin ayıbını örten kimsenin, Allah Teâlâ dünya ve ahirette kusurunu örter.” “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz.”
Birlik ve bütünlük içinde ve kardeşce hareket ettiğimiz sürece, hiçbir düşmanın bileğimizi bükemediğine tarih şahittir.
Dünkü özel ve güzel kardeşliğimize bugün halel getirmeyelim. Aydınlık ufuklara doğru birlik ve dirlik içinde kardeşce kanatlanalım.
Rakip ruhuyla değil, ekip ruhuyla kol kola uçalım. Ayrılık ve kavga ateşinden ise, her zaman ve her zeminde kaçalım. Kollarımızı açıp birbirimizle kucaklaşalım.
KARDEŞLİK DEĞERİMİZİN SÖZ İNCİLERİ
“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin. Allah’tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat,10)
Kur’an-ı Kerim
“Mü’min kardeşinizle musafaha ediniz ki, aranız-daki düşmanlık gitsin. Hediyeleşin ki, birbirinizi sevesi-niz ve içinizdeki, kini temizleyesiniz.”
Hadis-i Şerif
“Allah’ım! Ben yanlış isem, sen kalbime doğruyu düşür. Kardeşlerim yanlışta iseler onların gönlüne doğruyu düşür. Ama bizi birbirimize düşürme.”
Anonim
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.