YİĞİDO BEBEK
Uyu Yiğido bebem; gün senin olacak, devran senin. Bugün ninni sana Ohi Deresi’nin akışı, çağlayışı.. Hatırı kalmasın Karakoçan’ın. Dinle ne söyler bu akça koca? Yaranı söyler, yaran kanar. Takma kafana, uyu sen, uyu Yiğido bebem. Ferhatlar’daki kavaklar eser deli deli, Kızılca’daki balıklar raks eder tavada cızır cızır, iğdeleri buram buram Karakoçan kokar Çiftlik Caddesi’nin, Tepe’deki tozun, Gültepe’deki mezarlığın, barajdaki sazanın. Sorma gitsin.
Anan tutturmuş bir ninni ezelden, yokluk üstüne. Bir lokma bir hırka mertebesinde neredeyse. Baban 24 saat nafakayı teminde.Terli vücudu daha bir anlamlı kokmakta. Deden ise gün görmüş zat, destanlarını anlatır. Ninen ise usulca yün eğirir. Tasvirimiz bu: “Mutlu bir aile tablosudur Karakoçan. Herkesin kendisinden bir şeyler bulduğu, herkesin kanının kaynadığı, sahip çıktığı.”
Ne için mi tüm bunlar? Bil bunları, tanı bunları, kavra bunları Yiğido bebem. Rahatın için, yarının için. Uyu yavrucak gün yakındır. Uyu da büyü ninni. Zamana perçin vurduk Necip Fazıl’la. Bizim heybemizde zamandan azil olmak da varmış. Eyvah ki eyvah! Yine yenilgi olmasın akibetimiz. Yine hüsran olmasın maceramız. Uyu Yiğido bebem, uyu. Uyu da büyü tez elden. O dem vurulacak an yakındır. O bileylenecek yürekler senindir. Kalaylanacak zatlar esirindir.
Sevda bil, yüreğinde ateş bil, ruhunda darp izi belle. Seni sen edene yüz çevirme. Tut bir köşesinden demir ellerinle, erkek yüreğinle. Karakoçanlısın, gözü karasın bilirim. Utanma sahip çık evine, mahallene, ilçene.. Çocuğuna, gencine, yaşlına. Fakirine, yetimine, sahipsizine.El ver, gönül ver. Destek ver, tek yürek ol. Birlik ol. Yanlışını dışa verme, açığını kapat insanının. İltifatını esirgeme, alkışını kesme.
Duyacaksın ezilmişliğini insanlarının. Rençberliğini, ırgatlığını, hamallığını. Dudaklarında bitmeyen türkü bu. Sen sileceksin tüm bunları bir kalemde. Umudun türküsünü yayacaksın tüm dudaklara. Umudun bir adı da sen olacaksın ilçeye. Hissedeceksin geri kalmışlığını ilçenin. Okuma adına, kültür adına, aydınlanma adına tırnağınla gerekirse toprağı kazacaksın.Yetmezse duvara geçireceksin tırnağını. Yumruğunu buzlu cama vuracaksın an gelince. İçindeki ateş yakacak seni, beynindeki ur mahv eyleyecek canını. Göz yaşların boğacak seni.. İtiraz etmeyeceksin, bir demir lokma boğazında kalacak, susacaksın. Öleceksin dirilmek için, bire bin vereceksin. Sen o zaman göreceksin başaklarını, meyvelerini.. Sen o zaman konuşacaksın bülbülü şeyda misali.
Kolay değil bu dava, kolay değil bu yük. Sanırsın ki Karakoçan Akdeniz de bir sahildir, yanılırsın. Sanırsın ki cennet bağının bir top gülüdür, aldanırsın. Sanırsın ki mutlu bir çocuk yüzüdür, üzülürsün be Yiğidim. Fedakarlık ister bu sevda, bu ateş yakar, bu rüzgar savurur. Çekeceksin tesbihini sabır diyeceksin, atacaksın voltanı sabır diyeceksin. Duvara benzeyen suratların asıklığını, kabalığını sineye çekeceksin. Üç kuruş etmezlerin ağız kokusunu çekeceksin.Yere tükürenleri göreceksin, uluorta küfredenleri duyacaksın, kavga ile her şeyi halledeceğini sananları tanıyacaksın. Ama yılmayacaksın. Kıracaksın içindeki putları, ram olmayacaksın asla. Elin, ayağın, hatta boynun vurulacak belki de zincire. Tükenmeyeceksin bir mum gibi. Daha güzel bir Karakoçan düşleyeceksin, başkası yok çünkü. İnsanlarımızı daha güzel tahayyül edeceksin, yakışır hani ilçem efradına. Daha güzel bir ortam arayacaksın ilçemde, eksiğimiz ne diğerlerinden?
Uyu yavrucak gün senin olacak. Devran senin. Dinliyor musun beni. İçindeki devi unutma. Ona yüz çevirme, yanlış yapma. Senin yapıtaşın, özün O. Sen O’sun. Ezdirtme kendini, yüreğin er yüreği, adam yüreği. Bil bunları. Anla kıymetini. Gücünün farkında ol. Sefile el kaldırma, düşmüşe, sarhoşa. Değmez. Kime el kalkmaz iyi bilirsin. Sonra en amansız yerde vurursun hayına, canavar olursun. Tutar parçalarsın isyankarı, riyakarı, sahtekarı.
Ama el kalkmaz masuma, yetime, kadına, kıza.. Bilesin. Uyu yavrucak, gün senin olacak.
Devran senin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.