- 695 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DENEMELER (( MUŞABAK ))
‘’ İNSAN’’ nesnel ve düşünsel gerçekliğe bağlandığı ölçüde acı çeker. Bazen de olduğu hal ile olmak istediği hal arasında ki gerginlikte duyar acıyı. Maddesel dünyanın insana dayattığı, ihtiyaçtan doğan bağlayıcı zorunluluklarda insan acının nereden geldiğini çoğu zaman fark edemez, bir insana bağlanır ayrılıkta acı çeker, mal-mülk yapar kaybetme endişesiyle acı çeker, egosu devamlı arzu halindeyken onu kontrol edemediğinde acı çeker.
farklı konularla ilgili kendince kişisel ölçüler belirleyerek davranışlarında özgürlüğünü kısıtlar yine acı çeker...yani acılarımızı çoğu zaman bizler yaratırız.
YORUMLAR
İstiridye kabuğu 'Sayın Şair Hasan Turgut ' beyfendinin de dediği gibi 'acılarınız yaşanmışlıklarımın zaman içinde içimizin yontusu 've ruhumuzun tedavi edeci yanı ile cila ederiz ve bunlar bizim büyümemize ruhsal olgunluğa ve kişisel benliğimizin sağlamlaşmasına yardımcı olan hallerdir ' aslında ne yaşarsak yaşıyalım
gün gelip kendi kabuğumuza çekildiğimizde ' içimizde olgunlaşan o inci' tanelerini sevgi ve şefkat ile suna bilmek kendimize ve sevdiklerimize ..acılarda bizim en kıymetli incilerimizdir bu bağlamda..
güzel ve anlamlı idi yazınız..yorumundan etkilendiğim sevgili kalem dostu Hasan ' beyfendiye ve size selam ve sevgilerimi sunarım..dua ile.
cinar ayşegül muşabak
inci haikayesini bilirsiniz belkki....Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su üzerinden akıp geçsin diye,
kabuğunu açmış. Su içinden geçerken, solungaçları yiyecek toplayıp
midesine gönderiyormuş. Aniden, yakınındaki bir balık, bir kuyruk darbesiyle kum ve çamur fırtınası yaratmış. İstiridye de kumdan nefret edermiş;
zira kum öylesine pürüzlüymüş ki kabuğunun içine kaçarsa son derece
rahatsız olurmuş. İstiridye derhal kabuğunu kapamış ama çok geç kalmış;
Sert ve pürüzlü bir kum taneciği içeri girip, iç derisi ile kabuğun arasına
yerleşmiş.
Kum tanesi istiridyeyi ne çok rahatsız ediyormuş.
Ama, kabuğunun içini kaplaması için kendine verilmiş olan salgı hücresini hemen çalıştırarak, minik kum tanesinin üstünü kaplamaya başlamış;
ta ki, nefis, parlak ve düzgün bir örtü oluşana kadar...
İstiridye, yıllar yılı, minik kum taneciğinin üstüne katlar eklemeye devam etmiş ve sonunda müthiş güzel, parlak ve son derece değerli
bir inci oluşmuş. Karşı karşıya olduğumuz problemler bu kum taneciğine benzer, bizi rahatsız ederler ve niye bize bu derece eziyet çektirip
asabileştirdiklerine şaşarız;
fakat ; ... azmin getirdiği cesaret ve kuvvetle, sorunlarımızın ve zayıflıklarımızın üstesinden geliriz. ...daha alçakgönüllü,
isteklerimizde daha ısrarlı, çevremizdekilere daha yakın, daha akıllı ve sorunlarımıza karsı daha dayanıklı hale geliriz. ...gizli gücümüzle, yaşamımızdaki pürüzlü kum taneciklerini, bize kuvvet veren ümit ve ilham kaynağı olan değerli incilere dönüştürürüz..