Bir 'Kendim' Vakası
Bu hayat ne için? Doğmak, yaşamak, yaşamak ve yaşamak ne için? Ve sonra ölmek, simsiyah bir çukurda bedenini çürütmek, neden? Cevabımız neden yok, cevap bulanlara söylüyorum, sen niye yaşıyorsun? Birilerinin umutlarını kırıp ellerine vermek için mi ?
Son moda eşyaları olan dublekse ulaşmak için mi onlarca sene didinip çalışmak? Sen ne için çalışıyorsun? Bencilliğini en zirveye taşımak için mi bu yıpranırken yıpratış? Hey sen! Nereye koşuşturuyorsun böyle? İstediğin o kırmızı arabaya ulaşmak için kaybettiğin zamanı söylenip duruyorsun, halbuki sen KENDİN için vazgeçiyorsun kendinden.
Peki sen, beyaz gömleğinin içinden buyrun derken bile gözlerine bakmayan bankacıya uzattığın zarf ne için, kimin için vazgeçtin bugününden?..Hiç kandırma kendini. Pekiştirilmiş sözcüğü unuttun; KENDİ çocuğun için değil miydi? Kırmızı lugan papuçlarıyla zar zor yürüyen bayan, hangi derneğe gidiyorsun böyle? Yine KENDİNİ tatmin etmek için kaç yavrucak adına bağırıp çağırdın kürsüde?
Peki sen hasta babasının ilaç parasını yetiştirebilmek için didinen genç kız... Ne için feda ettin gençliğini, KENDİ vicdanını rahatlatmak için mi yoksa? Basketbol oynayanlara imrenerek bakan genç... Neden ille de mühendislik, baban gibi olabilmek için mi? Belini sıvazlayıp ’babasının oğlu’ dedikleri iki üç dakikalık an için vazgeçiyorsun hayalinden, öyle mi? Yani KENDİN için...
Peki sen bu satırlarıma ulaşana dek kaşlarını çatmış insan... Sen neden sinirlisin bu kadar, başkaları için böyle düşünemez miyim? Bunun için mi bu öfke, onlar için mi? Hayır bence onların içinden biri olduğun için... Ve ben neden bu kadar sinirliyim ve bu sinirimi neden böylesine sertçe döküyorum satırlara? Çünkü onların içinden biri olduğum için...
Ne yazık kendi bencilliği için kendinden vazgeçen insanlık...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.