- 993 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
MALATYALI KADİR
MALATYALI KADİR
Adı Kadir!
Onu şehir ahalisi Mercedes Kadir diye tanır!
Akli dengesi yerinde değildir kadirin. Bütün gün üstünde dolaştığı, önünde Mercedes amblemi olan sopayı, Mercedes araba zanneder ve bu değneğin üstünde dolaşarak yaşıyor kadir.
Eminim ki, buraya kadar anlamış olduğunuz, sadece meczup biri ve bu meczup, sopayı arabası zannederek dolaştığıdır. Hayır hiç te öyle değil. Kadir meczup olmasına rağmen o yaşam kaynağıdır! Koca bir kentin dayanışmasıdır! O bu kentte yaşayanların dudağındaki tebessümüdür! Paylaşma, dayanışma, yardımseverlik duygusudur Kadir! Bu koca kent Kadirsiz, Kadir ise bahse konu bu kentsiz düşünülemez. Meczup diye bilinir ama birçok akıllıdan daha akıllı, birçok uysaldan daha uysaldır Kadir!
Bu kentte yediden yetmişe herkes onunla, o ise herkesle barışık yaşar. Allah var hiçbir zaman taşkınlığına,, aykırı davranışına şahit olunmamıştır. Dudağındaki tebessüm, dudaklara kahkaha olarak yansır, gözlerindeki ışıltı kent ahalisinin yüreklerini aydınlatır! Kadir, böyle bir deli işte!
Hepsi bu mu? Elbette değil. Kadir hakkında daha anlatacağımız çok şey var. O başlı başına bir neşe kaynağı, o belki de kendisini akıllı sanacak zeka, yoksunu insanlara idol olacak yüreği güzel bir insandır.
Evet kadirle ilgili anlatacaklarımız bununla da sınırlı değil! Kadirin asıl öyküsü bundan sonra başlıyor.
Koskoca bir şehir .
Kimilerine göre bir meczup. Ama bana göre onurlu bir kahraman, vatandaşlık bilinciyle kendisini donatmış iyi bir vatandaş, toplumla barışık olması hasebiyle mükemmel bir iletişimci, bu koca kentin hem en zengini, hem de en fakiridir! Belki de o bir ahi’dir!
Ve Mercedes’i sandığı sopayla (Kocaman bir değnek!)arabaların en lüksüne sahip olan kompratördür.
Gün içerisinde zamanının büyük bir kısmını Arabası zannederek üstünde koca şehri dolaştığı bir değnekle onu bir bütün olarak düşünmek gerekir.
Bu koca şehir ve şehirde yaşayan insanlar, Kadir’in kocaman bir değnekten ibaret Mercedes’ini ve Mercedes hayalini her şeyiyle sahiplenmiş durumdadır.
Kadir trafiğe çıktığı zamanlarda, trafik ışıklarında duruyor, arabasını park ediyor, Kadir’i sollamak isteyen diğer sürücüler, iyimser bir temkinlilikle sinyal vererek yavaşça solluyorlar. Öyle ki bazen diğer arabalar trafikte Kadirin Mercedes’ine yol veriyor. Kadir arabasını parketmek istediğinde diğer sürücüler ona imtiyaz tanıyarak durup Kadir’in arabasını parketmesini bekliyor.
Anlayacağınız bu koca kentte yaşayan bütün insanlar o "Mercedes"in farkındadır. Kadirin de farkındadır! Belki de Kayısıyla özdeşleşmiş bu koca kentin anılmasının çok çok önüne geçerek tarihe adını altın harflerle yazdıracak kişidir Kadir.
Kadir’in Mercedes’i yani, sopası; arızalandığında Mercedes servisine götürüyor, ustalar bütün ciddiyetleriyle arızaları anlatıyor Kadir’e!
Ustalardan birisi yağını değiştirirken, bir diğeri mekaniğine bakıyor. Ötekisi cila atıyor, amblemini yeniliyor. Rot balans ayarı, derken, tekerleklerin havasına kadar büyük bir ciddiyet ve titizlikle kontrol ediliyor ve sonrasında bakımı yapılmış bir Mercedes’le Kadir içi huzurlu bir şekilde trafiğe çıkıyor.
Sıkı durun, dahası var.
Kadir trafikte hata yaptığında ve ya yanlış yere parkettiğinde ne oluyor dersiniz?
İnanılır gibi değil, evet, Kadir’in trafikte yaptığı hata ve yanlışların da bir bedeli var ve Kadir iyi bir vatandaş olarak, hem de çok iyi bir vatandaş olarak bu bedeli yasaların öngördüğü bir biçimde itiraz etmeden ödüyor.
Hem iki kadeh aldıktan sonra trafiğe çıkan birini, trafik polisi çevirdiğinde kendisini bi’şey zanneden ukalalar gibi de değil, o gerçek bir beyefendi gibi hatasını kabulleniyor, haksız olduğu durumlarda; “Özür dilerim polis bey.” Diyerek te beyefendiliğini tescillemiş oluyor.
Nasıl mı?
Yaptığı hatalar, işlediği kusurlardan dolayı, trafik polisleri yanlış yere park ettiğinde ya da çok hızlı gittiğinde Kadir’e ceza yazıyorlar. Zamanı geldiğinde muayeneye gönderiyorlar! Büyük bir şaşkınlıkla öyküyü okuduğunuzu görür gibiyim. Ne var ki, bu öyküyü yazmamda bana anlatımlarıyla destek olan dostum sayın Tuncay Karadeniz anlattığında ben de en az sizler kadar şakınlık ve hayranlıkla dinlemiştim.
Ben yine de Kadir’in, polislerle olan diyaloğuna geri döneyim. Evet Kadire kesilen kusur cezalarından bahsediyorduk!
Cezaların kesilmesi, zamanı geldiğinde Mercedes’inin (Değnek) bakıma ya da Muayeneye gönderilmesi de Kadirin talebidir. Ve bu talebe polisler büyük bir hoşgörü ve tevzuyla yaklaşım sergiliyorlar!
Çünkü Kadir; “ben farkında olmadan bir suç işleyebilirim.” Diyor!
“Ben hız limitini aşmış olabilirim.” Diyor!
Ve “Mercedes’imde benim de farkında olmadığım eksiklikler olabilir.” Diyor.”
Daha da önemlisi, “benim yaşamım ucuz değildir ve bu yüzden Mercedes’imin bakımını zamanı geldiğinde yaptırmalıyım. Bu yüzden bunu lütfen bana hatırlatın.” Diyor!
Diğer bir adı da, yasa koruyucu olan polislerin de görevlerini layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini dile getirerek, herkesin yasalara karşı saygılı olmasını, aynı zamanda polislerin de görevlerini adam gibi yapmaları gerektiğini farkettiriyor.
Sizin anlayacağınız, bir koca şehir!
Ki bu şehir Malatya,
Malatya, Kadir’in hikâyesini onunla birlikte yaşıyor. Onun erdemiyle hoşgörüsüyle, yasalara saygılı olmasıyla, Mercedes’ine gösterdiği özen ve ihtimam la insan yaşamının önemine dikkat çekiyor.
Bir ’deli’nin “sopasına” göre yaşayan şehirlerin,
Sopayla, satırla ve silahla birbirlerini kovalayan şehirlere dönüştüğünü gördükçe her şehrin Malatya, her akıllı insanın ise, Kadir olmasını dilemek geliyor insanın içinden. Ve ben dualar ediyorum; “Ey yüce Tanrım, kendisini akıllı zannederek kentlerde toplumsal yaşamı zehreden ve kendilerini dünyanın en akıllısı sanan geri zekâlıları en az Kadir kadar deli eyle.” Amin.
Bu öykü özünde bir şehir hikâyesi ve bir bireyin (Kadir’in) öyküsüdür. Aynı zamanda da sosyolojik bir dramın öyküsü olmasına rağmen insanı hüzünlendireceği yerde, düşündürmeye de sevkeden bir öyküdür!
Bazen düşünüyorum da, sosyal devlet olmaktan dem vuran devlet adamlarına sormak lazım; “nerede hangi kadir’e, hangi Kadir’lere sahip çıktınız? Diye. Kocaman bir farkındalık oluşturuyor insana dair, yaşama dair, sosyal hayata dair! Belki tam da bu noktada, bir devletin sosyal bir devlet olabilmesi için, devleti idare edenlerin de en az Kadir kadar deli olması gerekir!
Ya diğer kentlerde yaşayan insanlarımıza ne demeli?
Sosya yaşamdan bahsettik ya, şimdi sosyal bir vaka’yı hatılatayım size, kaldırımda yürürken o kalabalıklar arasında birine omuzunuz dokunmaya görsün, olacakları siz düşünün!
Ki, daha önce yaşanmış benzeri bir vaka; Ana haber bültenlerinde duymuşsunuzdur. Kaldırımda yürürken omuz attın diye ölmeler öldürmeler yaşandı diğer kentlerde. Böyle olunca da insanın içinden gerçekten Kadir olmak ve Malatya’da yaşamak geçiyor insanın içinden.
Kadir’in başka bir hikâyesi de hayli komiktir. Sıkılmadıysanız onu da anlatmak isterim.
Kadir bir gün Kentin ana caddelerinden birinde seyrederken trafik polisi durdurur ve; arabasını servise götürmesini ister.
Kadir, Polise teşekkür ederek zaman geçirmeden sanayideki servise gider. Mercedes’de ki sorunları teker, teker anlatır.
İşi yoğun olan usta, kadiri oyalamak için; arabaya (Değnek) şöyle bir göz gezdirdikten sonra etrafında dolanır. Hıııı hı hı diye mırıldanır ve “Kadirim, sorun çok büyük! İyisi mi sen arabayı bırak ve2 gün sonra gel." Diye söyler.
Kadir 2 gün sonra arabayı almak için servise gider.
Usta; arabanın daha olmadığını söyleyerek yarın gelmesini ister.
Kadir ertesi gün tekrar gider.
Usta yine olmadığını söyler.
Kadir bir sonraki gün yine gider.
Usta arabanın hâlâ olmadığını söyleyince;
Kadir artık kızmıştır ve dayanamaz;
"Yeter artık ya! Verin arabamı. Kaç gündür yürüyerek gidip geliyorum evime!" Diyerek itiraz eder.
Bunun üzerine usta;
“Kadirin sinirlendiğini hisseder ve ekler; “Kadirciğim parça siparişi verdik. İnşallah bugün yarın gelir ve sen de sorunsuz bi’ şekilde arabana binersin.” Diye Kadiri birkaç gün daha oyalar.
Kadir ise; “şimdi oldu. Öyle söylesenize! Der ve birkaç gün sonra servise uğrar.
Dörtdörtlük bir bakım yapılmış Mercedes’ini servisten alan Kadir tekrar şehrin kalabalık caddelerinde seyr-ü sefere başlar…
Not: Bu öykü, Tuncay KARADENİZ’in anlatımından hareketle yazılmıştır…
Mekan; Malatya.
Olayın kahramanı; Kadir (Mercedes Kadir)
Yazan; Efkan ÖTGÜN
YORUMLAR
Ben en çok kadiri bu duruma getiren nedenleri merak ettim.
Belli ki özünde çok şahsiyetli bir insan.
Dayanamamış olabilir akıllı geçinen delilere ve her gün çivileri bir bir
dökülen bu dünya ya.
İbretlik bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.
Sevgiler,