- 410 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
yazmak
Hiç kimseyi suçlamak yersiz olsa da tüm suç bende demek için artık çok geç. Biliyorum ki geçmiş zaman geri gelmeyecek ve yalnızca anılarda kalacak ve hatırlanmak için bazen bir tuvalde, bazen notalar içerisinde gizlenecek. Ve satırlar arasında kaybolma mücadelesi verirken hayatlar, hep anılar bir sanatçının duygu yüklü eserinde yer alacak. Belki de yapılan hatalar unutulacak, yerine; geçmişte kalan o güzel hatıralar birer nakış misali taze gelinlerin elinde kilimlere işlenir gibi şairlerin dizelerinde hatırlanacak. Şimdiki duyguları bir nebzede olsa bastırmak ve bu buhrandan çıkmak için alacaksın eline kalemi. Kâğıdın üzerine küçük küçük noktalarla işe başlayacaksın. Bazen sıkılacaksın, bazen yorulacaksın, geceler yetmeyecek, sabahlayacaksın, uykusuz kalıp gözlerini ovuşturacaksın, bir sigara yakıp sadece yakarken ondan bir fırt çekip dudağının sol yanına doğru ittireceksin ve küllerini kâğıda mürekkep yaparcasına nefes nefese kalacaksın. Kulakların duymaz olacak radyoda çalan şarkıları, saatin kaç olduğunu dahi merak etmeden, parmaklarına diken batar gibi tırnakların acıtsa da avuçlarını, asla vazgeçmeden devam edeceksin. Bir an önce sona geleyim derken hiçbir zaman o sona erişemeyeceksin. Belki yazdıklarını kimsenin okuma fırsatını dahi bulamayacaksın, yazdıklarınla yalnızca zihnini boşaltıp rahat bir şekilde sonsuzluğa uyuyacaksın. Ama sonu her ne olursa olsun hep içini rahatlatmak için yazacaksın. Hatıralar gözünün önünde canlanacak hangisini yazayım derken zihninden birer birer sayfalar geçecek ve acı da olsa tatlı da olsa yazmaya devam edeceksin. Her dokunuşta ellerin kâğıda üzüleceksin, gülümseyeceksin, heyecanlanıp bir o yana bir bu yana çocuk gibi koşturacaksın. Ressam misali hayal edeceksin ve şuraya bir ağaç kondurayım, altına da bir çalılı yapayım derken bulutlar kararacak ve yağmur yağmaya başlayacak. Kâğıda dökülen her damla gözyaşında sen hala yazmaya devam edeceksin. Rahatladığını sanacaksın ama asla rahatlamayacaksın. Kaybolan boşa geçen günler hep aklına gelecek ama onları bir kenara bırakıp asla güzel şeyleri yazamayacaksın. Mürekkebin bitecek, satırlar yetmeyecek, yorulup usanacaksın, lakin ümidin hiç bitmeyecek. Nasıl ki şair mısralarında hece hece döşerken inci gibi sözleri, sende dizeceksin ipe boncuk dizer gibi ardı ardına harfleri kâğıda. Kâğıt bayram edecek, senin her çizdiğin şekille anlam bulacak. Bazen duraksayacaksın aklına hiç bir şey gelmeyecek ve saatlerce günlerce bakakalacaksın bembeyaz boş bir sayfaya. Günlerce teğet geçeceksin, görmezden geleceksin, unutmaya çalışacaksın, umursamaz tavırlarla bir o yana bir buna savuracaksın yarım kalan satırları. Bu tıkanıklık belki de bir ömür boyu sürecek. Ve son nefes verirken tamamlayacaksın sözlerini. Ardı ardına sigaralar yakacaksın, elindeki sigaran bitecek, paketten bir tane daha çıkaracaksın, bir daha bir daha bir daha… derken diğer pakete geçeceksin. Hiç dışarı çıkmak istemeyeceksin, yemek yemeden su içmeden yazmaya devam edeceksin. Tuvalet ihtiyacın olacak onu dahi gidermeyeceksin. Yatağını masaya taşıyacaksın, üzerine yorgan niyetine kâğıtlar örteceksin, kalemin yastığın olacak. Üşüyeceksin geceleri bir kâğıt daha örteceksin. Kulakların duymaz olacak, gözlerin görmez, belin ağrıyacak, kolların yorulacak, zihninde bazen başka düşünceler olacak. Sen burada kâğıt gözyaşların arasında yüzerken bir gemiye binip ada ada dolaşacaksın. Ve bir de bakacaksın ki aşağı satıra geçmişsin, bir sayfadan diğerine uzun bir yolculuk yapmışsın. Çakmağında gaz bitecek, sigara yakmaya dermanın yetmeyecek, ama asla yazmaktan vazgeçmeyeceksin. Dinlediğin radyo da sevdiğin şarkı çınlayacak kulaklarında, bazen sözlerini kâğıda ekleyeceksin bazen de kendin şarkıya yeni sözler türeteceksin. Aklına gelecek tüm yaşantın hangi birini yazayım derken bir diğerinden diğerine atlayacaksın. Anılar birbirine karışacak, cümleler anlamsızlaşacak, geriye dönüp okuduğunda sen bile bir şey anlamayacaksın. Ama hala yazmaya, mücadele etmeye devam edeceksin. Ve bununla mutlu olup bununla yaşayacaksın. Hayatında yaşayamadığın mutluluğa yazarak kavuşacaksın. İnsanlar okumasın diye büzüştürüp, tavan arasına sıkıştıracaksın, üzerini karalayıp cebinde taşıyacaksın, kelimeleri hecelerine ayırıp sayfaları teker teker yırtacaksın. Bunları yaparken bile anılarla büyüyeceksin. Sakalların çıkacak, tıraş köpüğünü kaleminle süreceksin yüzüne, kâğıdın keskin köşesi ile birer birer keseceksin tüylerini. Sırtın kaşınacak, masanın bir ucundan öbür ucuna belini dayayıp, bir aşağı bir yukarı kaşınacaksın. Tüm bunları yaparken bir yandan da diğer kelimeyi düşünüp hemen zihninde dolaştıracaksın, unutmamak için sürekli sürekli tekrarlayacaksın. Bir anda fark etmeden sona geleceksin. Tam bitti derken yeniden başlar gibi tertemiz bir kâğıt alıp devam edeceksin. Tüm sayfaları uçak yapıp uçuracaksın, odanın bir köşesinden diğer köşesine tek başına yarış edeceksin. Birbiri üzerine dizeceksin sayfaları, gözyaşlarında ıslanan satırları sobanın üzerinde son demlik çayın dibini ısıtırken fırında kurutacaksın. Kuruturken bir yandan kestaneleri çizeceksin, bir yandan da odunları sobaya dolduracaksın. Terleyeceksin, terleyip kıyafetlerini çıkaracaksın, çıkardığın kıyafetleri soba borusundaki askılığa asacaksın. Radyonun pili biterken, pillerini dişlerinle çiğneyip tekrar tekrar takacaksın. Ayakların artık dayanamayacak, sürekli masanın altında bir o yana bir bu yana sallanmaya. Bileklerin değerken kâğıdın kıvrımlarına, izleri çıkacak damarlarının kağıdın her satırına. Omuzların sızlayıp düşecek aşağıya, kafan gömülecek iki omzunun arasında çukurluklar oluşacak. Beğenmediğin yerleri karalayıp geçeceksin bir çırpıda, hemen oradan uzaklaşmak için harfleri gittikçe büyütüp, kelimeleri birbirine küstürüp dövüş kavga ile mesafeleri çoğaltacaksın, satır aralarını genişletip parmaklarınla üst satırları saklayacaksın. Cümleleri ardı ardına dizerken bazen bir kelime için saatlerce bekleyeceksin. Bazen de bir sözlük dolusu kelimeyi hafızandan kaçırmamak için son sürat yazmaya devam edeceksin. Ve tüm bunları yaparken sadece mutlu olacaksın…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.