- 357 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAR TANELERİ
Yatağın ucunda, camın tam kenarında oturuyor ve biraz kendi yansımamı biraz da aylardır hasret çektiğini belli edecek sertlikte yağan kar tanelerini seyrediyorum. Elimde kalemim ve hemen önümde vazgeçilmez defterim duruyor, masanın kenarındaki Puşkin’in "Yüzbaşının Kızı" adlı kitabı ve bitişiğindeki kulaklık hayatımı özetlercesine selam gönderiyor bana ve belki de kurtulmamı istiyor bu tekdüzelikten. Günlerimi kar taneleri gibi geçirmem gerektiğini fısıldıyor doğalgazın etkisiyle gördüğü soğuğu hissedemeyen kulaklarıma. Kar taneleri gibi... Kim inanır hepsinin bambaşka olduğuna? Ama hepsi farklı yapıda ve hiçbiri özenip de taklit etmiyor aynı gökten koptuğu kardeş tanesini.Ben kelimelerle kardan adam yapmaya çalışırken kağıt üzerinde, ilk kez motor sesi dışında bir şey duyuyorum bugün camın öte tarafından gelen. "Simiiit!" diye bağırıyor adam kışın amansız soğuğunda, dizine kadar gelen karın ortasında... 4 tane simidi kalmış ve bugün en fazla 4 TL daha para kazanabilir ama kesinlikle bağırmaktan usanmıyor montsuz, kabansız, beresiz, atkısız, eldivensiz, botsuz simitçi...Aslında olayın iç yüzünü bilmiyorum ve simitçi gayet iyi bir maddi düzeyde de olabilir belki ama beni asıl ilgilendiren, yüzüme tokat gibi çarpan "Paranın değeri ve çalışma" vurgusu... Bu konuda 3 saatlik bir konferansa katılsaydım kesinlikle bu kadar etkilenmezdim.Zira biliyorum ki köşedeki internet kafede çocukluğunu çöpe atan birkaç genç "birbirlerini öldürmecilik" oynuyor sahte ekranda ve simitçinin kazanabileceği maksimum paradan daha fazla yatırıyorlar kafenin kasasına. Üstelik eğlenmek namına yapıyorlar bu "Sahte katilcilik" işini ve dışarıda yaşanan doğa güzelliğnin farkına varmıyor hiçbiri. Oysa şimdi tam da kartopu oynamanın ve istenirse kardan adam yapmanın zamanı... Ama para vermediklerinden olsa gerek içlerine sinmiyor ve dışarı çıkmıyorlar. Bile bile bir kışı daha ıska geçiyorlar. Gerçi belli olmaz, yazın bir yerlerde kar topu oynama merkezi açılırsa bir dünya baba parası bayılıp oraya gidebilirler.Sinirleniyorum... Biraz dünya klasiği okuyorum, geçiyor. Olmadı, Barış Manço dinliyor ve rahatlıyorum.Hiçbir şey yapamazsam küçük bir not kağıdına şaheser karalıyorum hızlıca.Tekrar mutlu oluyorum ve gözlerimi kapatıyorum çok farklı bir güne uyanmanın umuduyla...Kar taneleri gibi...Kim inanır hepsinin bambaşka olduğuna...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.