- 1780 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR STAR YARIŞMASI -2-
Efendim, araya Reklamları koymuştuk malum. İşte o reklamlar sırasında stüdyoda olanlar hücum ettiler tuvaletlere .Artık o tuvalet kapıları önünde ne şiirler yazıldı ne siz sorun ne ben anlatayım. Evlerde de durum aynıydı. Yurdumun çilekeş kadınları kocalarının önünde olup da çoktan boşalmış mısır patlağı kasesini yeniden doldurmak, evlatlarının , kocasının ve kendilerinin üçer beşer yuttukları meyve, börek, kurabiye ve benzeri yiyecekleri takviye etmek için mutfağa koşarlarken kocalar ve evlatlar - sonradan yine evin kadını tarafından temizlenmek üzere- tuvalete koşarak içlerindekini boşaltıp reklamları müteakip yeniden doldurmak için taarruza geçtiler.
İşin doğrusu hangi diş macununun florürlü olduğu hiç kimseyi ilgilendirmediği gibi florür denen şey ne işe yarar, ya da yarar mı kimsenin umurunda değildi. Hele de kamu spotu olarak yayınlanan sigaranın zararları… Zavallı herifin biri kıçını yırtıyordu ‘’Sigara sağlığa zararlıdır’’ diye lakin millet tam da o anda yakıyordu sigarayı. Çünkü seyrettiği şey bir dizi ise ya da bizim şiir star yarışması gibi bir yarışmaysa onu nefes almadan seyrediyordu.
Mesela benim kaynana…100 defa seyrettiği Kemal Sunal filmini 101. Kez seyrederken bile bizlerden biri hapşıracak olsa hemen ‘’Durooo’’ diye uyarır bizleri hâla. ( ‘’Duro’’ Fethiye’ce bir kelime olup Türkçedeki karşılığı ‘’Durun, kıpırdamayın, nefes bile almayın’’ dır. ) Rahmetli kayınpedere 100 defa filmlerdeki ölen insanların gerçekte ölmediğini izah etmişimdir ama o yine de bir filmde ölüm sahnesi olduğunda ‘’ Ola bunlar essahtan ölmeyir değil mi hoca? ‘’ diye sorardı.
Neyse…Reklam arası dedik az bir şey nostalji yaptık. Affola.
Reklamları müteakip stüdyo beleşçileri ve jüri üyeleri tekrar yerlerine oturduktan sonra ( Biz seyirciler o sahneleri görmüyoruz tabii ki. O bakımdan saf saf herkesin saatlerce o koltuklara yapışmış gibi oturduğunu sanıyoruz ) yarışma tekrar tüm hızı ve hararetiyle başladı.
HARİKA KAYMAK- Herkes çişini, kakasını yapıp rahatladığına göre yarışmamıza kaldığımız yerden devam ediyoruz stüdyomuzun sayın cazgır seyircileri ve ekranları başında yavaş yavaş obez mandalara dönüşecek olan sevgili seyircilerimiz. Şimdi huzurlarınıza gelecek olan şairimizin adı Doğa Hayat…Soyadı : Tır…Yaş; 23, Boy: 1.80, Vücut ölçüleri 90-60-90 Alkışlarınızla sahneye davet ediyoruz: Doğa Hayat Tır…
TEPEDEN BİR SES: Yahu Allah’ın manyağı. Şiir yarışması yapıyoruz burada. Boyuna, vücut ölçülerine ne gerek var?
HARİKA KAYMAK- Şiire bakan kim Allah’ını seversen. Milletin derdi şiir mi sanıyorsun?
TEPEDEN BİR SES- Sen de haklısın. Neyse..sen devam et.
Bastığınız takdirde kırılacak söğüt dalı kadar narin bir hamfendi olan Doğa Hayat Tır sahneye girer ve kimi seyircilerin yanlış anlaması neticesinde bazılarının ‘’Boğa’’, bazılarının ‘’Doğan sen bizim her şeyimizsin’’ tezahüratları arasında şiirini okumaya başlar.
DOĞA HAYAT TIR-
Doğa ne güzel
Hayat ne güzel
Kuşlar ne güzel
Böcekler ne güzel,
Börtü de bir o kadar güzel
Yemyeşil ağaçlar
Sapsarı kanaryalar,
Siyah-beyaz alaca kargalar
Kestane rengi tavuklar
Horozların ibiği kırmızı
Karafatmalar banyo yapıyor beyazlanmak için
Kuzular annelerinin peşinde
Meme istiyorlar.
Meee mee meeee
Eşek sıpaları ai diyor ince ince
Arı vız vız vız
Köpek enikleri hev hev
Kediler miyav
Siz hiç duydunuz mu şimdiye kadar?
Kargaların gak dediğini?
Karınca her zamanki gibi kararınca.
Hayat ne güzel
Doğa ne güzel
Orman ne güzel
Kabaramazsın kel Fatma
Annen ne güzel
Sen de güzelsin
Ağustos böcekleri ne güzel
Bambu kamışları güzel
Onları yiyen pandalar güzel
Sonacııımaaa…
Bİ JÜ- Doğadaki milyonlarca canlıyı tek tek sayacak mısın ‘’Ne güzel diye ?’’
Kİ JÜ- Valah haklı diyirsen bu sefer. Hatun gazı aldı gidiy.
ÇÜ JÜ- Muhteremler yüce Rabbimiz hiç bir canlıyı beyhude yaratmamıştır. Her birinin ayrı bir vezaifi vardır. Bırakın da muhterem kızımız şiirini tamamlasın
DOĞA HAYAT TIR- Sulardaki memeli,memesiz, kafadan bacaklı canlılar ile yosun ve deniz börülcelerinden bahseden kısmı okumayayım mı yani?
Bİ JÜ- Ay yeter. Tamam anladık. Doğa güzeldir ama kısa kessen diyorum. Daha bir sürü şair var sırada.
Kİ JÜ-( Doğa’ya) Vallah ha bu garı pek doğri gonuşmaz ama bu sefer doğri diyir bacım. Kısa kesesen de Aydın havası ola.
ÇÜ JÜ- Aydın havası değil muhterem. Aydın abası.
Kİ JÜ- Aydın havası, Aydın abası…Gısa kessin.
ÇÜ JÜ ( Doğa’ya) – Sen bu Medusa kılıklı hamfendi ile Bu Fir’avn kılıklı beyefendiyi sallama kızım. Devam et bu na mütenahi şiirine.
Bİ JÜ-Ulan herif boğarım seni. İnan olsun boğarım.
HARİKA KAYMAK- Şeyyyy. İsterseniz hemen değerlendirmeleri alalım
Bİ JÜ- Ay bunun neresini değerlendireceğiz ayol. Oldukça basit bir seleksiyon. Bu bir şiir yarışması olmasaydı herhangi bir konsorsiyumda böyle bir varyasyon bir hayli pastoral duygular yaratabilirdi ama böyle bir konsept için oldukça vidanjör olmuş.
Kİ JÜ- Şiir uzun ama güzel yine de. Yüreen sağlık bacım. Elleriy dert görmeye.
Bİ JÜ- Yüreen sağlık yüreen sağlık. Başka bir bok bildiğin yok ki. Ama kabahat sende değil. Seni bu jüriye alanda.
Kİ JÜ- Ula hiç olmazsa benim ne dediğim anlaşıliy. Ya sen? Ne diysen anlamak için şifre uzmanı gerekli
ÇÜ JÜ- Ahhhh aaaahhhh. Zavallı şiir kimlerin ellerinde kaldı. Şu güzel kızın bu kadar muhteşem şiirindeki nezafeti, letafeti, atıfeti, haşyeti görmekten , hissetmekten uzak insanlar gelmiş burada şiir yarışmasında jüri olmuşlar. Çok esef verici çoookkk.
HARİKA KAYMAK- Sayın jüri. Lütfen değerlendirmelere ve akabinde puanlara geçelim.
TEPEDEN BİR SES- Lan salak. Sana ne. Bırak birbirlerini yesinler. Görmüyorsun sen ama biz burada görüyoruz ki reytingler tavan yaptı. Kes sesini . Hatta becerebiliyorsan iyice yangına körükle git.
HARİKA KAYMAK- Anladım..Stüdyoyu yakayım. Orasını anladım da körük ne?
TEPEDEN BİR SES- Manyaklaşma. Sen sadece sun. Bırak jüri birbirini yesin. Karışma.
HARİKA KAYMAK- Sayın jüri üyeleri. Yönetimden kulaklığıma mesaj geldi. Değerlendirmeyi, puanı bırakıp birbirinizi yiyecekmişsiniz.
TEPEDEN BİR SES- Hay senin gibi sunucunun…( Biip biiip sesleri )
Bİ JÜ- ( ÇÜ JÜ’ye ) Ataerkil bir toplum düzeninde sizin bu kaba tavrınızı aslında hiç de yadırgamadım. Hep kapitalist düzenin getirdiği reenkonstrisikiflikler bunlar.
Kİ JÜ- ( ÇÜ JÜ’ye) Garı haklı diy. Ataerkil düzen olmasaydı sen böyle rahat rahat gonuşabilir miydin. Di hele.
ÇÜ JÜ- Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım. Aman Allah’ım midem kazınıyor hani benim ekmek arası kaşarım?
DOĞA HAYAT TIR- Şiirime devam edeyim mi? Tam olarak ‘’ Ağısar’ın nalini, gel salıni salini bölümüne, dolayısıyla su memelilerinden olan balinilere gelmiştim.
Bİ JÜ ( Parlar artık) Balini ne yaaa…Balini ne? Balina o.
Kİ JÜ- He vallah… Pervari bali hem de. Balini değildir bacım. Bal’ina.
Bİ JÜ-( Harika Kaymak’a) Kızım puanlara geçmeyecek miyiz?
HARİKA KAYMAK- Bana ne ya. Ben karışmıyom. Geçerseniz geçin, geçmezseniz kafanıza göre takılın.
Bİ JÜ: Çok çok uzun bir şiir olmakla beraber şairemizin sahnedeki duruşu, makyajı, sesinin tınısı ve buğusu, kıyafetlerinin uyumu münasebetiyle benden yedi puan.
Kİ JÜ- Bacım. Şiirin uzun lakin ondan da kötüsü rediflere hiç dikkat etmemişsen. Şiirin bazı yerlerinde ölçü de kaçmış. Mesela ‘’Kuşlar ne güzel’’ derken ölçü 4+4+3 onbirli olmuş amma velakin ‘’Karınca her zamanki gibi kararınca’’ derken 4+3=7 li hece ölçüsüyle yazmışsan. Hece şiirinde bu asla affedilmez. Benden 4
ÇÜ JÜ- Sultani yegah makamında bir şiirde hece ölçüsü arayan bu şiir bilmez ile Cenab-ı Rabilaleminin yarattığı tüm nebatat ve hayvanata düşman olan bu hatuna inat 10 puan verecektim ama ufak bir hatanız var hanım kızım. Ki o hata esame-i mübarekelerinizde de mevcut: Doğa değil hanım kızım tabiat. Şiirin en başında ‘’Doğa ne güzel’’ yerine ‘’Tabiat ne güzel ‘’ deseydiniz puanım tamdı ama bu durumda benden 9 puan.
Doğa Hayat Tır da hayırlısıyla bir kaza bela çıkarmadan ve kendisi bir kazaya belaya uğramadan sahneden sepetlenirlen sahneye yüzünden düşen bin parça , gözleri giryan, yüreği büryan bir vatandaş gelir.
TEPEDEN BİR SES- Sami, sen bari sapıtma. Yüreği büryan ne ne yahu. Oldu olacak acılı Adana deseydin. Büryan değil o püryan…
Harika Kaymak seyircilere çaktırmadan bir elini yumruk yapıp öteki eliyle şaplağı indirerek çaktırmadan Sami’ye ‘’Nasıl kapak ama’’ manasındaki o meşhur işareti yaptıktan sonra seyircilere döndü ve sundu tabii ki.
HARİKA KAYMAK- Şimdi de huzurlarıza gelecek olan şairimiz der ki: Şiir demek hüzün demektir. Evet alkışlarınızla huzurlarınızda Melisa Melan Koli
Melisa Melan Koli sahneye gelmeden önce Jüri de bir kıpırdanma olur.
Kİ JÜ-( Bİ JÜ ye) Abla koli mi geliymiş? İçinde ne varmış? Kime geliymiş?
Bİ JÜ- Ay ne biliyim be. Sahneye koli basili gelecek bu sefer galiba. Dezenfekte etselerdi bari.
ÇÜ JÜ- Bu sefer ben de anlamadım. Bekleyelim görelim.
İşin ilginç tarafı stüdyo konukları da anlamamışlardır olayı ve onlar da ‘’ Koli sen bizim her şeyimizsin’’ diye yırtınmaktadırlar anlamsız anlamsız.
Neyse efendim Melisa Melan Koli sahneye gelir ve şiirini okumaya başlar:
MELİSA MELAN KOLİ-
Elma yanaklı yarim
Kiraz dudaklı yarim.
Fındık burunlu sevdiğim
Zeytin gözlü bir tanem.
Bırakma beni
Bırakırsan beni
Sol yanım ufff olur
İşte o zaman
Sakın bana
Cumbullu cumbullu aslanım aslan
Sol yanım uff oldu sağ yana yaslan deme
Çünkü ben
Hüznünle perişan
Aşkınla hürüşan
Çoktan mezarlığın en na mütenahi köşesinde
Ölmüş bir şekilde
Hayata veda etmiş olacağım.
Vuslatın dayanılmaz firakında
Sessizce öleyim bırakın da
Bir sessiz mezar taşı
Ve bir tas arabaşı yeter bana.
Beni benle bırakın
İstemem artık ne lütuf ne ihsan
Anladın mı ey vefasız İhsan.
Boyun posun devrilsin İhsan
Boyun posun devrilsin İhsan
Hüngür hüngür hüngür
Melisa Melan Koli şiirini biridiği anda stüdyo resmen helak olmuştur. Tabii ki bu hüzün sadece stüyo ile sınırlı kalmayıp televiyonlarının başında bu yarışmayı izleyen 78 Milyon vatandaşımızı da derin bir elem ve yasa boğmuş, evlerdeki çarşaf ve nevresimler akan göz yaşlarını silmeye yetmemiştir. Sadece jüri ciddiyetten taviz vermemek için ağlamamaktır.
Bİ JÜ- Ay kız bu neydi böyle?
Kİ JÜ- Tam damar olmuş bacım. Hani jüride olmasam alırdım elime jileti, kendimi doğram doğram doğrardım. Rahmetli Müslim Babadan bu yana böylesini ne duydum ne işittim. Yürek, dalak, böbrek, ciger, pankreas, apandisit ne kadar iç organın varsa hepsiye gurban, hepsiyi öpiyem.
ÇÜ JÜ- Yüreğimizi çâak çâak eyledin kızım. Rabbim o İhsanın boyunu posunu devirsin inşallah.
Bİ JÜ- Şiir veri imposıbıl olmuş yavrum. Tüm kalbimle kutluyorum. Yalnız bir yere takıldım.’’ Ölmüş bir şekilde hayata veda etmiş olacağım’’ diyorsun ya işte oraya kafam takıldı. Ölmüş bir şekilde olmadan hayata veda etmek mümkün mü?
MELİSA MELAN KOLİ- Orada diyorum ki yani hem ölmüş olacağım, hem de hayata veda etmiş olacağım.
ÇÜ JÜ- Ben orayı anlamıştım muhterem evladım. Yani diyorsun ki ki ölmeden önce herkesle tek tek vedalaşıp her birisinden helalık isteyeceğim, sonra da gidip hanım hanımcık öleceğim. Orayı anladım da Şeyi anlamadım.
MELİSA MELAN KOLİ- Neyi anlamadınız efendim?
ÇÜ JÜ- Vuslatın dayanılmaz firakı…Onu anlamadım. Vuslat buluşma, bir araya gelme, firak ise ayrılık olduğuna göre vuslatın firakı ne menem bir şeydir?
Kİ JÜ- Ha onu mu anlamamışsen. Bir de eleştirmen olarak hava atirsen. Ne var anlamayacak. Kız diyir ki ‘’ Bir birleşiyik, bir ayriliyik bu böyle olmiyir İhsan’’
ÇÜ JÜ- Evet hiç o açıdan tahkik etmemiştim mamafih haklı olabilirsiniz.
Bİ JÜ- Yani her boku anladınız bu iki şeyi anlamadınız öyle mi? Mesela kızın daha şiirin başında ortamı manav dükkanına çevirmesini anladınız?
ÇÜ JÜ- Onda anlaşılmayacak ne var azizem. Kız bize yaradılışın sırrını izah ediyor.
Bİ JÜ- Nasıl yani?
ÇÜ JÜ- Elma diyor kızımız değil mi? Bir elma, bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kainatın misal-i musağğarıdır Hem san’at itibariyle koca ağacın bütün tarih-i hayatını taşıyan elmanın, çekirdeği itibariyle öyle bir harika-i san’attır ki, onu öylece icad eden, hiçbir şeyden âciz kalmaz.
Bİ JÜ- Yani şimdi şairemiz ‘’Elma yanaklı yarim’’ demekle aslında sevdiğinin yanağından değil, kainatın yaratılışından bahsediyor öyle mi?
ÇÜ JÜ- Bittabii ki öyle.
Bİ JÜ- Neyse…Uykum geldi. Tartışamam seninle. Bir an önce puanlıyalım da gitsin. Sırada bir tane daha var.
Kİ JÜ- Müslim babamızın yolunda olduhça önemli mesafeler kat etmiş olan bu şiire benden 10 puan.
Bİ JÜ- Melankollinin dibine vurmuş olması açısından ben de on puan vermeyi düşünsem de şiirde oldukça hallisünasyonik paradigmalar ve bir hayli reenkostik yanılsamalar bulunduğu için benden beş puan.
ÇÜ JÜ- Bence de şiir oldukça güzel lakin cüz’i iradenin küllî iradeye dönüşümünü izah eden mısraların kıraatında kızımız zaman zaman bazı detoneler yaptığı için benden sekiz puan.
Evet…Melisa Melan Koli de dahneden ayrılır ve gecenin assolisti sahneye davet edilir..
HARİKA KAYMAK- Şimdi huzurlarınıza gelecek olan şairimiz meşhur adını vermek istemeyen seyircimizdir. Bu sefer yine adını vermiyor ama bizi kırmadı stüdyomuza geldi. Huzurlarınızda Decal…
TEPEDEN BİR SES- Hay ben senin gibi sunucunun…Kızım doğru okusana şunu.’’ Decal’’ değil ‘’Deccal’’ çift c var orada.
HARİKA KAYMAK- Deccal ne yaaa? Bu nasıl mahlas? Daha doğrusu mahlas ne?
TEPEDEN BİR SES-Sana ne? Sen kes sesini. Müşteri veli-i nimetimizdir.
HARİKA KAYMAK- Evet sayın seyirciler. Ne diyordum…Ha evet…Şimdi de huzurlarınızda büyük şair Veli Nimet…
TEPEDEN BİR SES- Lan geri zekalı. Şiir yarışması yapıyoruz burada. Büyük şair olup olmadığına sen değil, jüri karar verecek. Hem Veli Nimet’i de nerenden çıkardın anlamadım ki? Kısaca Deccal de otur yerine.
HARİKA KAYMAK- Öf aman beee…Huzurlarınızda Deccal.
Stüdyo konukları da artık sıkılmışlardır devamlı ‘’ Sen bizim her şeyimizsin’’ tezahüratından. O bakımdan bu son yarışmacıyı ‘’ Padişahım çok yaşa ‘’ diye karşılarlar.
Sonunda Deccal mahlaslı şair sahneye gelir ve önce hariçten sonra dahilden, gazel türü şiirini okumaya başlar.
DECCAL-
Deccalım ben.
Şarlatanları bilirim.
Şeytanı gördüğünde
Şırlatanları bilirim.
Hele beni gördüklerinde
Tırlatanları bilirim.
Yedi taş yetmez bana
Yüzlerce fırlatanları bilirim.
Bana derler fındık kurdu.
Çıktı yol üstünde durdu
Kutu kutu pense
Elmalar yense
Arladaşım İbraam Çavuş
Arkasını dönse.
Ne kutular gördüm içlerinde adam yok
Ne de adamlar gördüm ellerinde kutu yok.
Ankara’nın armudu, Malatya’da kayısı
Kutu aklıma getirdi çölde kutup ayısı.
Nay nay narinam naay nay nay nay
Nay nay narinam naaaay.
HARİKA KAYMAK- Şimdi sayın jürimizden şiirle ilgili değerlendirmelerini alıyoruz.
Bİ JÜ- İşte şiir bu. Şu dizelerdeki amitoz bölünmeden ortaya çıkan ahenge, şu imgelerdeki mükemmel prefabrikasyona, şu betimlemelerdeki müthiş ustalığın insana verdiği monofaz elektriğe bakar mısınız?Sizi kendime çok yakın buldum ve müsaade buyurursanız bu vech ile size üstadım diyciğim.
Ki JÜ- Vallah gardaş, şimdi ‘’Yüreegen sağlık deycem olmayacak. Eksih galacah. O bahımdan diyrim ki ‘’ Bilumum sakatatlarına gurban’’
ÇÜ JÜ- Mana özgül ağırlığı olan muhteşem bir derûni döküm olmuş. Bu şiiri ayakta alkışlamak yetmez. Yüksek müsaadenizle ben amuda kalkarak alkışlıyorum. Ber murad olunuz efendim. Rabbim sizin gibi hayırhah kullarını başımızdan eksik eylemesin.
HARİKA KAYMAK- Allah Allah. İlk defa bir şiirde üç jüri üyemiz de mutabık kaldı. Hayret bişi. Neyse efendim yorumlarınıza ekleyeceğiniz başka bir şey yoksa puanlamaya geçelim
Bİ JÜ- Ayol dabakhaneye b.k mu yetiştireceksin? Acelen ne? Daha dur bakalım. Yoruma yeni başladık.
( Sonra yarışmacıya hitaben konuşmasına devam eder ) Şiiriniz gerçekten de oldukça fromboğazlı profitroller içermekte. İleride umarım bolca waffle ile süsleyip biraz da cappicino ile zenginleştirsen Frederiko Fellini’yi, Armando Diyego Maradonayı, hatta Alex de Souza’yı bile sollayabilirsin şiir konusunda.
Kİ JÜ- Vallah gurban ilk defa haklı diy bu yaşlı garı. Şiirindeki kafiye örgüsü, bizim memleketin gelenegi görgüsü, mısralardaki vurgu, makarnası burgu, ne istiysen var şiirinde. Ömriy uzun ola.
ÇÜ JÜ- Nasıl diyim bilmem ki? Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zâhirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikîyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir. Hülaseten derim ki şiiriniz ile bir Mevlevi dervişi misali vecde gelip sema yapmak istedi gönlüm ille velakin nefsim ‘’ otur ey fâni. Şeker var, tansiyon var, dönmek sana göre değil dedi.’’ Maşallah. Süphanallah.
HARİKA KAYMAK-Artık puanlamaya geçebilir miyiz?
Bİ JÜ- Ayol belli değil mi puanlar? Benden on.
Kİ JÜ- On yetmiy ama burada başka puan kartı yokdur gurban. Benden de on.
ÇÜ JÜ- Şiirinize benden de on ama bu şiiri mutlak surette ilahi normunda bestelemeniz ve mübarek vatadaşlarımızın faidelerine tevdi eylemeniz gerekmektedir.
Ve nihayet Harika Kaymak sonucu ilan eder:
HARİKA KAYMAK- Evet nasılsa servisle evlerine bırakılacakları için oturduğu koltuktan kalkmak istemeyen stüdyo konukları ve yarın sabah işe, okula gitmeye sıra gelince ‘’ ben böyle hayatın içine edeyim ‘’ diyecek olan öğrenci ve emekçiler…
Yarışmamız sona erdi. Jürimizin verdiği onar puanı cep telefonumuzun hesap makinesiyle topladık ve noter huzurunda toplam 30 puan olduğunu tasdik eyledikten sonra sonucu açıklıyoruz: Yarışmamızın birincisi sayın ismini vermek istemeyen yarışmacımız Deccal dır. Vatana millete, gelecek kuşaklara hayırlı uğurlu olsun.
BİTTİ.
YORUMLAR
Şu tepeden gelen ses var ya: Yaşına, başına, dişine, muhabbet kuşuna bakmadan; bekarken asılan evlenince kasılan biri olmasın :)
“elma diyor kızımız değil mi? Bir elma, bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kainatın misal-i musağğarıdır. Hem san’at itibariyle koca ağacın bütün tarih-i hayatını vs. :
Bediüzzaman Hz. Said-i Nursi hazretlerinden üslup çalıntısı. Atın şunu siteden :)
Ha bir de kızımız şiirinde diyor ya hani (mealen ve manaen): Sıpa ince ince anırıyordu, sıpalar anırmaz: Erkek eşek anırır (Söz meclisten dışarı elbet).
Deccal tam puanı bence de hak ediyor.
Sevgiyle kal.
sami biberoğulları
Evet Bediüzzaman Said Nursi'den çalıntı var. Yani şimdi bir şiir star yarışması yapacağız, içinde çalıntı olmayacak. Hiç olur mu? Eşyanın tabiatına ters her şeyden önce.
Tepeden gelen bir sese ben de gıcık oldum işin doğrusu. Baksana herif bana bile ukalalık yapıyor.Neymiş efendim büryan değilmiş de püryanmış. Çok fena kızdım. Bir dahaki sefere onu ele alacağım sanırım.
Sıpalar anırmıyorsa onların çıkardıkları sese ne deniyor? Bunu da özel olarak irdelemem lazım.
Her şeye rağmen hak yerini bulduğu için, yani birincilik ödülü hak edene gittiği için mutluyum.
Selam ve sevgiler.
Sami hocam,iki saatimi aldı bu yazı .Bu kadar uzun yazma yahu..:)))..!!!..Diğer şiirlere yorum yazamaz olacağız.Neyse tarzınızda hep güzel olanları okuyoruz.Teşekkür ederim sevgi ve selamlar...
sami biberoğulları
Çok çok haklısın da olmuyor işte. Aslında bu yazı bölünmez bir bütündü ille velakin araya reklam koyup ancak iki bölüme indirebildim.
Okuduğun ve güzel yorumun için çok çok teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Şimdilik gönlümü ve nefsimi avutuyorum böyle yazarak çizerek. Ötesi nasip meselesi.;
Güzel yorumun için çok çok teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.