- 593 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ONDAN SONRA
Günün birinde ABD baskanı Obama ile Pakistan Devlet Başkanı ve Hindistan Devlet Başkanı bir toplantı için uçakla Uruguay’a gidiyorlarmış. Tam da Uruguy’a vardıkları sırada uçak bilinmeyen bir nedenden dolayı düşecekmiş.
Kaptan pilot herkese uçaktan atlamaları gerektiğini söyleyip paraşütlerini vermiş.
Herkes atlamış.
Bu üç başkan Uruguay devlet Başkanı Jose ‘Pepe’ Mujica’nın yaşadığı küçük bağ evine inmişler. Gidip kapıyı çalmıslar. Ev sahibi Jose ‘Pepe’ Mujica’ya olayı anlatmışlar.
Jose ‘Pepe’ Mujica barakada benimle beraber iki kişinin daha yeri var, kalan bir kişi de ahırda yatabilir demiş.
Pakistan Devlet Başkanı, "ben yatarım" demiş. Gitmiş ahıra; bakmış ki bir domuz var, geri gelip; "arkadaslar islam dinine göre domuz haram... Ben yatamam orada," demiş.
Hindistan Devlet Başkanı, "iyi madem ki, gidip ben yatayım," diyerek gitmiş. Fakat o da iki dakika sonra gelmiş; "ahırda inek var. Bizim inançlarımıza göre inek kutsaldır, ben de yatamam," demiş.
Bunun üzerine Obama, "ne yapalım," demiş, "iş başa düştü. Gidip ben yatayım bari..."
Onun gidişinden iki dakika sonra, inekle domuz çıkıp gelmişler.
Jose ‘Pepe’ Mujica’ya, "Kusura bakmayın sayın başkan, ama böyle bir şerefsizle biz aynı ahırda yatamayız," demişler.
ONDAN SONRA,Pepe, devrimci mücadelesine ilkokul çağlarında başlamıştı. Hapislerde geçen uzun yıllar, türlü işkenceler onu olduğu insandan başka birine dönüştürmeye yetmemişti. Dile kolay, tam altı kez vuruldu. Ama yolundan hiç dönmedi. Çünkü o başkaları için bir şeyler yapmanın, fedakârlık etmenin en iyi şey olduğunu henüz gençlik çağında fark etmişti.
Pepe, Lucia ile evliydi. Karısı Lucia’ya olan tutkusunu, "Eşinize aşkınızı ve sevginizi göstermenin her yaşınızda farklı bir yolu var. 20’li yaşlarınızda başkadır, 70’li yaşlarınızda başka…’’ diye anlatıyordu. . "Bu hayattaki tek bağımlılığım aşktır’’ diyen bir başkandı Pepe... O ve karısı sıradanlıklarıyla, insanı insanca yaşamayı bir yaşam tarzı olarak kabullenmişlerdi. Bu tarz tüm dünyaya örnek olmuştu. Dünyada milyarlarcası olan sıradan, kendimiz gibi basit bir insanı görmekten şaşırıyorduk. Bu şekilde yaşadığı için onlardan nefret edenler, utananlar vardı. Ona ’deli’ diyenler de bir hayli fazlaydı! Evet, o bir deliydı! Egosu güçlü, zavallıların yüzeysel bakış açısından...
”Dünya adeta çıldırmış gibi. İnsanların, bizim yaptığımız, aslında normal olması gereken şeye hayranlık duymaları çok tuhaf. Bu takıntı beni endişelendiriyor” diyordu Pepe.
Eşi Lucia ise, ‘’Biz, kendimizi bize yakıştırdıkları gibi ‘fakir’ görmüyoruz. Böyle çok mutluyuz. Çoğu insandan çok daha azla yaşadığımız için çoğu insandan çok daha az endişemiz ve çok daha az problemimiz var,’’ diyordu.
Pepe, Dünyanın en etkili yüz düşünüründen birisi olarak kabul ediliyordu.
Evvelce yasak olan kürtaj olmayı serbest bıraktı.
Eşcinsel evliliklerine izin verdi.
Marihuana kullanıcılarını yasadışı satıcıların elinden kurtarmak uğruna, aşırı tüketime müdahale şartıyla, esrar serbestîsi getirdi.
Bu serbestilerden sonra hem halkı, hem de dünyanın sevgisini ve taktirini kazandı. Bu reformlardan sonra ülkesi ’dünyanın en sosyal liberal ülkesi’ ilan edildiğinde, buna, "benim ülkem liberal bir ülke değildir, bu reformlar aklın gereğidir," diyerek karşı çıktı.
Aylık maaşının yüzde 90’ını oluşturan 7500 Euro’yu sosyal programlara bağışladı. Maaşından geriye kalan 485 Euro ile geçindi. Pepe’nin devlet başkanlığı maaşının yüzde doksanını almayarak bağışlama gerekçesi, ‘paranın bu kısmına ihtiyacımız yok‘ şeklindeydi. Makam aracı olarak 1987 model emektar ‘vosvos’unu kullanıyordu. Üzerinde yıllandığı belli giysilerinden ve yine uzun yıllardır giydiği anlaşılan ayakkabılarından bir kez olsun utanmadı. Ona, ‘fakir devlet başkanı’ diyenlere, her defasında ‘’zenginliğin gerçek anlamını bilmediklerini’’ söyledi.
Birine yardım edip de mutlu etmenin hazzı emsalsizdir. Pepe, saraylara, servete, gösterişe ve israfa karşıydı. Devlet başkanlığı sarayını, başkentteki evsizler için sığınma evlerinden biri olarak ilan etmişti. Küçük bir sebze bostanı vardı. Pepe, biricik eşi Lucia ile başkentin dışındaki bu tek odalı mütevazı bağ evinde adı Manuela olan bir bacağı sakat sevgili köpekleriyle yaşıyorlar ve orayı aynı zamanda devlet başkanlığı konutu olarak kullanıyorlardı. Yaşadıkları baraka sadece iki polis tarafından korunmaktaydı. Pepe, elin toprağa bulaşmasının büyüleyiciliğinden şöyle bahsediyordu; ‘’Kendi ektiğiniz bir sebzeyi koparıp yemenin keyfinden daha büyüğü olacağını düşünemiyorum’’. Onlar, yaşadıkları barakadan çiftlik evini bir tarım okuluna çevirmeyi düşünüyorlardı. Öldüklerinde bu okulda çevre köylerden gelen çocuklara doğayı sevmenin ve tarım yapmanın öğretileceği bir okul... Onun yönetiminde devlet, süt gibi temel ürünlere fiyat sınırı koydu. Her çocuğa parasız eğitim ve yanında ücretsiz bilgisayar sağladı.
Ekonomilerin tüketimi büyüterek büyüyebileceğine asla inanmıyordu. Onun ekonomik felsefesi, yatırım ve istihdam üstüne kuruluydu. Bunun için tasarruf yapmanın önemini her platformda dillendiriyordu.
Enerji, doğal kaynak israfına karşıydı. En büyük ideali kalıcı şeyler inşa etmekti. Halkın satın alma gücünü arttırmaya, öte yandan da sınır tanımaz tüketici taleplerini elimine etmeye çaba harcıyordu. Zaman israfını hiç sevmiyordu.
Ah be Pepe! Ne olacak senin bu halin, bilmem ki... Ülkenin itibarını hiç mi düşünmezsin be adam?
Pepe, arkasında; yolsuzluk, eşitsizlik, adaletsizlik gibi acı gerçekler altında ezilen halklar için unutulmaması gereken, çok değerli bir miras bıraktı.
Uruguay devlet Başkanı Jose ‘Pepe’ Mujica’yı ve onun gibi bu dünyayı insanlar için yaşanılası bir yere dönüştürmeyi amaç edinenlerin çoğalması dileğiyle...
Ondan sonra, okumadığınız yazılarımda buluşmayı sürdürmek üzere...
Nurten Paracıkoğlu, Sarımsaklı, 07 EKİM 2015...
Kaynak:
onedio.com/haber/uruguayli-bir-delinin-hatira-defterinden-alinmasi-gereken-19-ders-464579
amerikabulteni.com/2014/01/01/ist...
ONDAN SONRA Yazısına Yorum Yap
"ONDAN SONRA" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
8 Ekim 2015 Perşembe 01:19:49
Ona fakir diyenlere, "Gerçek zenginliğin ne olduğunu bilmiyorsunuz" demiş.
Ne kadar da doğru söylemiş Uruguay devlet Başkanı Jose ‘Pepe’ Mujica..
Hakkında yazılar başka yazılar da okumuştum ve imrenilecek bir insan örneği gerçekten ve
ben de canı gönülden onun gibi insanların çoğalmasını çok isterim..
Sevgiler,