- 1730 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TURİZM YATIRIM PROJELERİ ÖNCELİKLİ DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR
Geçenlerde bir TV belgeselinde, Avusturya’da bulunan, HallStatt köyünü izledim.
“diş hekimi, tuttuğu balığın önce dişine bakar” misali ben de bu belgeselden
Ülkem adına gözlemler, değerlendirmeler çıkarmaya çalıştım.
Köy, Unesco dünya mirası listesine alınmış. 60 Km2 alanda, göl kenarında kurulmuş,
1000(bin) kişi yaşıyor ama yılda 8 milyon turistçe ziyaret edilen doğa harikası, tarihi
bir köy.
En çok da Çinli turistler geliyorlar. Hatta Çin’de bir şirket 2012 yılında, bu köyün birebir
Ölçekli kopyasını ülkesinde inşa etmiş.
Sokaklar pırıl pırıl. Yerlerde değil bir çöp, kuru yapmak bile bulamazsınız.
Bizde ise sigara paketini ya da izmaritini, çöp kutusuna atma oranı %20 yi geçmez.
Şunu anladım ki; turist, para harcayıp tatil yapacaksa, güvenli, huzurlu, temiz, doğal
beldeleri seçiyor.
Sanayi ve teknoloji yatırımlarında ger kalsak da, turizm ve tarım bizim için
bu topraklar ve doğal zenginlikler için iyi bir yatırım alanıdır.
Turizm, sağlık, eğitim ve savunma alanında yapılan harcamaları, ölçülü olmak şartı ile
kimse israf olarak görmez.
Turizm de aslında bacasız sanayidir. İstikrar ve güven ortamı sağlandığında
Yeni İstihdam alanları oluşturma adına turizm yatırımları artık, siyasi parti vaadi değil
her partinin destekleyeceği devlet politikası haline gelmelidir.
En azından bu treni kaçırmamamız gerekiyor.
Yukarıdaki köyü niye anlattım?...
Taklidi bile yapılan canlı bir örnek var karşımızda.
Biz taklitçi olamayız. “Bu tatil beldesinin biz nasıl daha iyisini yaparak, dünyanın
dikkatini çekebiliriz, turizmden para kazanabiliriz” azim ve gayretiyle hareket
etmemiz gerekiyor.
HallStat köyü gibi tesisler kurulacak bizim ülkemizde, sahilde ve dağlık ormanlık alanda
En az 1000 tane belde belirleyebiliriz.
İlk etapta 100 köy için proje ve arge çalışması yapılabilir. Bu 100 projenin
Ellisi dağlık ormanlık alanda, diğer ellisi ise deniz ya da göl kenarında yapılabilir.
Trabzon Çaykara Uzungöl, Bursa Cumalıkızık , Muğla Akyaka beldesi bunu kısmen
başarmıştır ama planlama ve yatırım tanıtım hedefimizi daha yüksek belirmeliyiz.
Bursa, Misiköy, baraj civarı Dağyenice, tirilye, İznik gibi doğa ve tarihi özelliği
Olan 100 beldeyi pilot çalışma ile yerli ve yabancı ziyaretçilere, dünyaya açmalıyız.
Karadeniz’in dağlık alanları ve sahilleri de bu alanda yatırım yapmaya çok elverişli
yerleşim yerleri vardır.
Örneklemek gerekirse: Ayvacık, Bafra Nebiyan Turizm bölgesi,
Alaçam, Yakakent, Gerze sahili ve dağlık bölgeleri..Kastamonu ve ilçeleri
Hele doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde, turizm geliri getirecek, istihdam sağlayacak
nice elverişli beldelerimiz var.
Öncelikle o bölgede, yatırım için gelen iş makinalarını yakan zihniyet değişmelidir.
1980 li yıllarda lisedeki Turizm ve coğrafya hocamız esprili dille :
“turist inek gibidir. Ne kadar ot verirseniz o kadar süt verir” derdi.
Canı ve çantası tehlikede olan turiste, altın tasta şerbet sunsanız ne anlamı var ki?...
Belirlediğimiz 100 bölgedeki 100 tatil beldesinin, yerli ve yabancı ziyaretçiler için
cazip hale gelmesi için ne tür hizmetleri kapsamalıdır? : Sıralayalım
1. Köy konağı, yönetim ve koordinasyon merkezi
2. Barınma için otel ve pansiyon
3. Sağlık ocağı ve eczane
4. Güvenlik Merkezi
5. PTT ve iletişim merkezi
6. Otopark ve oto bakım merkezi
7.Tarım, hayvancılık ve yerel tarih müzesi
8.Kafeterya, restoran, kütüphane
9.Civar köylerin ürettiği doğal köy ürünlerinin satıldığı kooperatif
10. Dinlenme ve oyun parkları, piknik alanları
11.tarım, hayvancılık, arıcılık yapılan ve gezilebilen , alışveriş yapılabilen üretim çiftliği
12. Çok amaçlı 250 kişilik salon ( konser, konferans, düğün vb)
13. Farklı inançlar için ibadethaneler
Bu örnekleme ihtiyaca göre, ar-ge ve planlama çalışmalarında daha da geliştirilebilir.
Tecrübelerle projeyi geliştirerek her yıl 100 adet köy inşa edebilir, projeyi
10 yılda toplam 1000 köy ile tamamlayabiliriz.
Turizm, tarım ile istihdama ve en önemlisi ülkemizin dünya ölçeğinde
tanıtımına büyük katkı sağlayacaktır.
Bizim taklide ihtiyacımız yoktur.
Doğal güzelliklerimiz, taklit edilemeyecek kadar muhteşemdir.
Bu projelerin finansman sorunu olmaz. Parça parça ihaleyle satılabilir,
kiralanabilir. Yap işlet devret modeli uygulanabilir.
Hatta dünya şirketleri yabancı sermaye ile de gelebilir.
AB fonlarından hibe alınabilir.
Fakat yapabildiğimiz kadarını kendimiz yapalım derim.
Bu bir “kanal İstanbul projesi” değil. Meyvesini 20 yıl sonra verecek
“merkez Türkiye” projesi değil.
Seçmen, asgari ücret emeklisi ve çalışmak zorunda olan işsiz bir vatandaşın,
devlete ve onu yönetmeye talip siyası kadrolara kalıcı bir yatırım önerisidir.
Terörü bitirelim, kavgayla yol alma metodundan vazgeçelim.
3T : Teknoloji, Tarım ve Turizm yatırımları ile gelin bu ülkeyi
200 milyon insanın huzur ve refah içinde ekmek yiyeceği
bir ülke haline getirelim.
Siyah, beyaz, sarı renkli, dinli, dinsiz, putperest diye ayrıştırıp
Dünyayı yaşanamaz hale getirmek kime ne kazandırmış ki?
Okumaya değer bulan ya da bulmayan herkese selam ve sevgilerimle.
Ali Rıza MALKOÇ
Samsun 07/10/2015
www.arm.web.tr
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.