Unutmayı Deneme
Önce yüzünü unutmalısın. Anlıyorum. Böyle başlar tüm bitişler. Boş bir sayfaya yazdığım adını silmek gibi, hayır değil. Boş bir sayfaya sahip olduğunu hatırlamamak gibi. Başlıyorum.
Bu saatlerde seni düşünüyor olmalıydım. Duyduğum güzel bir masalı ya da bir melodiyi sana sunuyor veya yaklaşık 15 dakika önce keşfettiğim bir özelliğimi sana anlatarak kendimi tanıtıyor, hatta belki sevmediğim veya eksik olduğunu düşündüğüm bir özelliğimi anlatarak beni anlamanı ve hoş görmeni bekliyor olmalıydım. Yapmadım. Yeni farkına vardığım özelliğimi sana atlatmadıktan 5 dakika sonra bitirdiğim şiiri sana okuyup düşünceni alıyor olabilirdim ki oraya hiç girmedim. Ne yapıyorsun? Ne yapıyorum kendime? Yine mi uyumadım? Sıradan bir gün olabilirdi bugün. Anlamıyorum. Boş bir sayfaya yazmıştım adını. Siliyorum.
Sen şimdi beni sorarsın. Ben böyle boşlukta asılı mı kalmış yoksa düşüyor mu emin olabilmek için etrafındaki nesnelerin hareketliliğine bakan, kanadından emin olmayan bir kuş gibi hissediyorum. Öyle bir kuş var mı bilmiyorum ama umarım vardır. Yoksa çok karışır çünkü. Yanlış hissetmiş olamam ya! Açıkçası kendimde değilim kendim. Sen bakma bana. Ben de bakmıyorum kendime. Sağımda, solumda, önümde ve arkamdaki benliğimi çepeçevre saran tüm karanlıklara çarpa çarpa nereye gideceğinden ve nereye gitmek isteyeceğinden tam emin olamayacağı yere gitmeye çalışan, belki tek belki iki kanadı da kırık bir kuşum. Evet. Ve hissetmiyorum. Hissetmediğimi varsayıyorum.
Güzel şeyler olsa susulmaz, susunca da güzel şeyler olduğunu görmedim hiç. Niye susulur? Anlamıyorum. Susmak acıyı anlatmaz mı? Vazgeçmek gibi. Susuyorum. Bazen bir aynaya susmak gibi, hayır değil. Bazen bir aynadan kendine susmak gibi susuyorum. Yüzün diyorum, yüzün. Gölgeni unutuyorum. Gölgeni unuttuğumu varsayıyorum. Söyleyecek oluyor, anlatamıyorum. Anlatamadıklarım kalsın, anlayamıyorum. Nasıl güzel unutulur bilmem. Güzel olanı unutuyorum. Güzel olanı unuttuğumu varsayıyorum. Böyle olsa daha kolay olurdu her şey. Kolay olan unutmak. Kolay olanı unutuyorum.
Bu saatlerde beni düşünüyor olabilirdin. Unuttuğun bir kararsızlığını kararlı bir şekilde bana anlatırken unuttuğumu umuyor veya güzel şeyler olmadığını ve olmayacağını bilerekten unuttuğum kadar anlatıyor olabilirdin. Neyse ki bu saatlerde beni düşünmüyorsun. Bu saatler de beni düşünmüyor. Ben de bu saatleri hiç düşünmüyorum. Ben şimdi seni sorsam anlatmazsın. Sormuyorum ki anlat, söz anlamayacağım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.