Hiç'liğime..
bugün ve yarın
geçmişte ve gelecekte
yüreğimdesin,solumda
sol yanımda..
Kendime dahi itiraf edemediğim şeyler varken yüreğimde sana dair,gözlerin gözlerimde konuşmak ne haddime? Ben bu nedenle gelemedim sana. Yüreğini yüreğimde hissettim her ne kadar bana ait olamasanda. Nefesini nefesimde hissettim sen karşımda. Ne kadar uzaksan benden,bir o kadar yakınımdaydın aslında. Ama bilemedin. Gerçi bilecek de değildin ya. Gözlerine gökkuşağının tüm renklerini yüklerken ben,fırtınanı estiriyordun yüreğime bilemeden ve göremeden. Görecek de değildin sahiden. Oysa sen yolcu olarak girmedin yüreğime,şimdi bu gitme neden? Müsait bir ayrılıkta gitmek üzere mi gelmiştin bu sevdaya sen. Gelmiş miydin sahiden?
Buz tutmuş gönlümü gözlerinin sıcaklığıyla ısıtırken haberin var mıydı gönlümün sokaklarındaki kandilleri yaktığından? Adım atılmamış yollarında gezinirken,en çorak yerleri bile gül bahçesine çevirdiğinden haberin var mıydı? Gecenin kör karanlığında ilerlerken,gördün mü sen o karanlıkta imkânsızlığı?
O imkânsızlık benim için sendin. İmkânsızlık seninle başladı, hayallerinle son buldu,ondan şimdi ki bu hiç’liğim.
Gözlerimden gönlüme altın ey sevgili. Gözlerim gönlümdeki gözlerinde. Gönlümün daldığı yerdesin işte..
Vazgeçilemeyen sen değilsin, vazgeçmeyen hiç’liğim...