- 650 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Her Yanım Kan Kokusu
Mehmet Sait ULUÇAY
Bazen uyurken yaşarsınız en büyük korkuları. Umudu düşlerken, acının limanında demirlenir uykularınız. Payınıza düşeni omuzlamak istersiniz, ancak, yetmez takatınız bu acıya. Bir aşk gecesi duyumsuzluğunu yaşamak için gökyüzüne asmak istersiniz rüyalarınızı, rüyalarınız parçalanır bomba sesleriyle. Güneşe yol almak istersiniz, düşlerde kanar sevinciniz. Kursağınıza düğümlenen bir hıçkırıkla uyanırsın. Bir türlü hayra yoramazsınız perme perişan yorgun rüyalarınızı…
Çünkü yaşananlar, gerçeğin yansımasıdır rüyalarınıza. Rüyanızın bitimiyle, utanır gün doğumunun ilk ışıkları. Aydınlatmaz gün ışığı ruhunuzu. Bir kasvet sarmış dört yanınızı. İlikleriniz donar doğan güneşe inat. Isıtmaz, sarmaz sizi … “Her yanımda bir eksiklik var” dersiniz. Elleriniz titrer, nefesiniz daralır, sesiniz kısılır ve yüreğiniz burkulur… Dedenizden kalma radyoya uzanır elleriniz. Bir nağmeyle serinlemesi için yüreğinizin. Radyoda silah sesleri!..
Dün gece boyu gökten ağan yıldızlar, bu günün habercisiydiler sanki. ”Her yıldızın kaymasıyla bir çocuğun yarınsız kaldığını biliyordum” dersiniz.
Yalnızlığımın payına düşen kapkaranlık bir gecenin acep hangi acılara gebe olduğunun çok bilinmeyen denklemlerini çözmekle uğraşa durursunuz gece boyu. Kalp ritminiz bozulur, nefes alış verişleriniz hızlanır, terletici ve de boğucu sıcaklığa rağmen, gece üşür.
Akşamdan beri gecenin zifiri karanlığında bir gün yaşıyorum şimdi. Kışın ayazında sokakta yalın ayak dolaşan bir afacanın titremesini yaşıyordu gece. Yanı başımdaki coğrafyadan patlayan silahlar, zifiri karanlığı yarıyordu kulaklarımı tırmalamak için. Bir bomba, kulak zarımı patlatmaya ant içmiş gibi, geceyi paramparça ediyordu. Ve ben hala utancımla yaşadığım günün kar ve zararını hesaplıyordum.
Sizi bilmem ama ben her gece bu rüyayı görüyorum. Kan kokuyor düşlerim. Filistin oluyor yüreğim. Ve kurşunlarla her gün bin yerinden kanıyor. Her yanım kan kokusu…
Umudun kurşunlandığı bir iklimin coğrafyasında yetim doğuyor ve yarınsız büyüyor çocuklar… Çocuklar ki, yüreğimin mahzun filizleridir. Ellerinde kan, yürekleri bin parça. Yüreklerde kalmamış merhameti avuçlarımızda arayan kan çanağı gözler. Ramallah’ın Gazze’nin kan kokan tomurcuk gülleri çocuklar… Ah, yârim, sevdam, gözyaşım, hayalim, umudum, ah yüreğimde yetim büyüyen, Filistinli çocuğum!
Arşı alayı titreten kundağa sarılı bebeklerin ahları, birer bomba gibi düşüyor kalbimin orta yerine. Yüreğim mi Filistin kadar büyük desem; Filistin mi yüreğim kadar küçük desem? Filistin kanıyor, yüreğimde kan sızıyor… Her yanım kan kokusu…
Kan sıçrayan elleri sıkan bedbinler, ne zaman sileceksiniz yüzünüzde asılı duran utancınızı.
Ey sancılarla kuduran bulutlar!.. ya merhamet yağdırın hissiz ve duygusuz kalmış yüreklere ya da tükürün utanmaz ve arlanmaz yüzlere. Belki ayağa kalkar insanlık. Belki yeni akınlarla Ramallah’a yürür Yavuz Selim’ler…
Ey Nebi, ne olur yeniden başlatsanız da en büyük miraç yürüyüşünüzü. Ayağa kalksın boynu bükük öksüz ve yetim şehir. Selamınla serinlesin Kudüs’ün yüreği ve Filistin yüreğim.
Her yanım kan kokusu… Her yanım kan kokuyor!..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.