- 1713 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
DİKKAT ! EDEBİYAT DEFTERİ SİTESİNDE AJAN VAR !!!!!
Geçenlerde öyle boş boş ve de salak salak face bookta milletin yaptığı paylaşımlara bakıyorken pat diye telefonum çaldı.
Ukalalık yapıp da ‘’ Telefon pat diye çalmaz’’ demeyin. Benim telefonum pat diye çalar.
Tabii ki bu kör gözlerle kimin aradığına mı bakacağım? Hemen açtım. İnce sesli bir bayandı arayan.
-Hocaaammmm.
-Pardon kim olduğunuzu çıkaramadım Kimsiniz siz?
-Ben Cemile…Gubbak Cemile…
-Anlamadım.
-Ben Cemile…Gubbak Cemile…Gaydırı Gubbak Cemile.
-Aaaaa…Kız sen 0054 Cemile misin yoksa? Ne o öyle Ben Bond, James Bond gibi?
-Ah hocam ahhh. Siz memleketteki gerçek değerleri bilmeyosunuz. James Bond da neymiş.O 007 ise ben de bu güne bu gün 0054 üm.
-Allah Allah. Her şey aklıma gelirdi de senin MİT ten olduğun aklıma gelmezdi.
-MİT den deel hocam. Ben Sitenin Ajanıyım.
-Hangi sitenin? Ağaoğlu My World sitelerinin mi?
-Yok be yaaa. Bizim sitenin.
-Edebiyat Defterinin yani? Allah Allah. Edebiyat Defterinde böyle bir birim olduğunu bilmiyordum.
-Zati yok ki. Ben fevri çalışıyom.
-Fahri yani?
-Fevri, fahri her ne ise. Yani gönüllü çalışıyom.
-Şaştım kaldım. İyi de neden?
-Sitede ihtilal yapanlar var? Onlara savaş açtım.
-İhtilal mi? Ansızın’ı devirip siteyi ele geçirmeye çalışanlar mı var?
-Yok be hocam. Heriflerle garılar başka şairlerin şiirlerini, yazılarını alverip alverip bu bizim şiirimiz, bu bizim yazımız deyi yayınleyiveryolar.
-Haa anladım. İntihal diyorsun yani.
-Evet hocam ondan işte.
-Ya Cemile boş ver bu işleri. Zamanında ben de az uğraşmadım. Mesela başka bir vatandaşın şiirini kendi şiiri diye yayınlayan bir hatun ile baya uğraştım. Sonra baktım o hatun aldı başını gitti. Hatta şiir kitabı bile çıkardı. Ben ise olduğum yerde uygun adım sayıyorum. Hem intihali ispat etmek oldukça zordur. Boşuna kendini yorma. Artı boşuna düşman kazanma.
-Ama hocam benim deyverdiklerimin intihal oduğu çok açık.Mesela sene bi dene şiir okuyam.
‘’Bin komando operasyonda çocuklar gibi şendik.
Bin komando o gün dağ gibi teröristleri yendik.
Bordo bereli kumandan haykırdı: ‘’İlerle !’’
O Eylül sıcağında Zap’ı geçtik kafilelerle.’’
-Sene neyi hatırladıyo? Deyver gari hocam.
-Hımmmm. Çıkaramadım.
-Yav Yahya Kemal’in Akıncılar şiiri deel mi bu?
-I ıh değil. O şiirde bin atlı var. Bunda bin tane komandodan bahsediyor. Komando intikal edeceği yere askeri araçla gider. Çarpışma esnasında ise at kullanmaz. Piyadedirler genellikle. Sonra, Akıncılar şiirinde geçilen nehir Tuna, burada ise Zap…Tuna nireee Zap nire?
-Yani bu intihal deel diyon?
-Aynen öyle.
-Peki o zaman şunu dinle. Vatandaş göya yabancı dilde yazmış.
Thin and long bir yoldayım.
Iam going gündüz gece.
I Dont Know ne haldeyim
Iam going gündüz gece.
When I born anda.
I Walked hayli zamanda.
Two kaplı bir handa
Iam going gündüz gece.
Veysel astonısh iş bu hale.
Some time ağlaya, some time güle.
To arrive için menzile
Iam going gündüz gece.
-Harika olmuş. Kimin bu?
-Kimin olcek. Aşık Veysel’in.
-Yok. Aşık Veysel’inki çok farklı. Bu tamamen özgün bir eser. Şairini kutlamak lazım.
-Yani deyosun ki bu da penaltı deel.
-Yer yer Aşık Veysel’in şiirine benzeyen ince sipürükler olmakla birlikte bu şiirde kullanılan bol miktardaki farmakolojik imgeler, şiiri belli başlı edebi şahaserler içine sokmuş. Tebrikler.
-Hocam, sipürük, farmakolojik, bunlar ne?
-Ohooooo. Sen daha bunları bilmiyorsun bir de ajanlık yapmaya kalkıyorsun.
-Valla bilmeyon. Sen deyversene.
-Valla ben de bilmiyorum.
-Peki madem. Buna da intihal deel de de görem seni.
Yaş elli, yolun beşte dördü eder.
Goethe gibi sonlarındayız hayatın.
Orta yaş zamanımızdaki cevher,
Ağlamak sızlamak boşuna bugün,
Çeşm-i siyahına bakmadan gider.
-Bunun neresi intihal?
-Yav görmeyon mu? Garı, Cahit Sıtkı’nın Otuz beş yaş şiirini araklamış.
-Yahu asıl sen görmüyorsun. Baksana bu şiirde yaş elli. Adam Dante gibi değil Goethe gibi, delikanlılık değil,orta yaşlılıktan bahsediyor.Sadece bir yerde Aşık Daimi’den etkilenmiş o kadar.
-Nerde?
-Hani son mısrada çeşm-i siyah diyor ya işte orada Aşık Daimi’nin ‘’ Ne ağlarsın benim çeşm-i siyahım’’ türküsünden alıntı yapmış. O kadar da olur artık.
-Diğer mısralarda yok deyon yani?
-Kesinlikle yok. Bence sen bırak bu ajanlık işini.
Evet…Cemile’ye ‘’Ajanlık işini bırak’’ dedim ama onun hiç de bırakmaya niyeti yoktu. Az bekledikten sonra yine konuşmaya başladı.
-Hocam tamam..Şiirlerde yok deyosun. Peki yazılara bakalım.
İçimden ‘’ Offf yaaa’’ desem de kibar adamımdır. ‘’ Peki bakalım’’ dedim gariii. ( yav benim lehçeyi de bozdu )
-Hocam dinle bak. Daha yazının başlığını okur okumaz anleyceksin intihal olduğunu.
-Buyur. Dinliyorum.
-Yazının başlığı ‘’ Pembe Kasketli Oğlan’’
-Eee ne var bunda?
-Yav annemedin mi? Gırmızı Başlıklı Gızdan araklama.
-İllallah yani Cemile… Hani renk körüsün o yüzden kırmızı ile pembeyi seçemedin. Kasket ile başlık arasındaki farkı da bilmiyorsun diyelim; Yahu biri kız, öteki oğlan. Onu da mı görmüyorsun?
-Hocam dine…Okudukça aynı olduğunu görcen.
Evvel zaman içinde Anadolu’nun bağrında bir fidanlıkta Pembe kasketli bir oğlan ile bubası yaşar imiş.
-Tamamen farklı bir eser. Bunlar Anadolu’da, bir fidanlıkta yaşıyorlar her şeyden önce. Ayrıca anası ile değil, babası ile yaşıyor. Diğer husus da Türk masalları ‘’Evvel zaman içinde’’ diye başlar. Oysa Bunun orijinali dediğin masal ‘’ Once upon a time’’ diye başlar.
-Dinne hele. Dinne…
Pembe Kasketli Oğlan ve bubası bu fidanlıkta Galaphagos kaplumbağası ile Komodo ejderi beslerlermiş. Zürafa, fil, yaban eşeği, timsah, çita ve daha pek çok hayvanları da varmış.
-Anadolu’nun bağrı için biraz fazla abartılı olmakla beraber yine de yazarın hayal gücünü kutlamak lazım. Sınırları baya zorlamış.
-Pembe Kasketli Oğlanın büyük babası da bir başka fidanlıkta yaşar imiş.
-Ya ben bu Kırmızı Başlıklı Kız hikayesinde de aha bu yazıda da hep bu noktaya takılır kalırım. Yaşlı başlı adamı neden kendi yanlarına almıyorlar? Yahut da neden bir huzur evine kapatmıyorlar?
-O gısım möim deel hocam. Dinne bak.
Pembe Kasketli oğlan her gün dedesine yemek ilediverirmiş.
-Gel de patlama…Her gün onca yolu tepeceklerine yanlarına alsalar ya ihtiyar adamı.
-Hocam. Ellaam goca herif ‘’ Beni köyümden etmen ‘’ deyo. Eh bunlar da bu köyde iş dutmuşlar. Çaresiz her gün yemek ilediveryolar.
-Ha bak bu oldu. Mantıklı.Neyse sen devam et.
-Pembe Kasketli Oğlan her gün yemek ilediverirmiş dedesine, emme o bozkırlarda yaşayan bir de ayı var imiş. Ayı bu Pembe Başlıklı oğlana göz koymuş. ‘’ Ben bunu yemezsem bene de Ayı Hüso demesinler ‘’ der duru imiş.
-Bak görün mü. Hikayede ayı diyor. Oysa Kırmızı Başlıklı Kızda kurt vardı di mi?
-Pembe Kasketli Oğlan bir gün yine dedesine yemek iledivermek için yola çıktığında Ayı Hüso düşmüş bunun peşine. Bir okaliptüs ağacının önünden gecerken aniden böööö diye çıkmış garşısına. Demiş ki ‘’ Pembe Kasketli Oğlan. Nerye gidiyon? Dey ver bakem.’’ Pembe kasketli oğlan ‘’ Sene ne ‘’ diye kesdirip admış. Lakin ayı bu. Laf diner mi? ‘’ Ülen bene bak bene…Sene ıısan gibi bir soru sorduk. Deyvereceksen de, demeyceksen seni bi güzel yiyim.’’ deyince Pembe Kasketli Oğlan gorguvermiş. ‘’ Dedem gile gidiyom. Aş ilediverceedim’’ diye cevap vermiş. Ayı Hüso ‘’ Ey madem, ilediver’’ Diye salmış Pembe Başlıklı Oğlanı. İçinden de ‘’ Ben ondan önce gidip şunun dedesinin evine varayım.Pembe Kasketli Oğlan oraya varınca bir güzel yerim’’ demiş.
-Ya dur bir dakika. Bak ben hikayenin Kırmızı Başlıklı Kız versiyonunda hep bir yere takılırım ki bunda da var: Kurt ya da ayı neden bu Kırmızı Başlıklı kızı, ya da Pembe Kasketli Oğlanı yakaladığı anda yemiyor da ille baba annenin ya da dedenin evinde yemeye çalışıyor? Bunca zahmete, bunca dümene, dalavereye ne gerek var? Doğduğumdan beri dinlerim bu masalı ama bu sorunun cevabını bulamadım.
-Demek ki kurt ya da ayı milletinin böyle acayip bir fantezisi var hocam.
-Bravo…Evet..Fantezi meselesi. Şimdi oldu. Devam et sen.
-Sonna ayı Hüso gidip Pembe Kasketli Oğlanın dedesini yiyip onun yatağına yattı.
-Bak gördün mü. İntihal yok. İntihal olsa Aynının kılık değiştirmesi gerekiyordu. Oysa bu hikayede kılık değiştirmiyor.
-Hocam onu açıklamış yazar. Deyo ki ‘’ Ayı Hüso önce kılık değiştirmeyi düşündü emme baktı ki dede ile arasında hiç bir fark yok, bundan vazgeçti.
-Ve sen hâla intihal diyorsun?
-Dinne bak. Daha bitmedi.
Pembe Kasketli Oğlan dedesi sandığı ayıya sormuş:
‘’ Dede senin gözlerin neden böyle kocaman’’
Ayı Hüso demiş ki. ‘’ Neneni gördüm üryamda. Elinde oklavı vardı. Korkumdan olcek.’’
Pembe Kasketli Oğlan sondan bir önceki soruyu sormuş ‘’ Dede senin burnun neden böyle büyüdü?’’
Dede kızmış ‘’ De get ordan namıssız. Dedesine burnu büyük deyo.’’
Pembe Kasketli Oğlan nihayet son soruyu sormuş: ‘’ Dede senin dişlerin neden öyle pis?’’
Dede, yani Ayı Hüso öfkeyle bağırmış. ‘’ Ula bu geçmişine yandığımın yerinde florürlü diş macunu bulduk da yıkamadık mı?’’
Sonna bir atılışda Pembe Kasketli Oğlanı yuduvermiş.
-Tamam anlaşıldı. Devamına gerek yok. Bu tamamen orijinal, tamamen özgün bir eser.
-Yav hocam sen de her bi şeye orijinal, özgün deyon.
-Bak senin bu sitemin bile oldukça orijinal ve özgün.
-E o zaman ben boşuna mı ajan oldum?
-Olur mu hiç? Aynen devam.
-Sağolasın hocam. Sene son bir şiir daha okuyem. Bak bakem bu da mı intihal deel?
BİR BAŞKA KURT MASALI
Kurt bir akşam çok bıkmıştı.
Öfkeyle yola çıkmıştı.
Bakınarak sola ,sağa.
Geldi Cudi denen dağa.
Dağ ona çok yakışmıştı.
Fakat fazla sıkışmıştı.
Ayak kaldırıp işedi.
Sonra mayını döşedi.
Hesap ederek uzağı,
Bir kaç da bubi tuzağı.
Adeta almazdı nefes.
Birden duydu garip bir ses.
Kafa kaldırdı tuzaktan.
Bir çakal gördü uzaktan.
Titretti bir sevinç kurdu
Çıktı yol üstünde durdu.
………
-Bunun neresi intihal?
-Yav hocam yapma. Herif , Orhan Seyfi Orhon’un ‘’ Kurt Masalı’’ Şiirinden araklamış.
-Laaaaannnn. O Herif benim. İntihal dediğin o şiir bana ait.
-Abooovvvv. Baltayı daşa vurduk desene.
Valla onu bunu bilmem dostlar. Sitemizde ajan var.Hem de ajan 0054 Gaydırı Gubbak Cemile bu. Benden uyarması.
-----------------------------------------------------------------------------------
NOT: İŞ BU YAZI KESİNLİKLE VE KESİNLİKLE HİÇ BİR DOSTU RENCİDE ETMEK AMACIYLA KALEME ALINMAMIŞTIR. AMACIM HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ YÜZLERDE TEBESSÜM OLUŞTURMAK VE GERİLMİŞ OLAN KASLARI GEVŞETMEKTİR. BU YAZIYA BUNUN DIŞINDA BİR ANLAM YÜKLENİRSE ÜZÜLÜRÜM.
YORUMLAR
Hocam o ajana bir söyleyiversen benim şiirlerimede bir bakıverse O kadar kopya yaptım kimsede demediki bu şiir başkasından çeviri diye yoksa ajan yokmu Yazının mizahi yanı çok çok güzeldi tebessüm ettim okurken emeğinize sağlık saygılarımla selamlar
bekir odaci tarafından 10/5/2015 9:04:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
O ajana ilediverem isteğini de bir bakversin gari)))))
Bu arada Zebra olarak bildiğimiz hayvanın bir diğer adıdır yaban eşeği.
Çok çok teşekkürlerimle birlikte selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
bekir odaci
Çok güzel bir gülmece, aynı zamanda inceden taşlamaca olmuş.
Süperdi yine....
Kaleminize sağlık ...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam, güldüğüm bir yana, bu konu hep düşündürür...
Fakat şaşmıyorum da...
Herkesçe malum bir memleket meselesinde bile, Amerika'yı yeniden keşfetmek, keşfettirmek zorunda kalıyorsunuz...
Çünkü teorik altyapı çok zayıf ya da hiç yok...
O zaman, bu insanlar nasıl fikir üretsinler ki, diyorsunuz...
Yani burada anlattığınız hiç şaşırtıcı değil...
Bundan da geçtik, hiç olmazsa, şu noktalamaya dikkat etseler, Türkçe'ye asgari bir saygı gösterseler, ona da razıyız...
Velhasıl, dediğiniz gibi, işlerde gaydırıgubbaklık çok yaygın...
Bu yazı, birkaç kişiyi sarsarsa, o da kârdır, diyelim...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Bu sıtede şimdiye değin okuduğum en harika mizah makalesi. Ancak bu kadar fantasi, bu kadar güzel Ege şivesi olur bir yazarda. Ve bir o kadar da güzel anlatım şekli olur. Doyasıya iki kez okudum. Bağımlısı olabilirim bu tür eserlerin. Hatta, bir kitapçık olmaya bile çok yakışır.
Devamını dilerim usta kalem.
Selam ve saygılar
sami biberoğulları
Sayfama şeref verdiğiniz ve teşvik edici bu zarif yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Sayfamda bulunan yazıların en az %75 i bu tür mizah yazılarıdır. Mesela hemen bir önceki yazım da bundan aşağı kalır değildir:''MERHAMETİN DOĞURDUĞU MARAZLAR… YA DA İKİ ADET SAZANLIK ÖYKÜSÜ DİYELİM…''
Kitap konusuna gelince: Nasip diyelim. Malum çok olmasa da biraz maddiyata dayanıyor bu işler.
İlginiz için tekrar teşekkür ediyor, selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
sami biberoğulları
Rabbim gülmeden ayırmasın.
Selam ve sevgilerimle
Hep dışardan okuyacak değiliz ya, hazır sitedeyken okuyayım dedim. Her zaman ki gibi güldürdünüz. Sizde her daim gülünüz. Saygılarımla...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle