- 437 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NOKTA
Dün gece masamda saatin çok geç oldugunu farkettim anda şaşırmıştım hala uykumun gelmediğine. Kalktım aynaya baktım biraz. Gözlerim uyku diye bağırmıyordu. Yorgunda değillerdi. Kötü de görünmuyorlardi. Biraz daha şaşırdıktan sonra kendi kendime sırıttım. Neydi içimdeki tarif edemediğim o his? Neydi o huzur tadı veren ferahlık. Eşsiz .. tanimsiz..
Umut muydu? Yoksa karşı konulamaz güzelliğin miydi? Dolunay kadar eşsiz, güzelliğinden yerine sığmayan, haykırır gibi gülmek isteyen, baktığımda eridiğim gözlerin miydi? Biraz önce aynaya baktığımda siritmami sağlayan dudağının kenarındaki birbirine cok yakın olan o iki küçük benin miydi? Saçının tek bir teli miydi?.
Onu istetim o anda yanımda.
. Hicbir şey soylemezdim. Dokunmazdim bile. Saatlerce sadece gözlerine bakardım. Saatlerce. Aynı anda da gün ışığında kaybolmani isterdim. Cam kırıkları gibi parcalanip bir anda yok olmanı. Biraz daha kalsaydı, keske gitmeseydi diye düşünmezdim bile.
Bana göre sonsuzluk dediğin şey bundan ibaret. Evet sonsuzluk bu. Sonsuzluk diye birşey olmadığına göre onu sınırlayan birseyler olmalı değil mi? Karşı koyamadığın. Gün ışığına karşı koyabilir misin?
Sonsuzluk dediğin, onu sınırlayan onu engelleyen şeylerin oldugunu görünce anlamlı kalıyor.
Sonsuzluk diye birşey olmadığı için.
YORUMLAR
Sonsuzluk belki de duyguların bittiği noktada başlıyor bizler ki düşüncelerin derinliğinde yol bulmaya çalışırken kayıp olduğumuza dair geliştirdiğimiz o inanç bile sonsuza uzanan bir yol iken...
Bedenlerimize hapsolduğumuz gerçeği belki de sonsuza ket vuran düşünce silsilesi hele ki aşk ise yolumuzun kesiştiği.
Günlerden bir gün, deyip başladığımız ve asla sonunu getiremediğimiz kaç hikaye yazıyoruz kim bilir kendi hikayemizi yazamazken..
Kaleminize sağlık gerçekten de hoş bir anlatımı vardı düşünmeye sevk eden.
Yürek sesiniz daim olsun dost kalem.
Saygılarımla...
Umudu Kaybetme
Saygılarımla...