- 982 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Kırgınlığım,kırgınlığım,kırgınlığım...
Nasıl başlıyordu?
Hangi söyleyiş biçimi sana seslenmeme yetiyordu?
Takvimlerde azaldıkça yapraklar unutmuşum nasıl sayılırdı geçmeyen vakitler.Canımızdan
can götüren şarkılar nasıl söyleniyordu.
Bilemedim.
Şimdi dağlara bile anlatsam yüküm hafifler mi, acılarım azalır mı ya da ben biraz daha az
mı severim,hiç düşünmedim.
Sana açtığım kapıların eşiklerinde bıraktığın bıçak yaraları var.Kilitleri sökülmüş,acıdan nemden
dökülmüş...
Sana anlatmak istediğim öyküler biriktirdim.Kötü sonla yer değiştirdi iyi olan bütün masallar.
Kullanacağım sözcüklere öfke yükledim.Aşk cümleleri kuracak kalemimi kırdın.Bana
bu kadar kötülüğü yapacak kadar cesur bir yüreğin var.
Bir gün çık karşıma da sana çeyiz sandığımda sakladığım yaralarımı göstereyim.Şimdi sen oyalı
çemberler beklersin,özenle örülmüş patikler.Fakat ben gözleri kan çanağına dönmüş
resimler saklarım içinde,kırılmış hasta kalbimi saklarım.
Bir gün çık karşıma da sana ezberlediğim yeni şiirler okuyayım.Sevgi ve aşkla döşenmemiş.
Daha çok ağrılı sabahlarımı anlatır.Kurduğum hayalleri yıkan depremlerin kalıntıları vardır
içinde.
Sana sakladıklarım da var.Bir çift kundurayı saklarım seni bana gösteren rüyalarda.Gözyaşlarımı
saklarım mutlu gününde çekilen fotoğraflarınıza dökülmüş.Şaşkınlığımı örtmeyen gece yarısı
kanattığım parmak uçlarımı saklarım.Kanamış yaralarımı gizlediğim İzmir sokaklarını.
Hiç söylenmeyecek şeylerim de var elbet.Hiçbir zaman öğrenmeyeceğin şeyler.
Sesini duymak istediğim günler oluyor ara sıra.Yalnızlığı sırtlayan Tendürek eteklerinde hala erimeyen
karlar erir içimde.
Şimdi dilimin ucunda olan o korkunç cümleyi tekrarlamayacağım.Çünkü biliyorum ki sadece benim canım yanacak.
Yaralarıma gelince bir kesik iki defa kesilmez ki.
Bir söz ilkindeki gibi kanatmaz içimi.
Gölü izliyorum her uyandığımda.
İyi geliyor.
Artık kabullendiğim gerçeklerle yaşamaya da alıştım.
Türküler iyi geliyor.İnsan olan yanımı hatırlatıyor.
Beni düşünme,beni getirme aklına.
Çünkü senin acımasız hayallerin bile canımı yakıyor.
Sana olan kırgınlığımı hiçbir soğuk dindirmiyor.
Şimdi bütün sessizliğimin de sensizliğimin de sebebi sensin.
Sessizliğim diner de sensizliğimi hiçbir ilaç dindirmeyecek.
Fakat bil.
Kısacık;
Yaşam dediğimiz şey çok kısa.
Ben hep sana kızıyorum. Yaşanacak güzel günlere karanlığını sızdırdığından beri.
Düşlerine bile getirme beni.
Çünkü her ölen istemez tekrar tekrar dirilip
Acısını yaşamayı katıksız.
Çünkü sen ne kadar özlem dolu cümleler kursan da
Hiçbir söz soğutmayacak yüreğimi.
Demir kelepçede ellerim.
Ayaklarım beton zeminlerde.
Nasıl bitirilirdi hitabı olmayan mektuplar.Hiç acılı mektuplar yazmamıştım ki.
Gözlerinden mi öpecektim yoksa görüşmek üzere mi yazacaktım?
Neyse,sen bilirsin.Bu sonu da sen karala siyah mürekkepli kaleminle üstünü çiz.
Çünkü ben kötü sonlar yazarı değilim.
Çünkü ben o küçük kızım.Büyüyeceğim ve kimsenin inanmayacağı kadar iyi olacağım.
Sana kızgın değilim.
Kırgınlığım,kırgınlığım,kırgınlığım
...
Erciş-
N.K-2015