- 2274 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kaninatın Serveri Ve Şiir
Şiir’e Şiir
Vicdanin hür sesi duygunun hası
Nağmenin cilvesi kelamın süsü
Şairin nefesi ufku akisi
Rüzgârı çemeni gülüdür şiir
Şiir izzet ile dilden akmalı
Hak demeli hak aşkıyla yakmalı
Her mısrası kalp gözüyle bakmalı
İrfanlı sinenin dilidir şiir
Hak demezse şiir imgeyle filan
Dilsize dil ola yapıla plan
Mazlumu dertliyi hafife alan
Yalandır yalanla doludur şiir
Yürek nağmeleri onda hislenir
Müzik güfte beste ondan beslenir
Leyla Mecnununa ondan seslenir
Aşığın maşuka hâlidir şiir
Şiir karanlığa ufuk şiir gözde yaş
Zulme sefer takı zulmetle savaş
İkbâli kucaklar hep yavaş yavaş
Sükûnun sönmeyen külüdür şiir
Ahlâk aşk güzellik mana ar hayâ
Eser beste beste yıldıza aya
Şiir söz odur ki renk vere suya
Bayrağımın rengi alıdır şiir
Şiir yol bilmeze efsunlu ayna
İdrak temelidir bütünleş kayna
Gökte gökkuşağı yerde aleyna
Bestesi hak ise uludur şiir
Şiirler hakikat adalet adım
Kalemi koşturup kendim aradım
Şiir bahanedir haktır muradım
Nâbi Mevlana’nın yoludur şiir
Hicaz Bosna "Anadolu"dur şiir
Ömer Ekinci Micingirt
Şiir Hakkı Haykıran
Şiir eşsiz musiki ruhu dirilten yara
Şiir bazen ben gibi müşküllerine ağlar
Şiir hüzne teselli alır götürür yâre
Şiir mantık bürünür ufka manalar bağlar
Şiir fevke bir ömür nokta geçtiğim yollar
Şiir zulme gözyaşı yağar arşa ulaşır
Şiir verenin sesi hakka uzanır kollar
Şiir ben’i alt etmiş genlerimde dolaşır
Şiir ebabil taşı Mekke’ye girenlere
Şiir gayya cehennem tuzaklar kuranlara
Şiir duâ yakarış kalp ehli erenlere
Şiir belki de Musa bütün Firavunlara
Şiir kelâmın süsü sessizliklerin sesi
Şiir bazen bir leylâ beni kalbimden vuran
Şiir yâre yakarış ümidin emâresi
Şiir meçhule mihenk şiir hakkı haykıran
Ömer Ekinci Micingirt
Sâir’e Siir
Şâir var zevk sefa kendine kuldur
Şâir var her dâim dikene güldür
Şâir var gurura benliğe dildir
Şâir var hep veren hep veren eldir
Şâir var minâre kubbe hilâldir
Şâir var muhakkak daim mesûldür
Şâir var bir ömür samimi hâldir
Şâir var pek yalnız yokluğu boldur
Şâir var bey paşa ve ilm-i kâldır
Şâir var ölçü yok haddini bildir
Şâir var sû-izân pahası züldür
Şâir var ibret al kafanı kaldır
Şâir var cehennem odundur daldır
Şâir var git geldir haram helâldir
Şâir var bir ömür vakti zevaldir
Şâir var ye iç yat yediği yaldır
Şâir var gâyesiz günahkâr maldır
Şâir var hüsranda nefse hamaldır
Şâir var idrâk yok verimsiz çöldür
Şâir var hayvandır eşeğe naldır
Şâir var Serdengeç âşk arzuhâldir
Şâir var pek Necip ümmete çuldur
Şâir var Nazım’dır izmihlâldir
Şâir var hep devrim hep ihtilâldir
Şâir var sürekli emri ihlâldir
Şâir var gerçek yok ömrü hayâldir
Şâir var mahlûkat, ismini kaldır
Şâir var boş elek doldur ha doldur
Şâir var yetim der yetimi güldür
Şâir var ben gibi konuşan lâldır
Şâir var tanıma tepinen fildir
Şâir var şuûr yok derin mahfildir
Şâir var bir kıta bir ülke ildir
Şâir var Cahit’tir sürgün Cemal’dir
Şâir var hâl makam idrâk kemâldir
Şâir var soyunuk irfanda duldur
Şâir var teslim der teslim makbuldür
Şâir var gelenek töre usuldür
Şâir var şüphesiz fikri asildir
Şâir var tefekkür fasıl fasıldır
Şâir var bilinmez gizli abdâldır
Şâir var bayraktır bayrakta aldır
Şâir var Nasûhi yol ilmihaldir
Şâir var gıpta et sûfidir baldır
Şâir var öldür der ölümü öldür
Şâir var önünde hürmetle eğil
Şâir var Sembene Ousmane bil
Şâir var yüreği dağ gibi oğul
Şâir var onurla yad eyle doğrul
Şâir var eşref-i mahlûkat değil
Şâir var tek derdi sorgu suâldir
Şâir var beş vakit önde evveldir
Şâir var Bin Sabit belki Bilâl’dır
Şâir var Mevlâna, Âkif, İkbâl’dır
Şâir var istiklâl ve istikbâldir
Ömer Ekinci Micingirt
Beyhude
Dışım yağmur içim tıpkı tabiat
Dalıp gittim uyandırdı hakikat
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Kızmasam da ürpertiyor rüyalar
Kanat takmış uçuşuyor riyalar
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Diyorum da ateş yanar avcumda
Ateş söner vicdan kanar avcumda
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
İsmimden mi karaya ak demedim
Helâl kokar çehresiyle Memedim
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Ben yazmasam kalemimin dili var
Hakikatin kalbe vuran eli var
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Baronlara fino oldu Arzular
Siyonist’le iş tutuyor dürzüler
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Ben insanım ben vatanım ben hilâl
Olamam ben çığlıklara dilsiz lâl
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Yâr yoluna revan olmak tek neden
Kalemimiz hakkı yaza ebeden
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Yazdıklarım belki beyhude çaba
Şu kalemi bıraksak mı acaba
Artık şiir yazmayayım diyorum
Kalem kırıp kızmayayım diyorum
Ömer Ekinci Micingirt
______________________________________________________
Şair Nabi,Sultan 4. Mehmet döneminde hacca gitmek üzere bir kısım devlet erkanı ile birlikte yola çıkar.Kafile Medine-i Münevvereye yaklaşmıştır.Vakit gecedir,Rasulullah (s.a.v) efendimize bir an önce ulaşmak özlemi ile Nabi nin gözüne uyku girmemiştir.Fakat kafiledeki bir paşa hem de ayaklarını kıbleye doğru uzatmış ,uyumaktadır.Şair nabi’yi ağlatan şiir...
Hz Peygamberin (s.a.v) beldesinde edebe aykırı böyle bir gaflet halini bir türlü hazmedemeyen ve çok üzülen Nabi,içinden gelen bir ilhamla kasidesini bir anda irticalen söyleyiverir.Kafile şafak vakti Medine-i Münevvereye girmektedir.Ravzayı mutahharanın minarelerinden sabah ezanı okunmaktadır.Müezzin,ezanın ardından Türkçe bir kaside okymaya başlar.
Nabi dikkat eder,okunan, kendi kasidesidir.Hemen minarenin kapısına koşar.Müezzine, allah aşkına,okuduğun bu kasideyi nereden öğrendin?Müezzin şöyle cevap verir:
Bu gece rüyamda Efendimiz (s.a.v) i gördüm.Bana dedi ki ; ya müezzin kalk yatma ! benim ümmetimden bana aşık bir zat benim kabrimi ziyarete geliyor.Muhabbetinden benim için şu kasideyi söylemiştir.İşte bu cümlelerle minareden onu istikbal et ; buyurdu.
Bende hemen kalktım abdest aldım; Peyganberimizin iltifatına mashar olan aşık acaba kimdir diye düşünerek minareye koştum.Öğretildiği gibi okudum.Nabi ,Rasulullah benim için ümmetimden mi dedi ? diyerek sevincinden oracığa bayılıp düşer.İşte o kaside:
SAKIN TERK-İ EDEPTEN
Sakın terk-i edepten kuuy-i mahbub-i hudadır bu
Nazargahı ilahidir,makamı Mustafadır bu
Felekte mah-i nev babusselamın sine-çakıdır bu
Bunun kandili cevza matla-i zıyadır
Habibi kibriyanın habgahıdır fazilette
Tefevvuk-kerde-i arşı cenabı kibriyadır bu
Bu hakin pertevinden oldu deycur-i adem zail
Amadan açtı mevcudat düşçeşmin tutuyadır bu
Murat-ı edep şartıyla gir Nabi bu dergaha
Metafı kutsiyandır cilvegahı enbiyadır bu
AÇIKLAMASI:
Burası Allahın sevgilisinin beldesidir.Cenabı hakkın nazar buyurduğu ravza-i nebidir.Bu gökteki yeni ay babusselam kapısının yüreği yanık aşığıdır.Ayın kandili cevza yıldızı bile ışığının nurunu ondan almaktadır.Burası,Allah (cc) sevgilisinin ebedi istirahat gahının türbesinin bulunduğu yerdir.Ve fazilet bakımından cenabı hakkın arşının bile üstündedir.Bu toprağın ziyasından yokluğun karanlıkları ortadan kalktı,bütün yaratılmışların görmeyen gözleri açıldı.Çünkü bu toprak gözlere şifa veren sürmedir.Bu dergaha edep ölçülerini gözeterek gir.Çünkü burası meleklerin tavaf ettiği ve peygamberlerin tecelli ettiği bir yerdir
____________________________
"Kafiyeler çilesiz kalemlerde kir,
Vicdanın sadasıysa şiirdir şiir."
____________________________
Kim Dedi
Bir yol belki yahut hakka bir koşu
Şiirlerim imtihanın yokuşu
Hak taşıyan yolda bir hüdhüd kuşu
Benim şair olduğumu kim dedi
Sükûnetle dualara dil oldum
Kula değil hakikate kul oldum
Mısra mısra hicran doldum lâl oldum
Benim şair olduğumu kim dedi
Dağınığım usul dersen usul yok
Hakikati bağıracak nesil yok
Kalemime ses verecek fasıl yok
Benim şair olduğumu kim dedi
Şairsem ben şiir nerde hem madem
Lügatimi zindan etti bir hodgam
Yavruların çığlığıdır ifadem
Benim şair olduğumu kim dedi
Ahlak kimdir maneviyat ne demek
Bana düşen tevekkülle beklemek
Kimin haddi çomarları haklamak
Benim şair olduğumu kim dedi
Sevgi şefkat kevgir gibi delindi
Tebliğ aşkı gönüllerden silindi
İnayetle şuaralar bilindi
Benim şair olduğumu kim dedi
Mısraların zırhı hayret diyorlar
Kaderin maşuğu gayret diyorlar
Micingirt bir deli seyret diyorlar
Benim şair olduğumu kim dedi
Aşka dair kalp yanarsa dile ne
Hâl ehliyle çağlayana hile ne
Şair o ki amentüde bilene
Benim şair olduğumu kim dedi
Zaman acı hukuksuz bir "yoklama"
Nusret veren mukayyet ol aklıma
Yazdıklarım saf lekesiz hür ama
Benim şair olduğumu kim dedi
Ömer Ekinci Micingirt
Hecenin Çığlığı
Şiirde aslolan ifâde gücü
Mihrabı belirsiz savruk his değil
Manasız her hece tek tip görgücü
Şiir idrak etmek ihtiras değil
Hedefsiz tek hece şiire zarar
Kendince kendini şiirde arar
Haberi yok amma ayarsızlık var
Şiir münacaat örf miras değil
Uyak ahenk seyir maksadı seçin
Nerede ne zaman ne için niçin
Şiir baş kaldıra gerçek âşk için
Bâdeyi içiren maşuk tas değil
Şiir mavi yeşil belki renksiz mor
Şiir benden beter ben şiirden zor
Kaçtıkça arkamdan tam gün koşuyor
Üç mısra akletmek söz tahmis değil
Nazım yok ölçü yok yok adet oldu
Kametsiz sözcükler ibadet oldu
Niyet mevt fikirler istimdat oldu
Lütufla gelir bu ihtisas değil
Şiir saat değil zamana esir
Hep beni kahretti gayretsiz nesir
Azıcık kurcala kimler müessir
Bir sürü cümleler müesses değil
Şiir ses âşk sesi gözyaşı erir
Hep ahenk hep ahenk renge renk verir
Dirilir duygular tekrar yeşerir
Dört mevsim oynanır son piyes değil
Sükût ve temaşa tarifsiz henüz
Çağıl çağıl renk renk masmavi eşsiz
Mısraya gözyaşı eklense sessiz
Şâirin gözyaşı vicdan ses değil
Bakış duyuş ilham ve edebiyat
Şiir akşamları kime emanet
Tıpkı iklim gibi pek çok ihânet
Hecenin çığlığı bana has değil
Ömer Ekinci Micingirt
_____________________________
Ve Şiir
Vâkit bir kör kuyu göreni yordu
Kalanlar kelâmsız haykırıyordu
İki şeyden biri ölüm var her ân
Bıktım şu netteki kahramanlıktan
Doğurmayan ana tutmayan mâya
Gerek var mı dedi selamlaşmaya
Ne kadar şuursuz olduk diyorum
Galiba kızsam da alışıyorum
Mâna gülünç şeymiş şiir kaç para
Teşhir beyitlerim feryat ve nâra
Ve şiir dediğin sonsuza derin
Varlık gülücüğü yontan dülgerin
Ömer Ekinci Micingirt
İletişim : [email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.