Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
yalciner17
yalciner17

İSO'NUN ORASI... ardahan öyküleri- 465

Yorum

İSO'NUN ORASI... ardahan öyküleri- 465

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

828

Okunma

İSO'NUN ORASI... ardahan öyküleri- 465

" Hayat Mükemmel" güftesi son Osmanlı şarkıcılardan Avrupada hal-i hazırdaki... Esma Recepova’nın ağzına yakışıyordu.
Pavyon tıka basa dolmuştu. Kafası kıyak adam masayı devirdi. Garson gözüyle irkildi ve seğirtti. Hemi de yetişti. Tek sürahiyi yakalayabildi.
Kalamar, haydari diğer mezeler ile otuz beşlik Yeni Rakı bardaklar, küllük adisyon kağıdı, sigara yere yıkıldı.
Şarkıcı ince sazın huzurunda pavyon sahanında oynayıp söylüyordu.
Adamın teki şarkıcıya eşlik ediyordu:
" Hayat mükemmel... biz anlayamamışız be annem!"
Şarkıcı... umuru mu? Cabaları toplamaya bakınıyordu.
Beste oynamağa müsait bir şarkıydı. Halay çekiyordu gençler. Askere gideceklermiş.
Esma Recepova’nın "caje sukarije" şarkısını Antep pavyonlarından getirilmiş "Aşkısı" isimli kadın, "playback" yapıp söylüyordu.
Öbür Antepli pavyon- kadını konsomatristi.
Bir koltuğa yaymışlar kadını. Masayı önünden almışlardı.
Barda bir iki kişi içiyor... sohbet ediyordular.
Az beri bu yana "halay"cılar. Bu gurup; askere yolcu gençler; yirmi otuz kişi vardılar.
Koltuğa yayılmış kadın, otuz genç arı peteğe dadanır öyle emiyorlardı konsomatrisi. Ayak parmağını ağzına emzik gibi almıştı biri. Kemo dedikleri konsomatrisin sırtındaki çili; öküz diliyle yalar öyle yalıyordu.
Kadın kendinde değildi.
İçmişti.
Herkes seyrediyordu.
Herkes çok rahattı.
" HAYAT MÜKEMMEL"

Pavyon sahibi İso bara dirseğini koymuştu. Sol elinde rakı kadehi, işmar ediyordu herkese.
" Değmeyin! Gençlerin gözünün kurtları kırılsın. Gözleri doysun."
Kimsenin niyeti yoktu gençlerin iştahını kaçırmağa.
" Köpek yavruları kancığı memeden kavrar emer."
Yirmi otuz genç daldıkça kadına... et namına her nereye... yalamak, emmek her şeyi tatbik ediyordular.
Engin Geçtan tıp eğitimini yurtdışında İngilizce okumuş.
Yabancı dilde eser veren yazar ve düşünürü Türkiye’nin azdır.
Halide Edip’in bir romanı İngilizce olacak, öyle biliyorum. Ahundzade Fetali Mirza Bey Farsça ve Rusça konuşmakla birlikte bu dillerde eser vermiştir. Osmanlı çağında yazar ve düşünürlerimiz yabancı dil merakları yanında bu dillere vakıftılar. Dil bilmek güçlüğünü yaşamadılar. Osmanlı mülkünde yabancı dil; hangisini istersen vardı. Her adım başı enva-i dil bilen, öğreten, kitap hepsi el altındaydı.
Ben pavyona gelmişim. Oturmuşum. Defterimi çıkarmışım. Cemil Meriç’in kitabında lisan bilmemiz üzerine yazmış olduklarını düşünüyorumdum.
Benim burda ne işim mi var? İnsanlara yabancı olmayan hiç bir şey bana da yabancı değildir:
- Psikanaliz bilir misiniz?
Ben burda çalışmıyorum. Tiflis’te Psikoloji bilimleri okutmuştu babam. Psikanaliz bu elimdeki şarap kadehi gibi acı kekrek tadar...
Erivan’da gri bir gece ortası terasımızda on üç kişi sade kahve içtik. Platon’un ruhlar alemi’ni konuştuk. Psikanaliz, sizin bana söyleyeceklerinizi sanırım Kars’ta bir geceydi alâ renge bulanmıştı gök, sohbetini ettiğimiz konumuzdu?
İşin saçma tarafı en saçmasını bile filozofun birinin çoktan söylemiş olmasıdır...
Psikanaliz... Janis Joplin’in " maybe" şarkısını dinledik.
Blues’un mavi mi, lacivert mi olduğunu konuştuk.
Ahıska’daydık; burayı severim. Yaşamakla psikanalizin ve ruhların ilgisini sorguladı arkadaşlarım.
Blues maviyse bu özgürlüğün simgesi değil midir?
Acı, hüzün, mezar ölüm Blues’dür.
Gerçekler, özgürlükten saymayacak mısınız?..
Gerçek- gerçek" deyişini İstanbul’da Şerif Mardin’den işitmiştim...
Psikanalizi en iyi konuşanları Moskova’da soğuk akşamda profesör akrabamdan işittim.
"Zihnimiz geriye sayar bilgisayar makinesidir."
Ruhlarımızın ne günahı vardır?
Big- bang’ten de öteye gitse... gidememesi için önerebileceğiniz bir isnat... oluşturamayacağınızı sanıyorum.
İso’nu ora nerdeyse böyle zulüm görmemişti...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İso'nun orası... ardahan öyküleri- 465 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İso'nun orası... ardahan öyküleri- 465 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İSO'NUN ORASI... ardahan öyküleri- 465 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL