- 530 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
YAŞAYAN TÜRKÇE
YAŞAYAN TÜRKÇE
’Ruhsal,parasal,soyut,boyut,yaşam,eğilim
Ya bunlar Türkçe değil,yahut ben Türk değilim
Oysa halis Türk benim,bunlar işgalcilerim
Allah Türk’e acısın,yalnız bunu dilerim’
Necip Fazıl KISAKÜREK, günümüzde de tartışılan yaşayan Türkçe’nin önemini dörtlüğünde ne kadar manidar anlatmış. Yüzyıllardır Farsça’yı, Arapça’yı, Osmanlı’nın son zamanlarında Fransızca’yı,günümüzde de İngilizce’yi hakim kılmaya çalışmışlar.
Milletimize kendi okullarımızda, Türkçe’yi daha doğru düzgün öğretemeden ,günlük 200-300 kelimeyle konuşan bir topluluk yetiştiriyoruz.Hiç bir şeyi doğru düzgün yapmadan her alanda geriye doğru gidiyor,yapıyormuş gibi yapıyoruz.Günümüzde kendini ifade edemeyen,düzgün cümleler kuramayan,okumayan bir toplum yapımız var. Prof. Üstün Dökmen ’okumayan toplumların iki yakasının bir araya gelmeyeceğini’ söylüyor.Ne kadar doğru söylüyor. Yine batılılar, plajda elleri iki tarafta şezlong ta yatan birisini görürseniz o mutlaka Türk’tür diyorlar.Yani burada Türklerin kitap okumadığı,gününü bom boş aylak aylak değerlendirdiğini ifade etmek istiyor. Bizler yabancılara böyle bir intiba bırakmışız,bu yanlış düşünceleri mutlaka silmeliyiz. Mutlaka silkinip kendimize gelmeliyiz.
Günümüzde de nasıl gündem oluşturduklarını televizyonlarda Osmanlıca Türkçe tartışmalarını hepiniz biliyorsunuz. Bunun yanında yaşayan Türkçe’ye, bir darbe de öz Türkçe adı altında vurulmakta,böylece geçmişimizle geleceğin arasındaki bağ koparılmaya çalışılmaktadır.
Amaç yeni nesili kültürümüzden koparmak,onları her şeyden bihaber yetiştirmektir.Bu bağlamda her bireye çok önemli görevler düşmekte yaşayan Türkçe’nin korunması için; Dilimizin bozulmasını önlemek için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.Dilini kaybeden toplumlar tarihten silinip gitmekte ve yok olmaya mahkum olmaktadır.
Tarihin tozlu sayfaları yok olan milletlerle doludur.Şair bir dilin yok oluşunu şu beyitinde dile getiriyor.
’Renk renk hatıralarım oda oda silindi
Anne kokan bir Türkçe’m vardı,o da silindi’
’Türkçe’nin bir eksiği yok, ya senin’
Selamlar SAYGILAR
YORUMLAR
Türkçenin tabiki bi eksiği yok 'lakin İngilizce den dilimize yapışan ' o kadar çok terim varki ' gün içerisinde farkında olmadan koşup güzelim lisanımıza zorla soktuğumuz .ve dikkat ederseniz kaffe ve benzeri mekanların adları reklam afişleri bile hep yabancı terimler sık sık kullanılmakta '.reklam içermesin diye bura da telafuz etmek istemdiğim o kadar çok varki' artık çok yakında semtlerinde adı değişse çok şaşrımyacağım .ki beliki de vardır ben henüz duymamışım dır .
Diline sahip çıkamayan topluluklar her zaman geride ikinci sınıf bir ülke olarak kalmaya mahkumdurlar
İşte güzel türkçemizin azizliği diline ( sahip çıkamayan )bir toplum olduk :) sevgilerimi sunuyorum ..
’Ruhsal,parasal,soyut,boyut,yaşam,eğilim'
Bunların Türkçe'deki anlamlarını yazabilir misiniz?⤴
Ayrıca Necip Fazıl Kısakürek'in bahsettiğiniz gibi bir düşüncesi yoktur.
Ayrıca Necip Fazıl Kısakürek'in çoğu şiiri Osmanlıca,arapça ve farsça'dır...
Aybars KARLIDAĞ
Eş anlamlıları:bilinç,çırpıntı,erdem, iç denge
PARASAL:Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî,
Soyut:Mücerret,elle tutulup gözle görülmeyen
BOYUT:Herhangi bir yöndeki uzantısı.
Nitelik, genişlik, kapsam
EĞİLİM:yönelme, meyil, temayül, tandans
YAŞAM:Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat
Necip Fazıl'ın burada karşı çıktığı yaşayan halkın konuştuğu eski kelimelerin atılıp yerine yeni uydurukça olan ve öz Türkçe diye ikame edilen kelimelerdir.Bunlar küçük birer örnektir. Birde Türkçe de olmayan -sal, -sel (yapım) ekleriyle yeni kelimelerin türetilmesidir. Örnek:parasal,sorunsal,yaşamsal,nesnel gibi kelimelerin türetilme biçimine karşı çıkmıştır.Bilmeden Necip Fazılın böyle karşı çıkmaları yoktur demek abesle iştigaldir.Türk dili ve dil bilimi uzmanları olan akademisyenlerin eserlerini inceler okursak bu konuyu daha iyi anlamış oluruz.En başta Oktay Sinanoğlu (BY BY TÜRKÇE), Mehmet Kaplan,Zeynep Korkmaz,Necmettin Hacıeminoğlu,Muharrem Ergin gibi bilim adamlarının eserlerini okursak işin vahametini,Türkçe'nin düştüğü durumu daha iyi anlayabiliriz. Burada kimseyi karalamak için bir şey yazılmadı.Hepimizin ortak dili olan Türkçe'nin gelişmesi ve onun korunması, dünya dili olması için bir nebze kaygılanmamızdır.
® Violoniste
Bizim ki alfabetik dejenerasyon ve kültürel asimilasyon...
"....Mutlaka silkinip kendimize gelmeliyiz.
.... Dilini kaybeden toplumlar tarihten silinip gitmekte ve yok olmaya mahkum olmaktadır. ...."
Eyvallah VAROL kardeşim. Çok güzel ve faydalı bir yazı okudum teşekkürler.
Bu güzel yazıyı iznin olmadan kişisel BLOGuma aldım. Selam ve saygı bıraktım buraya.
http://suatzobu.blogspot.com.tr/2015/10/yasayan-turkce.html
.