- 715 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TeröreÇözüm Meclistedir
Teröre Çözüm Önce Çözümsüzlükte Sonra Meclistedir
İnsan fıtratını bilmeyenler, bu işe kalıcı çözüm bulamazlar. Açı açıyı oluşturur. Ölüm, ölümü oluşturur. Onun için ölüm girdabına düşenler, kardeşleriyle bile barışmazlarken, devlet teröristine öyle bir güç göstermeli ki teröristin ölümden başka çaresi kalmasın. Aksi takdirde yüz yıl savaşlarına dönecek. Ve ülkenin insanı ve kaynakları boşuna dağa taşa harcanacak. Buna son verip, kalıcı barışın sağlanabilmesi için tam bir iradeyle taş taş üstünde kalmayıncaya kadar üzerlerine gidip, adeta gök kubbeyi başlarına geçirircesine sıkı bir mücadele sonunda ölümden başka hiçbir çaresinin kalmadığını öğrenen teröristin, devlet ile barışını sağlamak üzere, silahını bırakıp sulhun sağlanabilmesi için ilk elini uzatıp barışı isteyen o, olmalı ki, devlette uzatılan eli tutup kalıcı barışı sağlayabilsin.
Yoksa kör dövüşüne dönüşen bu savaş, ne bu kovalamacayla biter. Ne de istenilen barış sağlanır. Bunu gördük. Ama ateşi kesip, pişmanlığını söyleyip ellerini kaldırıp barış isteyen teröristlerin uzattığı eli devlet tutarak onu ıslah edip topluma yeniden kazandırmalı ki, toplum güçlü olabilsin. Bunun sağlanabilmesi için acı çeken toplum bireyleri birbirleri ile empati / duygudaşlık yaparak barışıp kardeş olmayı bilmeliler.
Terörle mücadele ya da halkın birbiriyle mücadelesi devletlerarası nizami bir savaş olmadığından, barışı da nizami olmaz. Onun için bu barışın bir taraflı var. Bir tarafı yok. Var olan tarafı bu milletin birlikte oluşturduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Ülke genelinde devleti temsil edip, iç barışı sağlayacak olan tüm güçlerin sahibidir. Adaleti sağlayıcı tek demokratik kurumdur. Her yaptığı işi hukuka uygun yapıp adaleti korumak zorundadır.
Hukuka uygunluğu ona itibar kazandırır. Halka güven verir. Ebediyen yaşamasını sağlar.
Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi, seçilmiş bu Meclisin kurucu meclis olarak görev yapması benimsenip bu yönde bir karar alınmış olsaydı! Ülke yararına isabetli bir karar alınmış olurdu. Şimdiye kadar geçen zaman içinde de kazanılmış birçok hak olurdu. Ama maalesef o fırsat kaçmış oldu.
Hayat devam ediyor. Onun için demokrasilerde fırsat çoktur. Bu fırsatı değerlendirecek olan da seçilmiş T.B.M.Meclisidir. Bu kurum seçimle gelip halkın temsil edildiği tek yerdir. Muhatabı millettir. Yaptığı işlerden, çıkaracağı yasalardan dolayı hesap verip sorgulanacağı tek yerdir.
Bu kurumun millet adına yapması gereken şeyler; En başta ülke genelinde evrensel değerler ölçüsünde yasalar çıkarıp tüm halkımıza özgürlükleri layık olduğu ölçüde genişletilerek eşit bir şekilde verilmeli. Verilirken de tüm demokratik hakları, evrensel hukuka uygun eşit olmalı. Her şartta vatandaşlar arasında adalet sağlanmalı. Hak verilirken de geçmişe yönelik yaralar sarılıp iç huzurla birlikte iç barış sağlanmalı. Halkımız birbiriyle yeniden kucaklaşıp, taze bir güvenle yenilenip, yeni bir hayata kaldığı yerden yeniden başlaması sağlanmalı.
Bu oluşumun sağlanabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bir Kasımdan itibaren bir an önce oluşup yasal çerçevede oluşturacağı faaliyetlerine yeniden başlaması gerekir.
Çözümün hayata geçirilip kalıcı barışın sağlanabilmesi için Meclisin alacağı tavizsiz kararlarla başta pkk olmak üzere diğer tüm terör örgütlerinin üzerine her ne pahasına olursa olsun, gidilip, bir yerine bin öldürerek gitmeli. Artık Türkiye’nin oyalanmaya vakti yok. Çünkü bu çözüm artık bir parti meselesi değil. Bu bir ülke meselesidir. O da T.B.M. Meclisinin işidir. Mecliste çözüm üretmek zorundadır.
Devlet hiçbir zaman hiçbir şeyden korkmaz, hiçbir şeyi de gizli yapıp, karnından konuşmaz. Çünkü kalıcı barış aleniyet içinde geniş kitlelerle yapılır. Verilen haklarla birlikte bu eylem biçimi halkı devletin yanına çekmeli. Terör ve teröristten uzak tutmalı.
Vatandaş, terör ve teröristten uzak durmuyorsa o, artık senin vatandaşın değil, haindir. Hainde artık senin düşmanındır.
Kardeşin en iyisi uzak olandır. Hainin en iyisi ölü olandır.
Düşman ve hainlere yapılacak olan her şey yasalarda bellidir. Çünkü devlet iç ve dış düşmana karşı kendi bekasını korumakla görevlidir. Bunun için bir başka yerden icazet almasına gerek duymaz.
Devlet bağımsızlığının gereği olarak tüm vatan sathında bayrağını dalgalandırıp, vatandaşına sahip çıkmak zorundadır. Yoksa ihmal içinde olup, vatana ve vatandaşına sahip çıkmayan herkes bu bağlamda kalleş ya da hain sayılır.
Ülkemizde ki terör faaliyetlerine son vermek, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak sadece iktidarın işi değildir.
Bazı konular vardır, O da devlet işidir. Devlet işi bir başka güç kaynağı ile çözülmez. Devlet tüm varlığı ile bu işe müdahil olmalı.
İktidar, demokratik yollardan herkesi yanına alarak bu süreci barışla sonlandırmalıdır.
Herkese umut verip, hayatı yeniden canlandırmalıdır.
01.10.2015 /02.03.2016
Cahit Karaç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.