- 1476 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ANNE ÖLÜMÜ
ANNE ÖLÜMÜ
Ölüm,hayatın gerçeği ama bildiğimiz halde bir türlü göz yaşlarımızı tutamadığımız bir olgu.
Hangi yaşta olursa olsun erken geldiğine inandığımız bir gerçek.
Mutlaka her canlının tadacağı bir yaratan emri.
Doğum kadar doğal yaşam kadar etkileyici bir gerçek.
Bütün bunları bilmemize rağmen içimize sindiremediğimiz kolay alışamadığımız bir gerçek. Ne yaparsak yapalım gözlerimizin pınar, göz yaşlarımızın nehir olmasına mani olamadığımız bu gerçeği yaşarken duygularımızı hapsetmemiz bir türlü mümkün olmuyor. Hele birde ölen anneniz olursa.
Anne ölümü ile karşılaşmak çok zormuş.
Onu kabullenmek de.
Öyle zor ki bu gerçeği içinize sindiremiyorsunuz bir türlü.
Annemin ölümü beni çok etkiledi ve hayatımda ilk defa iki gün saatlerce ağladığıma şahit oluyorum.
Halada ağlıyorum.
Kaldı ki ben metin bir insanım.
Hayatın gerçeklerini bilen bir insanım ama bütün buna rağmen o sevdiğimle yaşadıklarımı anımsadığım zaman gözlerimin yağmur yağdırmasına bir türlü mani olamadığımı anladım.
Şu anda bu yazıyı yazarken bile gözlerim doluyor biliyor musunuz.
Hele “annemizi kaybettik abi” dediğinde kız kardeşimin Didim deydim.Saat on ikide uykuya yeni dalmışken telefon sesiyle uyanarak bunu duymak gözlerimin pınar olmasına yetiverdi.Sanki bir şey koptu yüreğimin orta yerinden. Birden birlikte yaşadıklarımız geldi aklıma, yol boyunca arabayı kullanırken Turgutlu ya giderken. “Seni iki buçuk sene emzirdim” derdi yeri geldiğinde. “Seni beslediğimiz mandaları ve inekleri sağarken memelerinin birinden sütlerini emmene izin vererek büyüttüm” dedikleri aklıma geldikçe yüreğimden bir parçanın daha koptuğunu hissettim yol boyunca.
Morgun kapısında beklerken yıkanması için bir kez daha yüreğimden bir şeyin kopup gittiğini hissettim inceden inceye.
Kadınlar yıkarlarken izin istedim üç tas suda ben dökeyim diye hoca hanım olur verdi girdim önce üç tas su döktüm üzerine sonrada yanaklarını öptüm. Bir melek gibiydi.pamuk gibi bembeyazdı.Zaten güzel bir kadındı annem saçları doğal sarı, teni beyaz, boyu servi gibi endamlı bir kadındı. Onu öperken yüreğimin bir kez daha paramparça olduğunu hissettim.
Hele mezara koyarken o iki metre küplük ebedi evinde onu toprağa vermek bir kez daha yüreğimi dağladı. Babam öldüğü zaman yanında bir mezar daha almıştım annem için. Hep “beni yanına gömün” derdi. İşte tek tesellim bu oldu.
Hala göz yaşlarım sel biliyor musunuz bu yazıyı yazarken onlara dur diyecek gücüm yok.
“Nur içinde yat sevgili annem. Mekanın cennet olsun”
Anne ölümünü yaşamak çok zormuş değerli dostlar.
Onu içe sindirmek ve kabullenmekte.
Bilmiyorum daha ne kadar süre gözlerim yağmur yağdıracak.
Hüsnü Sönmezer. 16.nisan.2013
www.bodrumzeushaber.com
gazetesinde yayınlanmıştır