- 981 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
EFSANE MASAL 2-BÖLÜM
Zavallı kız kanat sesini duyar duymaz anlar,tüm hayalininde uçup gittiğini.Öylesine üzülür öyle üzülürki günleri ağlayarak sızlanarak geçer.
Geceleri de duayla aksakallı adamı hatırlayıp küçücük de olsa güç de umut vardı diye düşünür.Rüyasında aksakallı dedeyi görmek ister durur.
Ve bir gece rüyasında o muhterem aksakallı adamı görür.Ak sakallı ona "uçurdun değilmi " der.Kızcağaz ağlayarak "evet"diye cevap verir.AKsakallı adam"Bir şansın daha var fakat çok daha güç bunu yapabilirmisin " der.Kız "Yalvarırım söyle ne yapmam gerekiyorsa yaparım benim tek isteğim o "diye cevap verir.Aksakallı adam"Dinle öyleyse " der ve anlatmaya başlar;
Yarın şu yerde bir demirci ustası var. Ona git o senin dizlerine kadar gelen demirden çizmeler yapacak, bir de demirden asa o demir çizmeler delininceye ve o asa bükülünceye kadar,hiç durmadan yürüyerek arayacaksın o demir çizmeler delindiği an, o genci bulacaksın.
Kız heyecanla sorar"Nerelerde arayayım "
Ak sakallı adam" şu karşıdaki kaf dağına çık o dağın arkasında" der. Kız rüyadan uyanır,
Sabahın olmasını bekler,sabah olduğunda hemen kalkıp rüyasında tarif edilen demirciye koşar.Demirciden kendisine dizine kadar gelecek demir çizmeler bir de asa yapmasını ister.
Demirci çok ağır olur bunları giyemezsin, taşıyamazsın desede kız inatla, çizmeyi ve asayı yaptırır.
Annesi ve babasının gitme demesine rağmen çizmeleri giyer yola çıkar.Az gider uz gider dere tepe düz gider.Dönüp arkasına baktığında daha bir arpa boyu gittiğini görür.
Kız öyle çabuk pes edecek bir kız değildir.İnatçıdır üstelik bu yol benim yolum ve bu yolu ben yürüyeceğim der kendi kendine söz verir.
Yaz geçer, bahar geçer, kış geçer, kızın ayakları kan revan içinde kalır.Yorgunluktan bitab olur, yinede yürümeye devam eder. Asasına dayanarak uyur yollarda sadece bazen aç bazen susuz yollarda göl bulursa su ağaç bulursa yemiş yiyerek devam eder yoluna.
Artık dayanılmaz olur ayaklarındaki yaraların acısı, çizmesi sanki daha da ağırlaşır asası taşıyamaz olur bedenini,tam bir yere yığılıp kalırken asasının eğildiğini görür.Heyecanla çizmesinin altına bakar ,çizmesinde ufak bir delik görür.
Olduğu yere uzanır sırt üstü birde bakar havada kuşlar geçiyor kuşları gözüyle takip eder.Kuşlardan birinin sevdiği adam olduğunu düşünür.Gözleri ile takip ettiğinde
Kuşun birisi sislerin ardında tepesi görünen şatoya girdiğini görür.
Biraz dinlendikten sonra şatonun yolunu tutar
Meğer sevdiği genç Kralın oğlu imiş ve o şatoda yaşıyormuş
O sırada Kral babası prensi evlendirmeye karar vermiş.Kız şatoya varmış varmasına fakat nasıl girecek, imkanı yok almamışlar içeri.
Yine dua etmeye başlamış Allahım ne olurdu bende kuş olabilsem derken
Birde ne görsün birden bire kanatları ve kuyruğu belirmiş.Allah dileğini kabul etmiş ve kuş oluvermiş
Uçarak şatonun penceresine prensin kaldığı odaya girmiş ve beklemeye başlamış
Yakışıklı prensi saatlerce seyretmiş.Öyle mutlu öyle mutluymuş ki sadece sevdiğinin yakınında olmak ona bakmak bile mutluluğuna yetiyormuş.
Fakat kral prensini evlendirmeye karar vermiş bir kere Vezirinin güzel kızını uygun görmüş Onunla oğluna görkemli bir nişan hazırlığına girmiş
Kız o hazırlıkları görünce elinden geldiğince sürahileri devirmiş, bardakları boşaltmış yani hazırlıklara engel olmaya çalışmış fakat malesef bir küçücük kuş ne yapabilir.
Prense kendini gösterebilse evlenmekten belki de vazgeçirecek ama
ARKASI YARIN
YORUMLAR
Ama oldu mu şimdi ta yarına kadar nasıl bekleyeceğiz?
Gerçekten de büyülü bir dünya yazın dünyası ne güzel bir duygu bir o daldan bir bu dala konuyoruz ve işte şimdi okuduğum bu güzel masal.
Çok güzel bir anlatım ile kaleme dökmüşsünüz.
Yüreğinize sağlık. Beklemedeyim.
Sevgilerimle yürek dolusu...
-Yavaşım Birle
Gülüm Çamlısoy
Estağfurullah beklemez miyim devamını...
Sevgimle...<3