- 663 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Devletlerin gazı
Hepimizin bildiği gibi, gaz çıkarmanın değişik yolları ve yöntemleri vardır. Bu yöntemler ikiye ayrılır.
Genellikle gaz çıkarma ya sesli şekilde olur yada sessize ve kimsenin duyamadığı biçimde. Konuyu açıklamadan önce Azerbaycan Türkçesi’nden, biz Azerbaycan Türk’leri için eski ama sizlere göre yeni bir sözcükten bahsetmeliyim. İşte kardeş savaşları nedeniyle devirler boyunca sizlerden kayıp olan kelime ‘PISITMAk’tır.
Saygı değer okuyucularım bu yeni ama kötü anlamlı sözcüğü kullanışımı edebiyatımızın zenginleşmesi için katkıda bulunduğumu kabul etmeseler de, umarım en azından tıp dünyasına ortak Türkçe’mizden yeni bir sözü aşılamamı kabul ederek yaşadığım mutluluk ve heyecanı benden esirgemesinler.
Bizler çocukluğumuzdan beri sesli çıkan gazlara, osuruk, sessiz çıkanlara ise pısıtık deriz. Gerçi söz konusu olan bu gaz çıkarma olayı, vücudumuzun biyolojisine bağlı bir şeydir ve utanmamıza hiç gerek yoktur. Yine de terbiyesizlik olmasın diye elimden geldiği kadar osuruk ve pısıtık gibi sözleri kullanmaktan uzak durmaya çalışacağım.
Uzun lafın kısası, bir insan veya hayvan, ister istemez vücudundaki metabolizmlalardan dolayı gaz üretir ve bu metabolizmalardan oluşan gazı bağırsaklarından dışarı çıkarmak zorundadır.
Gaz, dışarı çıktıktan sonra, gazı çıkaran kimse rahatlar, ama bunun tersine gazın yayılan kokusu çevredeki bütün canlıları kötü şekilde etkiler ve hatta bazen onları bayıltabilir. Özellikle bu olaya kapalı bir ortamda rastlamak daha da kötü sonuçların ortaya çıkmasına neden olur.
Vücuttaki gazın oluşumu ve dışarı çıkışının, biyolojik ve tıbbi boyutu dışında, çoğumuzun bildiği ama bazılarımızın unuttuğu başka bir nedeni de var. O da birilerinin bilerek ve kafasındaki bir düşünceye bağlı olarak osurması veya pısıtmasıdır. Eyvah affedersiniz, yine bu terbiyesiz sözler kullandım. Bilemiyorum, sanki bunları kullanmak kendi elimde değil.
Neyse konuyu dağıtmayalım, diğer osurma/pısıtma nedenlerinden bahsediyorduk. Örneğin bir kokarca düşünün. Bu hayvan düşmanlarını korkutup uzaklaştırmak için, ona yaklaşan tehlikeli hayvanların üzerine gaz salar.
Ama bu gün bizim konumuz, ne vücuttaki metabolizmalardan ortaya çıkan gazların üzerinde bahsetmektir, ne de kokarca gibi zayıf hayvanın davrnışlarını araştırmak. Üzerinde konuşmamız gereken yaratık ve ondan etrafa yayılan gaz bir hayvan değil, belki iki çeşit insandır. Bu İki tür insan, gazlarını ne metabolizmadan dolayı öbürü insanların üzerine salarlar, ne de düşmanların hamlelerinden kendilerini korumak için gaz çıkarırlar.
Bu insanları, insan görünümünde olan hayvanlar olarak da düşünebiliriz. İkisinin gaz çıkarma yöntemleri ne kadar farklı olursa olsun, amaçları diğerlerini bayıltamktır. Birisinin pısıtma veya diğerinin osurma nedeni sadece çevreyi zehirlemek ve yaşamakta olan herkesi bayıltıp köleleştirmektir. Bahsettiğimiz bu iki hayvan insanların elindeki ekmeği, malları ve yaşam alanlarını elde edene kadar gaz çıkarmaya devam ederler.
Evet iyi anlamışsınız. Bu hayvanlar dünyamızdaki bize hükmeden yönetimler ve devletlerlerdir. Birisi diktatörlük adına osurur diğeri demokrasi sayesinde pısıtır ama sonuçta bayılıp yere düşenler, yönetimlerindeki millettir.
Biliyorum benimle dalga geçeceksiniz, ama ben bu iki hayvandan osuran diktatörü pısıtan demokrata tercih ederim.
Diktatör açık açık der ki “kulaklarınızı açın ve beni dikkatlice dinleyin. Allah’ın adıyla ve peygamberin yardımıyla gazı çıkaran benim. Benim görevim gaz çıkarmak, sizin kaderiniz ise bayılmaktır”
Ama demokrat,
Evet demokrat ve onun demokrasisi. İlk önce der ki “Bağırsak mı? Gaz mı? Hadı canım. Böyle şeyler mümkün değil” ve sonra şöyle devam eder: “Atalarımızdan ve babalarımızdan beri her türlü gaza ve gaz çıkarmaya karşıyız. Bizler tarih boyu insanların üzerine gaz salanlar ile savaştayız”
Ama kendi saldığı gazın sesi çıkmasın diye, çeşitli hileler kullanmaktan çekinmez. Bazen solcu olup kıçının sol tarafını biraz kaldırır ve sessizce gazı dışarı bırakır. Bazen de tesbihini eline alıp çevirir ve kıçının sağ tarafını biraz kaldırıp pısıtır.
Hükumetin görevi pısıtıp osurmaktır ve halkın kaderi de bayılmaktır.
Bence diktatörün osuruğundan bayılmak, demokratın sessizce pısıtmasından daha iyidir. Çünkü en azından kimin gazından bayıldığını anlarsın ve duyduğuma göre de, gürültülü bir gazdan zehirlenip dünyayı terketmek insana huzur verir.
Tekrar sözün gelişi terbiyesiz kelimeleri kullandığım için herkesten özür dilerim.
Muhammed Ahmedizade
Devletlerin gazı Yazısına Yorum Yap
"Devletlerin gazı" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.