- 479 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dert Etme
Dert Etme
Neşe gibi dert de kişiseldir!
Herkesin ayrı bir derdi var! Neşesi de ayrı!
Bunu “İzafiyet” olarak düşünmek isabetli olur!
“Dert etme!”, kişisel bir tercih aslında dert etmek.
“Dünyayı su basmış ördeğe vız gelmiş!”
Aslında herkesin derdi, kendini geriyor!
İnsanın, herkesin derdi ile gerilmesi gerekmiyor!
Dert ediniminin, kişisel olduğunu söylüyorum!
Bir şeyin nadir bulunması veya fiyatının artması, o şeyi kullanan veya o şeye ihtiyacı olan için “Dert”. Kullanmayanlar için bir gerilim söz konusu değil!
Samanyolunun dışında bir yıldızda patlamalar olmuş; kimin umurunda? Bilim insanlarından sadece o alanda uğraşanların umurunda!
Bir konu veya alanı dert edinerek başlıyor aslında serüven!
“İnsanlığı kurtarma” derdi!
Bir insanın böyle bir derdi var ise; kendini bir şeylerden kurtarma içgüdüsünden kaynaklıdır! Başta kendini kurtarılmaya aday gördüğü için bu derdi tercih etmiş olmalı! Kendini kurtarılacak konumda hissetmese tüm insanları da aynı durumda hissetmeyecek! İnsan kendinden algılar!
Neşeli insanlar, başkalarının kederli olması durumunda onlar için ne yapabilir?
Cevap: Neşeli olmaya devam edebilir! En mantıklısı, akla yatkın olanı bu!
Gereklilik, insan tercihine göreceli olarak oluşuyor!
Evrende, “İyi-kötü” şeklinde bir ayrım yok! Bunu insan, bireysel tercihine göreceli olarak belirler! Bir tercih yapıldığında o şey, açığa çıkar; bu neşe de olabilir keder de! Birine neşe bir başkasına da keder verebilir! Önemli olan, insanın kendisi için neyi tercih ettiği ya da neyi dert edindiği! Neşeli tercihler, güzellikleri çekiyor; kederli olanlar ise hoş olmayanları! Bu dahi kişiye izafi olabilir. “Zevkler ve renklerin tartışılmaması” izafiyete dair!
Neşeli insanlara yakın, kederli olanlara uzak olmak da bir tercihtir! Hatta akıllıca bir tercihtir! “Dertler, paylaştıkça azalır; neşe, paylaştıkça çoğalır!” denir, bilirsiniz! İşte lüzumsuz dertleri tercih edip sonra da paylaşmak, gereksiz bir alışveriş edip konu komşuya dağıtmaya benzer! Son kullanma tarihi geçmiş bir ürünü, paylaşarak azaltmak! Bu akıllıca değil. Aynen öylede, dertleri paylaşmak yerine çöpe atmak gerekir! At gitsin neden paylaştığın insanların da neşesini kaçıracaksın? Neşe öyle değil; neşe, paylaştıkça artar! Bir birim neşe, bin kişiyle paylaşılsa; bin birim olur her paylaşan da bin birim olarak paylaşınca kaynaktan çıkan bir birim neşe katlanarak çoğalır ve kaynağa yansıdığında muhteşem olur! Dertler ve kederler ise çöpe giderse kimseye paylaştırılıp azaltılmaya çalışılmaz ise daha iyi olur! Dostlarla neşe paylaşan kazanır! Kederini paylaşan ise dostlarına dağıtarak güya kendini hafifletecek ama paylaşılırsa dert bitmez! Dert tercih edilmediğinde veya tercih edilmiş ise hiç paylaşmadan çöpe atıldığında o derdin vereceği zarar azaltılabilir! Yoksa gereksiz döngü!
Son tahlilde; lezzet ikram edilir ise ye; acı var ise kaç! Neşe var ise yaklaş, keder olan yerde de durma! Bu neden önemli? Lezzet olan yerde bulunarak o ortamı daha da güzelleştirmek o ortama katılmak mümkün! Faydalı da! Acı olan yerde ise o acıların acilen çöpe gitmesi gerekir! Devamlı tekrar edilerek çoğaltılması ve bunun ortamda dağıtılmasının acıyı azaltacak bir faydasının olmadığı da açık! Aksine iyice artar! Hatta gelecekteki “Neşe” potansiyelini de esir alır! Kederiniz değil, neşeniz daim olsun. Buyurun beraber olsun!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Kim, neyi dert ediyor...
Ve nasıl derleniyor...
Bireyin ve/veya toplumun gerçekçi bir profilini çıkarmak için yeterlidir...
Zeki mi, aptal mı, riyakar mı, kötü niyetli mi, fırsatçı mı, fesat mı, obur mu, bozguncu mu vs. vs...
Yüzde yüze yakın doğrulukta bir kişilik teşhisi yapılabilir böyle sorularla...
Bir çok meselin özünü de bu paradigma oluşturur...
Dediğiniz gibi, çekilmez...
Saygılarımla.