- 438 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
ENGELLİ ÇOCUKLARINA AŞIK AİLELER
ENGELLİ ÇOCUKLARINA AŞIK AİLELER
Yedi sekiz yaşlarında küçük bir çocuk düşünün. Çiçek hastalığından dolayı kör oluyor. Kör olduktan sonra hayatında büyük değişim yaşayan çocuğun mahalledeki arkadaşları az vakit ayırmaya başlıyorlar ona. Oyun bile oynamıyorlar zamanla onunla. Baba durumu fark eder ve şehre inip oğluna çalgı aleti alır canının sıkılmaması için. Tabii oğlunun çok hoşuna gider ve tıngır mıngır vakit geçirir çalgı aletiyle. Zamanla geliştirir çalgı aletini kullanmasını kör oğlan.
Günlerden birgün kör oğlan yine sazını çalarken yoldan geçen bir adamın dikkatini çeker ve sorar;
- Sana kim öğretti bu kadar güzel saz çalmasını?
- Ben kendim öğrendim amca.’ Der
Kör oğlanın yeteneğini keşfeder adam. Meğer adam da saz üstadı imiş. Der çocuğa;
- Eğer istersen ben sana daha profesyonel saz çalmasını öğretebilirim
- Çok mutlu olurum. Der oğlan
Saz üstadı yaşlı öğretmen her gün 2-3 km. gelir gider ve kör oğlana daha profosyonel saz çalmasını öğretir. O öğretmenin adını hiç birimiz bilmiyoruz ama küçük görme engelli çocuğun adını bütün ülke biliyor. Aşık Veysel.
Hikâyede de görüldüğü gibi engelli çocuklu aileler çocuklarının yeteneklerine göre gayret ettiklerinde ortaya ne muhteşem bir manzara çıkıyor. Hele hele anne babanın gayretiyle öğretmenlerin de gayretleri birleşince ortaya dahi bir çocuk ortaya çıkıyor. Ne mutlu o sazı Aşık Veysel’e alan anneye babaya. Ne mutlu o sazı geliştirmede engelli öğrencisine gönüllü olarak hizmet eden öğretmenlere ne mutlu…
YORUMLAR
Körlük bakan gözde değil, hissetmeyen ve bakamayan yürektedir.. Hala engellileri aralarından soyutlayan fakat içlerindeki cevheri göremeyen o kadar çok bakar kör var ki .. İnsanın gönül gözü kör olmaya görsün... Aşık Veysel Şatıroğlunu rahmetle anıyorum... Anlamlı yazınızı tebrik ediyorum Ali Rıza bey...