- 499 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİZİN HİÇ EVLADINIZ ÖLDÜ MÜ?
Nasıl anlatılır, nasıl izah edilir, kelimeler ne kadar dil-i izah’a yeter bilmiyorum ama, güzel Ülkemizin son yıllar da üzerin de dolaşan kara bulutlar inatla gitmiyor, gitmediği gibi fırtına, boran’a ulaşıp acı üzerine acı ekliyor..
Kimi insanımız maden ocakların da, kimi insanımız kazalar da, kimi insanlarımız sokakta, kimileri de kahpe teröre genç yaşta maalesef kurban veriyoruz.
Laf lafı açar misali, ihmah ihmali doğurdukça geriye feryat üstüne figanlar kalıyor sadece..
Peki zihniyet olarak yıllardır Şehit veya Gazi olan, Asker ve Polisimizi bu Millete düşman belletmeye emek veren, yürütme ustaları sizce bu hal ve durum karşısın da hiç rahatsız oldular mı? içleri yandı mı? hiç ağladılar mı sizce?
Yaptıkları icraatlar karşısın da ’Evet’ diyebilecek olanlar var ise, sükut olur sadece dilim..!
’Analar ağlamasın’ cümlesi mana kalıbın da anlam bulamadığı için, bugün hala Analarımız ağlıyor ve ağlamaktan ziya de açılım, habur, pazarlıklar ve Devletimize alenen tehditte bulunan kirli dil’ler karşısın da, maalesef tekrar tekrar ölüp diriliyor.
Üstüne üstlük bu Analarımıza; ’Benim evladım kimin için Şehit oldu?’ sorusunu sorduranlar, yarın bu kelimelerin altın da ezilecek olanlardan başkaları da değildir.
Şimdi bir zahmet sadece iki dakika düşününüz ki; Eşiniz ile birlikte çarşı da alış veriş vesilesiyle, birlikte vakit geçirip hoş duygular yaşıyorsunuz.
Ve bu manevi huzurun yoğun estiği bir an’ın tam ortasın da, hain bir parmağın çektiği kurşun geliyor ve eşiniz yanı başınız da kan revan için de yere düşüyor.
İşte tam o an hava kararıyor, yıldızlar sönüyor, karabulutlar üşüşüyor göğün yüzüne ve şimşekler çakıyor beğniniz de, gözünüz kararıyor kapkara oluyor hayaller ve kayboluyor yarınlar..
Ve canınız, hayat yoldaşınız orada, tam da gözünüzün önün de kaldırıma düşüp kalıyor......
Gerisini tamamlamaya cesareti var ise, hayal dünyasın da devamını yaşatabilir..
Zira Anne, Baba, Kardeş ve Akrabalarını düşünemiyorum bile, gücüm yetmiyor buna...
Hiç unutmam, 2007 yılıydı Şırnak’ta Vatani görevimizin son günleriydi ki, Şafak 15 diyorduk. Ve aynı devremiz olan başka birlikte görevli bir Asker arkaşımız şafak 15 dediğin de Kabar dağın da çatışma da Şehadete ermişti.
Geride ise genç bir eş ve daha henüz bir aylık bir bebek bırakmıştı..
O güne kadar çok operasyona çıkmıştık, zorlukların ötesini tatmıştık, her gün ölüme azrail’e bir adım kadar yakındık ama, bu olay kadar hiç bir şey zoruma gitmemişti.
Evladının kokusunu alamayan bir baba, onu bekleyen bir eş, anne ve baba..
Henüz daha bir yıl olamamıştı ki dönemin Başbakanı; "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" gibisinden bir şeyler fitlemişti..
İşte o Asker ve daha binlercesi bugün yan gelipte, dokuz tahta altın da Al kan’lar için de yatıyor usta..!
Hem de yattıkları yer, Vatan’ın helal topraklarının koynu, ya onlara iftira atanları bu topraklar kabul eder mi be usta..!
Peki bu genç evlatlarımız vatanın koynun da Cennetle hasbihal olur iken; çakma ahkamlar kesenlerin, iftira atanların, cebinden başkasını düşünmeyenlerin kıymetli evlatları neredeydi, nerelerdeler ve nerede askerlik yaptılar?
Cevaplamak zor olmasa gerek.. Malumunuz kimisi düzme raporlar ile uf oldu, kimileri dayıları sayesin de kral diye tabir edilen yerler de kamuflaj yüzü görmeden yan gelip yattı, kimileri de param var diyerek bastı parayı, kışla’nın kapısına bile uğramadı..
Oysa bu Vatan için Şehitliğe koşanlar yine bu Milletin öz evlatları olmuş iken, konuşanlar hep lüzumsuz olanlar oldu.
Tıpkı bu Milletin evlatlarını enayi yerine koyanlar, art niyet uğruna fitne saçanlar ve jan janlı koltukların da otururken Asker’imi paralı memur yapan ucuz vuslatlar gibi.
Siz de haklısınız beyler!
Zira filo kuran evlatlarınız, uçsuz bucaksız dağlar da hiç pusu kurmadı,
Holding sahibi olan evlatlarınız, ölüm kokusun da bir HK 33 veya G3’e sahip olmak nasıl bir servettir hiç bilmedi.
Özel uçaklarla seyahat eden evlatlarınız, sırtında kırk kilo yükle dağlara dört ayak nasıl tırmanılır hiç görmedi......
Ve beyler sizin gözünüz gibi baktığınız evlatlarınız, Mehmetlerim gibi hiç ölmedi...
Evet beyzadeler ve vicdanı kıt tayfaları; Sizin hiç evladınız ölmedi, canınız dolarlar ile oynayan oğullar sorguya alındığından başka hiç yanmadı..
Mehmet dayımın canı gitti; "Vatan sağolsun" dedi
Fatma Annemin kanı gitti; "Üç evladım var, feda olsun Vatana" dedi
Mustafa amcanın göz nuru gitti; "Verin silahını ben savaşırım Vatan için" dedi
Ayşe teyzenin evladı öldü Kınalı elleri ile; "Güle güle git oğul, Vatan bize emanet" dedi....
Çünkü bu Vatan, Mehmet olabilenlerin Vatanı Beyler..
Onların eseri, onların mirası, onların emaneti....
Siz bunu takındığınız lüks kavramlar da anlayamayacak kadar cahilsiniz..!
Zira olmamış olsa idiniz, olmayacak dua’ya amin demeye kalkmaz idiniz...!
Sözün özü; Ey Milletim, Ey Deli Sevdam, İstiklal’ini de; Marşını da sakın unutma;
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim Milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir ancak."
Selam ve dua ile....
01.11.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.