- 915 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İNCİR AĞACI
Bayramın üçüncü günü telefonumun tuşlarında gözümü gezdirip Edebiyat Defteri’nde kim ne yazmış diye bakınırken balkon kapımdan daha yükseğe üst kat komşuma ziyarete giden incir ağacının tepesinde bir karga olmuş incirleri gagalıyordu. Eylül ayının sonuna doğru meyveleri olgunlaşmaya başlayan incir ağacı apartmanın yanında üç katı tamamlamış, dördüncü kata doğru yol alırken, olgun ve parlak meyvelerini yan yana bulunan her iki apartmanın sakinlerine de karşılıksız sunuyordu.
Günümüzde Allah’ın selamının bile karşılığını bekleyen insanlarla inatlaşırcasına sabah ve akşam güneşinin pırıltısında herkese gülücükler saçıyor her gün iki yada üç incirini de bana sunuyordu. Sanırım evimizdeki bütün olaylara şahit olduğu gibi, benim günlük menümün iki yada üç şekerli meyve ile sınırlı olduğunu biliyor ancak bazı günler bir kaç tane fazlasını olgunlaştırarak birilerine de meyvelerini sunmamı sağlıyordu.
İncir ağacının en üst yaprakları Hamide teyzenin balkonuna uzanıyor, ve burada her sene yuva yapıp, iki üç tane yavruyu kanatlandıran kuşlara ev sahipliği yapıyordu. Hamide teyze de bu yavrulara göz kulak oluyor, bu yavrularda kendi yavrularını görüyordu. Hamide teyze seksen küsür yaşında, gözleri ve hatta gözlükleri ile göremediği için özel bir mercek ile günde iki gazete okuyan, yedi çocuk, beş torun, yedi de memleketinden gelip de yer bulamadığı için hamide teyzede kalan üniversite talebelerine ev sahipliği yapmış çok değerli bilgili ve görgülü bir hanımefendi idi. Bayramda ziyaretine gittiğimizde bir üniversite hocasının profesörlük tez konusunu okuduğunu istersem onu bana verebileceğini söyleyerek güzel bir tez konusunu bana hediye etti. Bilgi hazinesi idi bizim bayram ziyareti bu hazineyi terkedemediğimiz için ev gezmesine dönmüş, Hamide teyzenin kızı da mutfakda ne var ne yok bütün lezzetli şeyleri yememiz için önümüze dökmüştü.
İncir ağacı en parlak dalları Hamide teyzenin altında oturan üst komşum Zerrin Hanım’a sunmakla birlikte Zerrin Hanım yaşlı ve hasta babası ile ilgilendiği için genelde evinde bulunamıyor ağacın sunumlarından faydalanamıyordu.
Alt komşu yeni taşındığı için evi ile meşgul ancak incir ağacı en çok gölgeyi Musul’dan savaş ortamından kaçan ve bizim bahçe katında oturan Irak türkleri Hasne hanım ve eşinin evine yapmakta idi. Zavallı Irak Mültecileri tam beş gün çölde hiç durmadan yürüyerek Suriyeye, Suriyeden de Hatay’a ulaşarak Türkiye’ye giriş yapmışlar. Evsiz, eşyasız ve kimsesiz olarak incir ağacının gölgesine sığınmışlardı. Konu komşu birleşip biraz eşya toparlansada kara kış kapıda idi! Allah yardım etsin. Haftada birkaç gün gidip Türkiye türkçesi ile türk alfabesinden okuma yazma öğretmeye çalışıyorum İnşallah işlerine yarar da çalışacak bir iş bulabilirler.
Bu sene yıllık iznimde incir ağacı ile epeyi ahbap oldum. Birlikte çaylar, kahveler, içtik, hatta komşuları bile ağırladık, gölgesinde oturup maziyi yadettik. İnşallah seneye yine yıllık iznimde buluşmak üzere hoşça kal incir ağacı.
Tüm Edebiyat Defteri Sakinlerinin Bayramı kutlu olsun.
YORUMLAR
Komşuluğun gelişmesine de vesile olmuş gibi incir ağacı. Bu yetmemiş bir de Edebiyat Defter'ine konuk olmuş sayenizde. Biz de hem incir ağacını hem de onun üzerinden güzel komşulukları okuduk.
Hamide teyzenin olağanüstü hallerini öğrendik ve öğrendikçe mutlu olduk varlığından. Allah ona da onun gibilere de uzun ömür versin.
Iraklı komşularınızı dışlamak yerine hep birlikte onlara el atmanız ne kadar yüce bir davranış. Apartmanınız da sakinleri de çok yaşasın e mi.
Sağlıcakla kalın efendim.