- 3074 Okunma
- 9 Yorum
- 1 Beğeni
"Farkhunda"
Edebi değil insani kaygılarla kaleme alınmıştır...
Mart ayında haberlerde çok kısa bir haber geçti ana haber bülteninde. Afganistan’da Kuran-ı Kerim yakan Farkhunda adında bir kadın linç edildi diye...
Afganistan gibi bir ülkede sokak ortasında Kuran-ı Kerim yakmak mümkün mü diye düşündüm sadece ya da şayet böyle bir olay olduysa bile o insanın akli melekeleri yerinde mi diye bir soru geldi aklıma sonrasında. Zira bahse konu ülkede din adı altında insanları doğrayan grupların olduğu düşünülürse...
İnternetten bu linç girişimini seyretmek gibi bir hataya düştüm. Haberle ilgili detayları öğrenmekti maksadım rastgele Farkhunda yazan bir v ideoya tıkladım linç v ideosu olduğunu bilmeden aylar var ki gözümün önünden gitmedi o görüntüler. Yüzlerce insan ki olaya tanık olmaları mümkün değil bir genç kızı tahtalarla, taşlarla, sopalarla dövüyor, bir binadan aşağı atıyor yetmiyor arabayla eziyorlar o da yetmiyor benzin döküp yakıyorlar...
Kuran-ı Kerim yaktığı öne sürülen genç kız ne mi yapmış;
Cami önünde muska satan bir adam ve alıcı kadınlara yaklaşıp "Kardeşim itimat etmeyin böyle şeylere dinimizde bunların yeri yok" demiş... Dini ticaretine engel olunan adam da tabii ki sinirlenmiş bu engellemeye ve bir tek cümlesi yetmiş onlarca kişiyi galeyana getirmeye... "Bu kadın Kuran-ı Kerim yaktı"...
Sonrasında ne mi oldu?
Böyle bir olayın vuku bulmadığı, adamın yalan söylediği görgü tanıklarının ifadesi ve seyredilen güvenlik kamerası görüntüleriyle ispatlanmış. Muska satıcısının da aralarında olduğu 4 kişiye idam, görevini yapmayan ve olaya vaktinde müdahale etmeyen polislere 1.er yıl hapis, delil yetersizliğinden onlarca salıverme.
Bu olay islama terör dini diyenlerin dinimizi baltalamaya çalışanların baltalarını bir kez daha bileylemelerine yardımcı olmuştur.
Hangi sebepten olursa olsun sözsel veya kaba kuvvetle linç girişimi hayatın her alanında yaşamımızı istila etmiş durumda. Hele ki dini kendi çıkarları için kullananların gözünün ne kadar dönebileceğine en vahim en acı örnektir "Farkhunda" tıpkı Türkiye tarihine kapkara harflerle yazılan "Madımak" gibi...
Hani dedik ya kaygımız edebi değil insani/islami diye ve ille her yazının bir mesajı olmalı bu yazının da var tabii ki ama öncelikle konunun özünün anlaşılması için peygamberimizin bir hadisine kulak vermenizi isterim, okumayanlar ve bilmeyenler için ;
"Allah Resulü (a.s.) bizi bir seriye hâlinde (cihada) göndermişti. Cuheyne kabilesinden Hurakat’a bir sabah baskın yaptık. O sırada ben bir adama yetiştim. O, la ilahe illallah, dedi. Ben kargımı ona sapladım. Bu işten gönlüme bir şüphe düştü. Sonra bunu Hz. Peygamber’e anlattım. Allah Resulü (a.s.):
“La ilahe illallah dediği halde onu niçin öldürdün?” diye sordu. Ben, ey Allah’ın Resulü! O, bunu ancak silahtan korktuğu için söylemiştir, dedim. “Onu kalbinden söyleyip söylemediğini bilmen için kalbini mi yardın?” buyurdu. ve bu soruyu bana karşı hiç durmadan tekrar ediyordu. Nihayet ben o gün müslüman olaydım (da bunları duymasaydım) diye temenni ettim.
(Hadisi rivayet eden dedi ki) Sa’d Allah’a yemin ederim ki, Üsame’yi kastederek, iki karıncıklı öldürmeye kalkışmadıkça ben hiç bir müslümanı öldürmem, dedi. Sahih-i Müslim "
Ve sonuç olarak şunu söylemek isterim. İnsanları bu dinli şu dinsiz diye yargılayanlar, sözsel ya da kaba kuvvetle linç edenler, cana kast edenler bu kararı verirken insanların kalbini yarıp baktınız mı niyetinden emin oldunuz mu? Olamazsınız mümkün değil bu... O halde iyi ki cehennem var yoksa din adı altında cana kıyanları hangi ateş layıkıyla yakabilir ki bu dünyada...
(Farkhunda’nın cenazesi kadınlar tarafından taşındı ve bu olaydan sonra babası soyadını Farkhunda olarak değiştirdi.)
(İnsanların birbirini incitmediği, sağlıkla, barışla ve huzurla nice bayramlara)
YORUMLAR
Laiklik bunun için var...!
''Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.''
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
yakamoz deniz
İnsanlığın en büyük sorunlarından biri de linçtir. Cehalet ve önyargıyla yoğrulmuş sosyokültürel bir yapının yansıması, dışavurumu olup; kin, nefretle bilenmiş bir grup tarafından suçlu ya da suç işlediğine inanılan bir kişinin katledilmesi hadisesidir. Başlangıçta benzin alevine su dökmek misali başlasa da bu tip toplumsal olayların kısa sürede kontrolden çıkarak çığ gibi büyümesi dikkat çekmektedir.
Kimi Amerikan filmlerine de konu olduğu üzere 19'uncu asır Amerika’sında ırkçılıkla yoğrulmuş beyazların olay mahallinde yakaladıkları ya da görüldüğü söylenen bir siyahı cezalandırması, öldürmesi biçiminde kendini gösterdiği gibi Ortadoğu, Afrika veya kimi Asya ülkelerinde de töresel, siyasal veya dinsel gerekçelerle tatbik edilebilmektedir.
Emperyalist ülkelerin iktisaden kaynaklarını sömürdüğü memleketlerde ırkçı, mezhepsel ya da etnik nefreti körüklemek suretiyle suni durumlar meydana getirmesine bağlı cereyan eden bilinçli, öngörülmüş olaylar manzumesi olabildiği gibi ani bir durum, iftiraya bağlı olarak şekillenen öngörülmemiş olaylar halinde de meydana gelebilmektedir.
Her iki halde de korkunç neticeler doğurduğu kuşkusuzdur. Toplumsal bir işkenceye dönüşmek suretiyle insanın yaşam hakkını ortadan kaldırması, kitleleri hüzne sevk etmesi, manen yaralaması, adalet duygusunun sarsılması, inanç ve değerlere duyulan güven ve bağlılığı zedelemesi gibi menfi neticeler doğurması linçin korkunç olduğu kadar karanlık yüzünü önümüze koymaktadır.
Psikiyatrik açıdan da üzerinde önemle durulası ciddi bir insanlık sorunu olarak da karşımızdadır. Genel olarak özgürleşemeyen kapalı toplumsal yapıların bu tarz kıyıcı eylemlere yatkınlığından söz edilebilir. Bastırılmış cinsel problemlerin öz nefreti doğurduğu ölçüde diğer insanlara karşı saldırganlığı beslemesi her zaman mümkündür. Linç eden kitledeki bireyleri tek tek masaya yatırsak kimler yoktur ki içlerinde? Hayvanla ilişkiye giren veya girmiş mi, bir kız çocuğuna tecavüz eden veya etmeye müsait olan mı, telefon sapığı mı, en ufak bir kıyafet ya da duruş karşısında boşalan mı bulunmaz acaba? Sonrasında da ayy yaa kırmızı çizgim ha! Öyle mi?
Kendi yaşamının gücünü duyurmak için kendince gerekçelendirdiği biçimde yaşam yok etmek. Kimi zaman merhamet görmemiş insanların merhametsizliği biçiminde tanımlansa da sonuçları düşünüldüğünde gerçek kurbanı bırakıp akıldan yoksun kontrolsüz çıkış yapan, zalimliğinin farkında olmayan, olamayan katiller süresine mi üzülmeliyiz acaba?
İdam cezasına karşı olanların idam edilecek kişi bazında yaşam hakkının kutsiyetinden söz etmeleri durumuna, peki ya kurbanın yaşam hakkı ne olacak diye şüphesiz haklı olarak itiraz eden yığınların kişisel hezeyanların toplumsal bir cinnete dönüştüğü kendi başıbozuk hal ve hareketlerini nasıl değerlendirecekleri, nereye oturtacakları halen insanlığın temel merak konuları arasındadır.
2015'de Afganistan'da yaşanan bir linçte hazin olduğu kadar ürperticidir. İlâhiyat mezunu bir kadın görev yapmakta olduğu camii çevresinde muska satan bir hocaya müdahale eder. Bu yaptığının dine aykırı bir yaklaşım ve cehalet olduğunu belirtir. Ne ki, hocanın çevredeki insanlara bu kadın Kur'an-a hakaret etti, gözlerimle gördüm Kur'an yaktı demesi üzerine insanlar bir anda celallenecektir. Öyle ki, ben Müslümanım, Müslüman Kur'an yakmaz nidaları artık genç kadını kurtarmayacak ve ibret levhası bir insanlık dramı yaşanacaktır
Sizin nadide yazınızı döneminde fark etmemiş olmam ne büyük bir talihsizlik
Fakat geçte olsa fark ettiğimde, farkı fark ettiğimi belirtmeliyim
Rahmetli Farkhunda'nın hazin öyküsü, bir insanlık dramı seçkin kaleminizde hayat bulmuş
Bende üstte yer verdiğim naçizane bir yazımla eşlik etmek istedim yakamozlarla bezeli sayfanıza
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hanımefendi
Saygı ve selamlarımla...
''Bu olay islama terör dini diyenlerin dinimizi baltalamaya çalışanların baltalarını bir kez daha bileylemelerine yardımcı olmuştur.''
Evet aynen böyle işte. Dinimize çamur atmak için fırsat gözleyenlerin, ekmeklerine yağ sürenler utansın...
Bizim örnek almamız gerekeni, kulak arkamıza attığımız sürece çok böyle vahşetler yaşanır çoookk...
’Kesin olan şu ki, sizin için, Allah’ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’ı çok çok zikredenler için Allah’ın Rasulü güzel bir örnektir." (Ahzab, 21)
Tebrik ederim güzel hazırlanmış bir yazı için.
“La ilahe illallah dediği halde onu niçin öldürdün?” diye sordu. Ben, ey Allah’ın Resulü! O, bunu ancak silahtan korktuğu için söylemiştir, dedim. " Yazıdaki bu kısıma dikkat! Hadis olarak rivatetten alıntı sanırım. Öyle anlaşılmış ki "La ilahe illallah" derse öldürülmez! Bazıları "Demezse, öldürülebilir" olarak anlamışlar; oysa demese, gene "İnsan" olarak yaşamaya hakkı var! Modern dönemlerde en azından savaş hukukunda "Esir" konusu var! Savaş halinde ise teslim alındığında gene öldürülmez. Yani bazı durumlarda gelişme var ve bu da iyi anlaşılmalı! Yazıdaki muskacı, yerel egemenlerin himayesinde olduğundan muskacıyla tartışmanın bedeli olmuş. Yerel egemenlerin bir üst egemenlere teslim olarak kendi içinde yerel davranması da ayrı bir garabet. Yani oraya hakim olan egemen dış askerlere bir şey yapabiliyorlar mı? Saygı ve selam ile.
yakamoz deniz
Yüce Allah' bir cana kıyan bin cana kıymış gibidir 'diye emrediyor.ve ne yazık ki dünyanın gözü İslam ve İslamiyette leke sürmeye çalışan avrupa ülkelenrinin ekmeğine yağ sürmekte .Farkhunde İnsanlığın artık öldüğü gerçeğinin sadece bir örneği . Allah ' Kıyanların yanına bırakmaz diyorum..
sevgilerimi sunarım .emeğinize sağılık .dua ile.
yakamoz deniz
Bu önemli yazıda en öne çıkan iki çok kötü resmin ilki,bir kaç liralık getiriye
engel olma ihtimalinin kişiyi düşürdüğü ifadesi zor ruh hali..Bilinen tepkinin
salt o süredeki satışta araya girene karşı feci bir tavır olarak anlaşılması
doğru olmaz sanırım. Alış-veriş dolaylarındaki mal,mülk,para gibi maddi
varlıklara karşı duyulan klinik sevdanın o esnadaki tezahürü olarak görmek
yanlış bir görme olmayacak gibime gelmektedir.
Bahse girerim o ve gibiler parayı namusdan daha namus olarak idrak
etmekteler! Büyük olasılıkla eşine mesela laf atılsaydı,"ey ahali bu adam Kuranı
yaktı" diye feryat etmeyecekti!
İkincisi,Kuran,sünnet islamından habersiz,dede ninelerden miras kalan geleneksel
islama mensup kuru ve tehlikeli kalabalık..Hangi bilinçli müslüman o hunharca
lince katılırdı? Dahada değil en önemlisi,Hz. Muhammed(S.A.V) böyle bir cezaya
rıza gösterirmiydi?
Ancak(hatırlattığı için konuya katıyorum) afgan pazarında cereyan eden(yaşansaydı
bile)olayı adi bir vaka olarak görüp,suçluya dokunmadan adalete teslim edilmeliydi
diye düşünürken,charlie hebdo,ve açık alanda kutlu kitabımızın üzerine benzin
dökerek yakan papaz ve yardımcısına bakışımız,islama karşı açık,net,planlı programlı
bir tavır hatta bir nevi savaş demek olduğu için tavrımız tepkimiz çok farklı olmalıdır
diye değerlendirmekteyim.
'İnsani/İslami' gibi abide bir duyarlıkla kaleme alınmış düzeyli bir yazı idi.
Hem yazı hemde bayram için kutluyor,esenlikler diliyorum.
yakamoz deniz
Sami Hocam çok güzel ifade etmiş eksiğimizi. Aynı bağlamda değerli Ahmet Bektaş'ın "Bencillik" üzerine yazısı da oldukça yol gösterici olmuş. Bu lanet ucubeliklerin olmaması için her şey ne kadar da basit gibi görülüyor aslında ama ne kadar zor olduğunu hayatın getirdikleri acı acı ezber ettiriyor bizlere.
Sağlıcakla kalın
yakamoz deniz
Bu olayı duymuştum.
Oldukça üzücü bir olay. İslam dünyasının ortaçağ Avrupasındaki engizisyon dönemini yaşaması ise daha da acı ve acıklı bir durum.
1300-1400-500 lü yıllarda Avrupa'nın yaşadığı diri diri ateşte yakma, işkenceler altında inletme, büyücü diye afaroz etme ve benzeri vahşeti İslam dünyası yaşıyor bu gün.
Bu bir süreçtir diye düşünüyorum. Avrupa'da nasıl ki bir Martin Luther çıkıp dini olması gereken yere oturttu ise İslam dünyasında da benzeri insanlar mutlaka çıkacaktır.
Bu artık Mehdi mi olur, Hz. İsa mı olur, yoksa hiç adını sanı duymadığımız ve büyük ihtimalle duyamayacağımız biri mi olur bilemem ama eninde sonunda İslam dünyası kurtulacaktır bu bağnazlıktan.
Ya da?
Ya da kıyamet kopacak ve artık herkes işlediğinin hesabını vermeye başlayacaktır.
''Zalimler için yaşasın cehennem'' sözü boşuna değildir. Yahut da '' Cennet o kadar ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değil'' sözü.
Farkhundaların farkında olmak, Farkhundaların can taşıdığının idrakinde olmak, Bir cana kıyanın tüm canlara kıymış gibi olduğunun bilincinde insanlara dönüşmek dileklerimel..
Selam ve sevgiler.