- 1139 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kukla ya da SEN
Yaşarız, eğer gerçekten hissedebiliyorsak kendimizi yaşarız. Kendi çizgimizi çeken kaleme hükmedebiliyorsa kalbimiz ve de beynimiz, izlerimizi bırakarak ilerleriz. "Yaratılırken yüce yaratıcı irademizi özgür bırakmıştır bizse zaman içinde köleleşiriz" Geçmiş bizi anlatır gelecek ise yine geçmişe perçinleşmiş olarak adımlarımıza tutunmuştur. Kitabımıza bizim adımızı verirler, biz yazarız çünkü. Sayfalar bizi farklı mekanlara, insanlara ulaştırsa da ne kadar kendimiz olmayı öğrenmişsek o kadar sağlam olur kitabın karakterleri. Başka insanlardan besleniriz ve kendi yürek, akıl süzgecinde ince ince dokuruz yolumuzu. Önce konular silikçe belirir sonra gölgeler ve en son renkler. Belirgin hale geliriz. Heykeltıraşın elindeki hamur şekle bürünmeye, ressamın fırçasındaki tablo renklerle dile gelmeye başlamıştır.
İşte, o sokak yürürken mutlu olduğumuz sokaktır belki yenilgilerimize ağlarız. Ne çıkar yenilgiler dahi bize tekrar ayağa kalkmamız fakat farklılıklar katarak kalkmamızı öğretmiştir. Yara izlerimiz bilgeliğimiz olmaya başlamıştır. Yol bizim yolumuz ve kontrol ettiğimiz akıl ve yürek yine bizim olmuştur. Ahşap ustasının yaptığı kukla değil artık kendi benliğimizi oluşturmuş kendi dudaklarımıza, sesimizin rengine, kalbimize ve var eden ve bizle beslenen cümlelere sahip olmaya yani yaşamaya başlamışızdır.