BEYT-İ DOSTTAN MEHDİ RESULLUĞA- EL FİL-U MEL FİL…..HORTUMU TAVİL -2-

• 23 Eylül 2015 Çarşamba 00:15:39

(Bu bölüm biraz uzun ama çok da sıkılacağınızı zannetmiyorum. )

İskender Evrenosoğlu ile ilgili en önemli iddialardan biri onun ehl- beytten olduğu ile ilgilidir. Peki bunu ispat edecek bir delil var mıdır? Hemen belirteyim: 6 Sene görev yaptığım Batman’da neredeyse elinizi sallanız bir şerife ya da seyyide rastlardınız. Sanırsınız memleketin alayı seyyid ya da şerif. (Şerif Amerikan kovboy filmlerindeki şerif manasında değil tabii ki.) Yani Batman’daki, ya da doğu ve güney doğu Anadolu’da neredeyse her hanede en az bir tane bulunan şerifler ve seyyidler ne kadar ehl-i Beyt ise İskender Evrenosoğlu da o kadar ehl-i beyttendir.

Peki sizler Ehl-i Beyt deyince ne anlarsınız? Tabii ki Hz. Muhammed’in ‘’ Bunlar benim hane halkımdır’’ dediği Hz. Ali, Hz. Fatıma ve onların çocuklarını değil mi?Ya da nâ mahrem olmayan yakınları…( Eşi, kayınpederi gibi.) Fakat bu kadar basit değilmiş mesele. Ehl-i beytten önce bir de Beyt-i dost varmış.

İskender Evrenosoğlu ilk piyasaya çıktığı yıllarda kendisini Beyt-i dost olarak tanıtıyordu. Yani henüz Mehdi Resullük makamına ulaşmamıştı .

Beyt-i Dost ne peki?

Sıkı durun.

Hz. Muhammed’in nasıl ki ehl-i beyti varsa Hz. İsa’nın da Beyt-i dostu varmış. Yani Evinin dostu.

Peki kimmiş bu dostu ve o dostun vazifesi neymiş?

Bu Beyt-i dost Hz. Yahya imiş. Hz. Ali nasıl ki Hz. Muhammed’in (S.A.S) amcasının oğlu ise, Hz. Yahya da Hz. İsa’nın teyzesinin oğluymuş ( Hz. Meryem’in teyzesinin oğlu olduğunu söyleyenler de var ) ve görevi Hz. İsa’nın, yaşadığı o kısacık ömründe anlatamadıklarını ondan sonra insanlara anlatmakmış.

Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Yahu Hz. Yahya, Hz. İsa’dan daha önce öldürüldüğüne göre nasıl olur da Hz. İsa’dan sonra onun söyleyemediklerini insanlara anlatır?’’

Şimdi daha da sıkı durun.

Hz. Yahya öldükten uzun bir süre sonra reankarnasyonla bir başka bedende yeniden dünyaya gelir. Ancak bu yeniden dünyaya geliş artık son peygamber Muhammed(S.A.S) zamanında olmuştur.

İyi de kim olarak reankarne olmuştur?

Koltuklarınıza çivilenin.

Hz. Ali olarak reankerne olmuştur. Yani Hz. Yahya, Hz Ali olarak tekrar dünyaya gelmiş ve Hz. Muhammed’in(S.A.S) Kızı Fatıma ile evlenerek Hz. Yahya’nın kutsal görevini devam ettirmiştir(!)

İş bununla da kalmıyor. Malum Hz. Ali 661 yılında şehid ediliyor. Eee. Kutsal görev?

Yine reankarnasyon tabii ki. Hz. Yahya, Hz. Ali olarak reankarnasyonla tekrar yer yüzüne geldi ya, Hz. Ali de reankarnasyonla Abdulkadir Geylani olarak yeniden dünyaya gelir.

Sonra?

Sonrasında Abdulkadir Geylani de Mevlana Celaleddin Rumi olarak reankarne olur.

Kaç reankarnasyon oldu? Sayalım…

1-Hz. Yahya 2- Hz.Ali 3- Abdulkadir Geylani 4- Mevlana Celaleddin Rumi

Peki beşinci ?

Beşinciyi bulamadım. Lakin sayı altıya tamamlanacak. Altı ışık gelecek. Altıncı ışık bazılarına göre Mehdi, bazılarına göre kim olduğu geldiği zaman anlaşılacak(!)

Altı ok ya da dokuz ışıkla bir ilgisi var mı bu altı ışığın? Vallahi de billahi de bilmiyorum.

Ne diyordu İskender Ali Mihr’in ( Nam-ı diğer Mehdi Resul ) Kitabı Risalet Nurları’nın İnsan Suresinde? SANA YARATILIŞININ BİR BAŞKA YÖNÜNÜ GÖSTERDİK. SENİNLE RABBİNİN ARASINDAKİ NURDAN İLİŞKİ YOLU GÖRDÜĞÜN GİBİ KULUMUZ MUHAMMED’DE DE BURADAKİ SENİN RUHU REVANIN OLAN MEHDİ’DE DE VAR SEN İMAM OLARAK KATIMIZDA NAMAZ KILDIRIRKEN SAĞ VE SOL TARAFINDAN BİZE KADAR UZANAN NURLAR ONLARIN İLİŞKİ YOLLARIDIR.

İlginç değil mi. Allah(C.C) Hz Muhammed(S.A.S) den bahsederken ‘’Kulumuz’’ diye bahsederken İskender’den ‘’İskender el Ekber ( En büyük İskender) diye bahsediyor.( Risalet Nurları- Kuddusi Sır Suresi )

İşte bu beklenen altıncı nur ( Buna medyum, kahin vs. Diyenler de oldu) Yeni bir akımın doğmasına sebep oldu. Bu akıma Beyt-i dost akımı ya da tarikatı dendi. Bu akım Beyt-i Dostun kim olduğunu bilmemekle beraber mutlaka geleceğine inanıyordu. Buna Sevgi yolu ya da Işık yolu da dendi.

Peki bu Beyt-i dost tarikatının en tanınmış simaları kimlerdi?

Şimdi bir kez daha sıkı durun.

En başta Rıfat Kayserilioğlu. ( Onu pek tanıyan yok.) Cenk Koray…Veeee….Üniversitelerde ikna odalarının kurulmasının mucidi olan en büyük Atatürkçü(!) Nur Serter… Evet evet Nur Serter bu tarikatın yazar kadrosundaydı.

Peki İskender Evrenosoğlu?

O bu tarikatın ne başıydı ne de üyesi. Tarikata girip çıkmazdı. İlle velakin ‘’ Madem ki beklenen bir Beyt-i dost var, o niçin ben olmayayım?’’ kurnazlığı ile beklenen Beyt-i Dostun kendisi olduğunu söyledi ki otuzbeş-kırk sene önce onu biz ilk olarak Beyt-i dost olarak tanıdık.

Sonraları baktı ki Beyt-i Dost daha ziyade Hristiyanların bekledikleri kurtarıcı Mesih’e benziyor ve de bu tarikat mensupları entel dantel tipler olup öyle biatmış, el etek öpmeymiş gibi şeylere gelecek tipler değil. İşin içine bir de ruh çağırma seansları filan girince Beyt-i dostluğu bırakarak Ehl-i beyt olmaya karar verdi.( Beyti Dostçuların İslamla filan da alakaları yoktu. Onlar daha çok entel barlarda güya felsefi olan sohbetler yapıp Budizm benzeri yollarla nirvanaya ulaşma peşindeydiler.) Ehl-i Beytten olmak daha karlıydı. Düşünün ki özellikle doğu ve güneydoğu Anadolu’da beş yaşındaki çocuğun elini öpüyordu yetmiş yaşındaki adam, ‘’ Seyyidim benim’’ diyerek.

Evet…Beyt-i dost ile doğrudan bir bağı olmasa da onların da bir kurtarıcı ( Beyt-i Dost) beklemeleri oldukça işine yaradı İskender Evrenosoğlu’nun
Şimdi gelelim İskender Evrenosoğlu kendisini Mehdi Resul ilan ederken bunun delilleri olarak neleri ileri sürüyor?

Maalesef delil olarak ileri sürdükleri yine Kur’an-ı Kerimin ayetleri… ( Hani Yaşar Nuri Öztürk’e bazen kızarım. Hatta ona sosyete şeyhi derim ille velakin adam ‘’ Sizi Kur’an ile aldatıyorlar’’ derken oldukça haklı.)

Şimdi hem sorduğum sorular, hem aldığım cevaplar, hem de aldığım cevaplara itirazlarım ile konuya devam edelim.

S-1 Mehdi-Resul ile bizlerin ahir zamanda geleceğine inandığımız Mehdi kavramları aynı kavramlar mıdır?
C-1 Evet Mehdi Resul her devirde gelen mehdilerden değil son devrede geleceğini müjdelenen Mehdiyi Azamdır.
S-2 Resul, bildiğim kadarıyla kendisine kitap gönderilmiş peygamberdir. Bu durumda İskender Evrenosoğlu’nun yazdığı ( Ya da vahiy yoluyla ona yazdırılan) Risalet Nurları adlı kitap da Tevrat, Zebur, İncil, Kur’an gibi bir kutsal kitap mıdır?
C-2- Akaid bu konuda Kurana aykırıdır ve akaidciler ayetleri inkar etmektedirler. Şeriat Kitabı verilen Nebi Resullerdir , Veli Resuller değildir. Veli Resullere verilen sohbet kitabıdır. (Mevlananın mesnevisi Yunusun divanı ve diğer Allah dostlarına vahyedilen kitaplar gibi).

S-3- Vahiy ya da ilham, her ne surette yazılmış olursa olsun bir kitaptaki pasajlara ’’Sure’’ demek doğru mudur? Bu kitapta Namaz Suresi, Allahu Teala suresi,Zaman Suresi vb. sure diye adlandırılan bölümler var mıdır, yok mudur? Varsa bu nasıl açıklanır
3- Hz. Muhammed s.a.v son Nebidir, son Resul değildir. Ayet bu kadar açık iken nasıl son Resul diyebilirsiniz. Nebi Resullük Yani şeriat Peygamber efendimizle son bulmuştur. Ama kuranı kerimi kıyamete kadar açıklayacak olan Allahtan vahiy alabilen Veli Resuller gelmeye devam edecektir.
33/AHZÂB-40
Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in (Peygamberler’in) Hatemi’dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir
S-4 Mehdi, Hz. İsa ile birlikte Decccal ile savaşacaktır. Oysa Mehdi- Resul’ün geleceğini ve bunun İskender Evrenosoğlu ( Sizin deyiminizle İskender Ali Mihr) olacağını bildiren Said Nursi, Deccal’ın M. Kemal Atatürk olduğunu söylemiştir. Said Nursi’nin deccal dediği M.Kemal Atatürk 1938 de öldüğüne göre Mehdi-Resul hangi deccal ile savaşacaktır? Yani Said Nursi’nin Mehdi olarak İskender Evrenosoğlu’nu işaret etmiş olması mümkün değildir. ( En azından bana göre mümkün değildir.)
C-4- Deccalin Mustafa Kemal olması mümkün değildir. O zaman öldüğüne göre Mehdi ve hz. İsa gelmeyecek demektir ve bu yanlıştır. İsa aleyhisselam gelecek ve Mehdi aleyhisselamın arkasında namaz kılacaktır.Ama müslümanlara zulmetmesi açısından bu şekilde vasıflandırılmış ve benzetilmiş olabilir. Bildiğim kadarı ile Deccal tibetli bir rahiptir. Onun dünya üzerinde emrinde olan insanlar vardır.
Neden hz. İsa yok diyorsunuz. Daha üçüncü dünya savaşı başlamadı. Gerçi, başladı ama daha büyüyüp yayılmadı. Yeryüzü iyice bir karışıp insanlığın çoğu yok olsun ve ülkemiz bu arada istila edilişin o zaman inecek ve deccali öldürecek ve Müslümanlar galip geleceklerdir. mehdi aleyhisselam hidayeti insanlığa açıklayarak şu an birbirlerine düşman kitap ehlinin aynı dinin mensupları olduğunu kendi kitapları ile anlatmaktadır

S-5 5-(Mehdi gelince, bir bereket olacak, ümmetim rahat edecektir.) [İbni Ebi Şeybe]

Hani o bereket?
C-5- Mehdi aleyhisselam bu savaştan sonra Müslümanların başında altınçağ yaşanacaktır. Şu an değil. Unutmayın ki Nebiler Resulü 23 sene boyunca insanlara kuranı anlattı. Kuran bir defada inmedi ve sahabeyi kiram bir günde oluşmadı. peygamber efendimiz geldiğinde o zaman insanların bir günde sahabe olması gerekmez miydi? Allah bundan aciz miydi. Siz bunu mu demek istiyorsunuz. Her şeyin kader çizgisinde belirli bir zamanı vardır.

S-6-Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında adaletle dolar.)[Tirmizi, İ.Asakir]

Hani o adalet...Kendisini bile hapisten kurtaramıyor. İki tane deli raporu veriliyor ama kendisine bu raporları verenleri yerden yere vuramıyor.
C-6- Kendisi hapiste değildir. Kendisi o zaman haksız yere deli raporu vererek hapse atmışlardır. Ama daha sonra adli tıbbın verdiği deli olmadığına dair raporu ile mahkeme de deli olmadığına karar vermiş ve hapisten çıkarmıştır. Bu olay duhan suresindeki ayetlerin açığa çıkmasını sağlamış ve insanların önüne ibret vesikası olarak konmuştur. Ona bakarsanız peygamberlerin çoğu ve Allah dostları sizin gibi din adamlarının allah adamlarını anlayamadıkları için ya yalanlanmışlar, ya hapse atılmışlar ya da öldürülmüşlerdir. Said nursi hazretleri de devrin imamı olduğu halde hayatı boyu mahkemelerde hapislerde sürünmüştür. Hatta cenazesini bile kaybetmişlerdir.

S-7- Mehdi, dünyayı kurtaracaktır deniyor. İlle velakin Mehdi-Resul dediğiniz bu zâtı bırakın dünya, Türkiye bile doğru düzgün tanımıyor daha.
C-7- Mehdi Resulü Allaha ulaşmayı dilemeyen Müslümanlar ve Allahın dostu olmayan sizler tanımıyorsunuz. Hacet namazı kılan her kes eğer kalbinden aşkla istiyorsa mutlaka Allah onlara kendisini göstermektedir ve gösterecektir. Ama kalpten isteyeceksiniz. Zaman içerisinde önümüzdeki dönemlerde onu tanımayan kalmayacaktır. Her kes tanıyor esasında da nefsi ve şeytanı sizin gibi kabul ettirmiyor. Hacet namazı kılarak Allahtan sormanıza bile izin vermiyor. Karar sizlerindir. Hesabını sizler vereceksiniz.
ALLAH RAZI OLSUN

İtirtazlarımı sıraladım daha sonra. Şöyle ki:

1-İskender Ali Mihr sizin işaret ettiğiniz gibi Mehdi-yi azam ise bu durumda Hz İsa’nın da gelmiş olması gerekmez mi ( Bu arada belirteyim: Ben Mehdinin de, Hz. İsa’nın da, Deccalın da geleceğine inananlardanım.)

2-Akaidcilerin Kur’an ayetlerini yalanladıklarını iddia ediyor ve Resullerin ikiye ayrıldığını. 1- Kendisine şeriat kitabı verilmiş Nebi Resuller 2- Kendilerilerine sohbet kitabı verilmiş olan Veli resuller olarak ikiye ayrıldığını söylüyorsunuz.

Örnek olarak Mevlana’nın Mesnevisini, Yunus Emre divanını gösteriyor ve bunların da vahiy yoluyla o resullere yazdırıldığını söylüyorsunuz.

Bu neye benzedi şimdi biliyor musunuz? İncil’in dört bölümü olan Matta, Luka, Yuhanna ve Markos’un yazdırılması olayına benzedi.

Ayrıca.

Mesela Mevlana’nın Mesnevisinde oldukça müstehcen hikayeler vardır. Bu kadar müstehcen hikayelerin Allah tarafından vahiy yoluyla yazdırılmış olması mümkün mü? ( Tabii ki kelime oyunu yapıp da ‘’Allah istemese yaprak bile kımıldamaz. Her şey Allah’ın kudretindedir. O ol derse olur, olma derse olmaz.’’ Demezseniz.)

Mesela Süleyman Çelebi’nin Vesiletü’n Necatı, yani mevlid…Her kandilde okuruz ama hiç bir zaman onun Allah tarafından vahiyle yazdırıldığına inanmayız. Mevlidin bahrleri vardır ama sureleri yoktur.

Mesela: ‘’ Şu mezarda yatan rahmetliler için bir ‘’ Allahu Teala Suresi’’ okuyayım demeyiz.

Yunus Emre Divanında geçen birkaç kıtayı alıp ‘’ Bu kıta ‘’ Şol cennetin ırmakları suresidir’’ demeyiz değil mi?

Eğer Nebilik sona ermiş ama resullük devam ediyorsa. ‘’ La ilahe illallah, İskender’un Resulullah’’ demekte de bir mahsur yoktur(!)

3- Kur’anı kerimi kıyamete kadar açıklayacak veliler gelecektir. Amenna. Lakin o velilerin Allahtan vahiy alacaklarını söylemek son derece yanlıştır.

Azhab suresi 40. Ayette: Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in (Peygamberler’in) Hatemi’dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir. ‘’ diyor.

Peki bunu yani ‘’ Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in (Peygamberler’in) Hatemi’dir (Sonuncusu)’’ ayetini ‘’Allah’ın hem son resulü, hem de son peygamberidir’’ olarak tefsir etmek mümkün değil midir?

Ben ilahiyatçı veya din adamı değilim. O bakımdan sureler ve ayetler nasıl tefsir edilmelidir bilmem ama şöyle bir mizansen yapalım.

Mesela iki arkadaş yola çıkmışlar. Yolda acıkmışlar ve sadece birinde bulunan çıkını açmışlar. Çıkında bir adet ekmek var. Arkadaşlardan biri diğerine soruyor.

-O çıkındaki nedir?
Cevap veriyor diğeri:
-Ekmektir ve son yiyeceğimizdir.

‘’ O çıkındaki nedir diyen’’ ‘’ Hımmm ekmek son yiyeceğimizmiş ama başka yiyeceğimiz de varmış.’’ Diye mi düşünmeli?

Verdiğiniz diğer örnek ayetlerin hiç biri Mehdi-Resul’ü işaret etmediği gibi İskender Ali Mihr’i hiç bir şekilde işaret etmiyor. O ayetlerde işaret edilen şey Peygamberleri yalanlayanların eninde sonunda uğrayacakları pişmanlıktır.

4- Belirttim. Ben Hz. İsanın da, Mehdi’nin de, Deccal’ın da geleceğine inanıyorum. Ve diyorum ki eğer Deccal, Said Nursi’in ifade ettiği gibi Mustafa Kemal idiyse o öldü. Bu durumda İskender Ali Mihr kimle savaşacak? Öte taraftan Eğer Deccal Mustafa Kemal değilse bu durumda Said Nursi yalan söylemiştir. O halde böyle bir yalanı söyleyen Said Nursi’nin gelecek Mehdi olarak İskender Ali Mihr’i işaret etmesine ne kadar güvenilir?

5- ’’Mehdi aleyhisselam bu savaştan sonra Müslümanların başında altınçağ yaşanacaktır. Şu an değil’’ demişsiniz.

Peki ne zaman?

Mehdi Resul dediğiniz zat oldukça yaşlandı. Daha ne kadar yaşamasını umuyorsunuz? Üstelik daha Hz. İsa gelmedi. Hz. İsa gelecek, kırk yıl yaşayacak....Yani Hz. İsa bu gün gelecek olsa Mehdi resulün ( İskender Ali Mihr ) en az bir kırk sene daha yaşaması gerekiyor. Habibi peygamberine bile 63 yıl ömür vermiş olan Yüce Rabbim Mehdi resul’e yüzlerce sene ömür mü verecek? Buna mı inanıyorsunuz?( Hz. İsa bu gün gelse İskender Evrenosoğlunun en az 122 yaşına kadar yaşaması lazım. Zira adam 82 yaşında)

6-Ben İskender Ali Mihr’in hapiste olduğunu söylemedim. Dediğim şu: Kendisinin hapse girmesine bile engel olamayan... Yani bir dönem, kısa süre de olsa hapse girmedi mi? Dünyaya adalet getirecek bir zat en başta kendisine karşı yapılan adaletsizliği bertaraf etmeli değil midir? Ama yapamıyor.

’’Ona bakarsanız peygamberlerin çoğu ve Allah dostları sizin gibi din adamlarının allah adamlarını anlayamadıkları için ya yalanlanmışlar, ya hapse atılmışlar ya da öldürülmüşlerdir.’’Demişsiniz. Hemen belirteyim: ben din adamı değilim. Bir tarih öğretmeniyim. Ömrümün on üç yılını İmam-Hatip Liselerinde öğretmen olarak geçirdiğim için dini konulara biraz daha ilgiliyim o kadar.

Evet...Peygamberler, veliler, evliyalar içinde çile çekmemiş olanı yok. O konuda haklısınız. Ama hiç bir kaynak Mehdi’nin de böyle çileler çekeceğini belirtmiyor ( İnanmayanlar, onu yalanlayanlar olacak ama hapismiş, deli raporuymuş, televizyon programından kaçmaymış gibi durumlardan bahsetmiyor kaynaklar)

7- Şimdi ben hacet namazı kılsam ve bu namazı kıldıktan sonra da hiç bir şey görmesem kesinlikle bana diyeceğiniz şey şu olacaktır: ’’ Sen gönülden dilemedin ki’’

Yani olayı getirip ’’Kalp gözü’’ ne bağlacağız.

Buna cevap şöyle geldi:

aynen öyle sevgili kardeşim. hiç kimse kendisini allahtan yetki almadan ne nebi, ne resul, ne mehdi ne de mürşid ilan edemez. yetkiyi allah verir, görevlendirmeyi allah yapar. devrin imamları ve mürşidler hacet namazı kılmadan ve allahtan sorulmadan akılla ve nakli bilgilerle bulunamaz. allah kalplere bakar. kalbinizdeki dileğe bakar. hiçkimsenin emmaniye kuran dışı bilgilerine ve süslü sözlerine bakmaz. mehjdi aleyuhisselam benim ikinci mürşidimdir. ilk mürşidim merhum abdurrahim reyhan erzincani hazretleri idi. kendileri vefat ettikten sonra 1998 senesinde hacet namazı kılarak allahtan sordum. defalarca hayatımda hiç görmediğim halde mehdi aleyhisselamı gösterdi. biz kendilerini akllahı zikrederken sekinet halinde peygamber efendimiz ve hazreti isa ile birlikte de gördük. ellerini öptük mehdi aleyhisselam hem şerif hem de seyyittir. peygamber efendimize en çok benzeyen torunlarıdır. biz imam hatip kökenliyiz. ama kuranı bize mehdi aleyhisselam öğrettiler. sevgiyi ve mutluluğu biz onunla yaşadık. aklınız sizi ancak allahın kapısına getirir ondan sonra aklınız sizi başka yollara götürür. siz içinizdeki bu şüphe ve akli emmasniye bilgi ve değerlendirmelerinizle mehdi aleyhisselamı değil başka allahın mürşidlerini de bulamazsınız. size istediğiniz tüm konularda ayeler ve kaynaklar verdik. ama siz kalkmış allahın işine karışıp mehdi aleyhisselamın yaşayıp yaşamıyacağı konusunda ilahlık iddia etmektesiniz. neden mehdi aleyhisselama ve devrin imamına ulaşamadan kendi ölebileceğinizi düşünmezsiniz. üçüncü dünya savaşı kapıdadır. inşallah ömrünüz olur yakın bir gelecekte her şeyi tüm açıklığı işle görürsünüz .ama o zaman bu düşünceleriniz ve kaybettiğiniz zaman için çok pişman olacaksınız. biz üstümüze düşen görevi allahın izniyle yerine getirdik. saatlerce uğraşıp tüm bilgileri size verdik. bunu bize kimse yapmadı. sizlere allahın ayetleri ile her şeyi teferruatı ile açıkladık. bundan sonrası sizin iradenize kalmıştır. ya allahın rüşd yolu ya da şeytan ve nefsinizin gay yolu. allah yardımcınız olsun. hayırlı günler…

Teşekkür ettim. Alacağım cevapların hepsini aldığımı söyleyerek konuyu kapattım. Biliyordum ki ne o ne de ben inancımızdan dönmeyecektik.

Allah doğru yoldan ayırmasın ne diyelim.

Not: Görüldüğü üzere muhatabım olan kişiyle nezaket içinde, birbirimizi kırmadan ve hakaret etmeden konuştuk. O halde yorumlarda da kırıcı, hakaret eden, küfür içeren cümleler lütfen olmasın.