Sinemamızı Geri İstiyoruz!
Çocukluk yaşımdaki yılların onca fakirliğine rağmen, şehrimde onlarca sinemanın kapısı açılırdı. Farkındalığın keyfini yaşamak isteyenler meğer ne çok zenginlermiş, fakirliklerinde bile.
Kapanan sinema kapılarının ardındaki boşluğu dolduran bencillik, vurdumduymazlık, bananecilik almış başını gidiyor, gittikçe fakirleşen şehrimin bilincinde.
-Milletin karnı aç kardeşim, sinemayı kim düşünür !
-Başka dert kalmadı da buna mı nefes tüketiyorsunuz !
-Ne yani, şart mı sinema !
Diyen nefesler tüketiyor şimdi, farkındalığın zenginliğini. Ve bugün sinema, yarın tiyatro, öbürgün sanatın birçok koluna takılırken bahaneler, ne can güvenliği, ne de insan olmanın değeri artacak; daha da düşeceğiz ekmek derdine…unutacağız kimliğimizi besleyen ’kimlik’ olma kavgasında var olmayı ve neyi yaşarsak yaşayalım, kabullenmek zorunda kalacağız herşeyi.
İşte tam da bu yüzden kaybettiklerimizin farkına varalım. Cüzdanda değil; seslerimizde, farkındalıklarda zenginleşelim.
Bu gidişle, atı alan üsküdarı geçmekle kalmayacak.
Gülden Işık-Zonguldak
(şehrimizde tek bir sinema kaldı,o da merkezden uzak sayılır..son kalan belediye sinemasının olsun kapanmaması için eylem yapmıştık)