- 700 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
kamu personeli yapısı üzerine bir irdeleme ...
Devlet kurumlarının bütünüyle ayağa kalkabilmesi , Türk Milletine yakışır bir devlet yapısı oluşturulabilmesi için ;
" devlet malı deniz , yemeyen domuzdur "
" bal tutan parmağını yalar "
" çeşme akarken testiyi doldurmak gerekir "
anlayışlarıyla rüşvet ve suiistimal , haksız ve hukuksuz işlere göz yummak gibi klasik " görevini kötüye kullanmak "
fiillerine dünden hazırlanmış, bunun için can atan kitlelerin , devlet yapısı içerisinden temizlenmesi gerekir...
*
Devlette çalışan bir kamu personelinin, doğru, dürüst ve namuslu biçimde görevini yapması Anayasa ve yasalar
gereğince zorunlu olmasına rağmen , görevini suiistimal ettiği takdirde , rüşvet ve avanta alarak kişisel çıkar
sağlamasının mümkün olacağının bilinciyle, genel olarak , o görevler doğru, dürüst ve hakka, hukuka uygun
yapılmak yerine , rüşvet ve suiistimal gelirlerinin akacağı hedef bazı kitlelere , hak etmedikleri haksız kukuksuz
imkanlar sağlanması yoluna gidilir. Kural , ilk başta budur zaten. Aksi takdirde, herkese eşit ve tarafsız davranan
bir kamu görevlisine hiç kimse rüşvet de avanta da vermez.
*
Bir kamu görevlileri grubu düşünelim. 10 , 20 ya da 50 kişiden oluşan bir grup olsun bu. En alt kademeden en
üst kademelere kadar da, memur, amir ilişkileri içinde değişik konumlarda yetkilerde görevliler. Bu grup , en alt
kademeden en üst kademelerine kadar , o rüşvet ve suiistimal çarkını çoktan kurmuştur. Grup içerisindeki her
görevli, konumları ve yetkileriyle orantılı biçimde rüşvetler ve suiistimallerden akan paralarla ihya olmaktadırlar.
Herkes memnundur bunların içinde... Suistimallerle haksız kazanç ve imkanlara sahip olan çeşitli şahıslar da çok
memnundur durumdan. Onlar 100 kazanır , 50 sini rüşvet, avanta verse, kalanı tek başına kendine kalır. Alan
memnun veren memnun çarkıdır bu rüşvet çarkı. Bu nedenle bu çarkın kırılması ve bu kişilik ve karakterleri
yalnızca rüşvet ve suiistimal gelirlerine odaklanmış kitlelerin yapılarını değiştirebilmek imkansızdır...
*
Gelirsiniz devlete memur ya da kamu görevlisi olursunuz. Bu çarkın tam merkezine düşmüşsünüzdür... Doğruluk,
dürüstlük ve eşitlik , adalet ilkelerine göre görevinizi suiistimal etmek istemediğiniz an , çarkın bütün dişlileri
çalışmaz hale gelir. Yanınızdaki masada çalışan sizin gibi bir görevliden başlayarak en üst amirlere kadar , kin ve
nefret dolu bakışlarla ezilmeye başlarsınız. Dert şudur :
" Yahu bu ne biçim adam, hiç bir işi yapmıyor. Bütün işlerimize sekte vurdu. Kim aldı bunu bu birime? Derhal alın
bu adamı buradan. Hiç bir yetki vermeyin pezevenge. Hepimizin ekmeğimizle oynuyor bu adam... Tepkiler
bunlardır.
*
Sizi alırlar bulunduğunuz görevden, şu ya da bu birime sürerler, yetkisizleştirirler... Gidip haklarınızı
arayabileceğiniz kurum içerisinde kurum müfettişleri, personel müdürlükleri, hukuk birimleri, avukatlar vs vs
hepsi o çarkın dişlileri olduklarından tüm üst kademeler sizi sadece etkisizleştirip ezmekle görevlendirilmişlerdir.
Siz, o kurum için " yaramaz adam " sınız kısacası ...
*
İdare Mahkemeleri yollarına başvursanız da hiç bir şey değişmez. O mahkemeler de genelde buna benzer çarklar
çoktan kurulmuştur zaten. Tüm devlet ve kamu personel yapısı bu biçimde örgütlenmiştir.
*
Hiç bir hakkınızı savunamaz, yalnız bırakılırsınız. Sonra, masanıza, evraklarınız arasına, askıya astığınız ceketinizin
cebine ya da çantanıza üç kuruş numaraları alınmış para koydurur ve sizleri rüşvet suçundan suç üstü bile yaparak
o kurumlardan tasfiye eder, görevinizden atarlar ...
*
Bu iğrenç sistem ve bu sistemin çarkları haline çoktandır getirilmiş karakterini, ruhunu, kişiliğini, vatandaşlık,
yurttaşlık , hatta insanlık bilincini çoktan yitirmiş kan emici rüşvet ve avantacı tip insanlarla dolarak taşmakta olan
bu kurumlardan, hiç bir zaman ve hiç bir yerde, doğru işler yapmalarını beklemeyiniz...
*
Bu çirkeflik sistemi en baştan en ayağına kadar bütünüyle yıkılarak , bu çarkların dişlileri olan tüm kamu kurum
mensuplarının da , her anlamda temizlenerek , kamudan, devlet kurumlarından bütünüyle ilişiklerinin kesilmesi
şarttır.
*
YOKSA ?
*
" Benim memurum işini bilir " tadında Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar elinde , bu çöplük daima çöplük gibi
kokacaktır...
*
Saygılarla ...
*
*
...
...
Önemli Not : Bilirsiniz ki , daima istisnalar vardır. Ve bu yazıda anlatılan yapıya uymayan doğru insanlar da
daima vardır ve bunlar da istisnalardır. O insanlarımıza da büyük saygım vardır ayrıca. " İstisnalar asla kaideyi
bozmaz " deyimimizi de hatırlatarak noktalayalım bu yazıyı ...
*
Toplumsal hatalarımızın " ve biz babadan böyle gördük " mantalitesinde , yetiştirilen genç kuşaklarımızın ,
bu olumsuz ve yakışıksız kişilik ve karakter yapılarından uzak ve doğru, dürüst, mert, suistimallere kapalı
sağlam insanlar olarak yetiştirilmeleri adına , bu yazımın , kendi çapında bir katkı verebilmesini
diliyorum...
*
Saygılarla ...
Mert YİĞİTCAN
19 . 09 . 2015 / istanbul
YORUMLAR
Kamu personeleri ile ilgili çok doğru tespitlerle yapılmış bir analizdi.
Rüşvet, kayırma veya torpil, bulaşıcı bir hastalıktır. Ülkemizde bu hastalık normal görünümündedir ve "alan memnun satan memnun" deyimi güçlü bir tolerans algısıyla yaygınlaşmıştır. Üst yöneticilerin(yönetenler) göz yumması, denetimin az olması bu olumsuzluğu daha çok tetiklemektedir.
Bir de ben bu açıdan da bakıyorum; aile ortamında rüşvetçiliğin; bir ebeveyin çocuğunu bir bakala bir şey satın alındığında kalan para üstünün çocuğa bırakması, "bana bir sigara al, üstü senin olsun" söylemleri rüşvetin ilk tohumları atılmasına nedendir.
Bahşis amacıyla verilen para, nezaketen bırakılan para üstü, çocukları sevindirmek amacıyla verilen bahşişler de zamanla alışkanlık haline gelip, istenir hale gelmektedir. elbete bahşiş vermek, çocukları sevindirmek iyidir fakat ölçülü olmalıyız.
toplum olarak rüşvetin alındığına sessiz olmak, torpile, kayırmaya göz yummak da bir başka rüşveti tetikleyen unsurlardır.
Kurumlarda fazla beklemek, sırayı beklemek, sabırsız davranmakla da memurların işlerini çabuk tutmak için kendini kurnaz sanıp para teklif edenler de vardır.
ülkemizde en çok kadro satan tücarlara rastamak çok mümkündür özelikle üst düzey börükatlarla, vekilerle işi bağlayan çok insan vardır.
Ne yapılabilir? çok ağır cezalarla, teşvik edici değil caydırıcı hatta ömür boyu hapisle veya idamla yargılanırsa belki rüşvetin önü durdurlabilir. yoksa mümkün değildir!
"" devlet malı deniz , yemeyen domuzdur "
" bal tutan parmağını yalar "
" çeşme akarken testiyi doldurmak gerekir "
bu sözlerin söyllenmesi bile korkunçtur ve vatandaşlara, devlet ypısına bir hakarettir, ki maaşını devletin halkından topladığı vergilerle alan her memur veya çalışan bu sözlere sığınmadan aldığı maaşına kanaat getirmelidir.
ve ayda 700 lira alan da 10-15 bin alan da hep sitem eder çok ilginç ama gerçek.
çok değerli bir çalışma, kanımca akademik bir analizdi.
Teşekkürler hocam
Saygılarımla, selamlarımla