- 538 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GAZİANTEP LİFE DERGİSİ İLE ROPORTAJIM
Life
Duygularını şiirleriyle okuyucularına akseden bir şiir adamı Ahmet Ayaz…
İç dünyasında yaşadığı ve toplumda şahit olduğu konuları işleyen Ahmet Bey ile şiire dair her şeyi konuştuk. Şiir tadında bir sohbet şimdi sizlerle…
Ayaz
. 1947, Gaziantep İline bağlı Oğuzeli İlçesinin Yakacık köyü doğumluyum. İlkokulu yakacık Köyünde, orta ve lise tahsilimi Gaziantep’te tamamladım. Şiir, araştırma, inceleme ve sohbet yazıları ile tanınırım.
İlk şiirlerim Yeni Asya ile Hergün gazetelerinde yayınlandı. 1980 ihtilalinde bu gazeteler kapanınca yerel gazetelere ve edebiyat sanat dergilerine yöneldim.
Bazı edebiyat sanat dergilerinin yazı kurulunda bulundum, şiir ve araştırma yazıları yazdım. Bazı gazetelerde ise edebiyat ve sanat sayfası çıkardım. Güncel konularda sohbet yazıları ve şiir yazdım. Türk Edebiyatı Dergisi dahil bir çok edebiyat sanat dergileri ve antolojilerde şiirlerim yayınlandı.
En son olarak ’Elvan Yayınları’ndan İhsan Işık’ın 2006 yılında yayınladığı on ciltlik resimli ve metin örnekli ’TÜRKİYE EDEBİYATÇILARI VE KÜLTÜR ADAMLARI ANSİKLOPEDİ’sinde yer aldım. Ayrıca, (2008) Life (2012) Kumru Dergilerinde roportajim, (1998) Alleben dergisinde hayatım ve şiirlerimden kesit yayınlanırken, (2014) Maki Dergisine kapak yapıldım..
Şiirlerimin bazıları Bülent ÖZCAN tarafından Londrada yayınlanan 80 sayfalık haftalık OLAY gazetesinde, bazı öykü ve şiirlerim de, Abbas Abdullah HACALOĞLU tarafından Azabeycan/BAKÜ de yayınlandı. ’BALKAN AYDINLARI VE YAZARLARI’nın yayınladığı Türk Dünyasında Atatürk Şiirleri ve Türk Dünyasında Çocuk Şiirleri antolojilerine girdim.
Şiir dalında birçok ödül ve plaketlerim bulunmaktadır. Askerin Türküsü isimli şiirim 1995 tarihinde Tuğgeneral Zafer ÖZKAN tarafından bestelettirilerek 10. Piyade Tugayı Marşı yapıldı. 2014-2015 öğretim yılında, Gaziantep Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde , Esra GÜLLÜBARDAK TİRYAKİ’ye tez konusu oldum. Life Dergisi başta olmak üzere, bir çok kültür sanat ve edebiyat dergilerinde defalarca, ropörtajlarım yayımlandı.
Halen Gaziantep’te yayınlanan Güneş Gazetesinde köşe yazarıyım, haftalik Türkiyem Gazetesinde olduğu gibi, Kumru Dergisi başta olmak üzere, bir çok edebiyat sanat dergilerinde şiirlerim yayınlanmaktadır.
Life
Şiir hayatınız nasıl başladı?
Ayaz
Cahit Sıtkı Tarancı, Ümit Yaşar Oğuzcan, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve beş hececiler gibi şairlerimizi okuyarak kendimi şiirin içinde buldum.
Life
Kitabın oluşum süreci nasıl geçti?
Ayaz
Ben bu konuda biraz şanslı gibiyim. Rahmetli Ziya ÇİL Şehit Şahin Lisesinde edebiyat öğretmeni iken, milli bayramlarda, benim Gaziantep üzerine yazdığım şiirlerimi öğrencilere okuturmuş. Daha sonra Şehitkâmile Bakış dergisine, benim ile ilgili bir yazı yazmış, Cemil Cahit Güzelbey’e göndermiş. Cemil Beyde bu yazıyı sözü edilen dergiye göndermiş ve yazı yayımlanmış.
Sonra 1991 yılında Şahinbey Belediyesi yurt dışına da açık bir şiir yarışması düzenledi. Ben trafik kazasında ölen kızım ile ilgili olan Feride’m şiirini yarışmaya gönderdim
1065 kişinin katıldığı yarışmada,benim şiirim ödüle layık görüldü. Gaziantep basını benden söz ederken, Ali İNCE, “Ahmet Ayaz’ın şiirleri basında yankılar yaptı” diye yazmış.
Geçen zaman içinde “Yankılı Sesler” adlı şiir kitabımı, Sosyal
Hizmetler Derneği Başkanı Hülya UFACIK Hanımefendi kitabımın basımını sağlayarak, Gaziantep Çocuk Yuvası yararına sattı. Şiirlerimde, insanları iyi yönde etkilemeye, yanlışlıkları gidermeye, özellikle devletin eksik ve yanlışlarını gündeme getirip düzenlemeleri için çaba harcarım.
Life
Yayınlanmış eserleriniz arasında son kitabınızın yeri nedir?
Ayaz
Bir insanın üç veya beş çocuğu olur ve her birinin ayrı ayrı yeri ve özelliği olur. Ben bir adet öykü, iki adet araştırma, iki adet antoloji ve 12 adet şiir kitabı yayımladım. Doğduğum Gündenberi adlı şiir kitabım 5 baskı yaptı. Son kitabım, son çocuk gibidir. Son kitabımda, son söyleyeceklerimi söyledim. Yalınız şunu da söylemek isterim. Keşke kitap yayımlama imkanımı biraz daha geç yakalasaydım derim. Çünkü yazım hayatının ustalık dönemi var.
Şimdi yazım hayatımın ustalık döneminde olduğum kanaatindeyim. Son kitabımda son sözlerimi söyledim ama, şairin söyleyecekleri ölmeden bitmez diye düşünüyorum.
Life
Duygularınızı yazıya dökerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ayaz
Genellikle şiir yazarken, yazdıklarımın edebi ve kültürel bir değeri olmasına çok dikkat ederim. Bir de yazdığınız şiir, hece ile de olsa, modern Türk Şiiri de olsa, şiir dili ile yazılmalıdır. Konuşma dili ile yazılanların, nesir yazıdan bir farkı olmaz.
Orhan Veli KANIK “Bir çok sanatlardan, bir çok unsurlar bulunabileceği gibi, hikaye unsuru da bulunabilir. Ama bel kemiğinin şiir olması gerekir” diyor. Onun için yazılanların edebi ve kültürel bir değeri olmalıdır.
Şiirlerimde insanları iyi yönde etkilemeye, yanlışlıkları gidermeye, özellikle devletin eksik ve yanlışlarını gündeme getirip, düzeltmeleri için çaba harcarım. Mesela “Ben Yunus gibi sevdim, kimi sevdimse; Keşke sevenler de benim gibi sevse”. Ayrıca “İhanet iftira etme âlime; Edepsizlik şöhret değil zalime”. Beyitlerimi bir inceleyin.
Şair kendi yazdığını kendi okuyorsa, boşuna yoruluyor. Şiir kanatlanıp uçmalıdır. Benim “Gör Beni” isimli şiirim, bir çok kültür sanat ve edebiyat dergilerinde boy gösterdi. Buna benzer bir çok şiirlerim de kültür sanat ve edebiyat dergilerinde yer aldılar.
Life
Gaziantep’in edebiyat ve kültür hayatıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ayaz
Gaziantep’imizin kültür ve edebiyatı hakkında denecek şeyler oldukça çoktur. Fakat ben neresinden nasıl başlayacağım diye düşünüyorum. Gaziantep’imizin geçmişte Hasırcızade Hafız Mehmet’i, Şakir Sabri Yener’i, Cemil Cahit Güzelbey’i, Ali Nadi Ünler’i, Ömer Asım Aksoy gibi niceleri vardır.
Bunlardan Cemil Cahit Güzelbey’e ben yetiştim. Kendisi ile uzun süre dostluğum oldu. Kumru Dergisinde Onun ile ilgili bir sunum da yaptım. Sunumu kayda geçirerek oğlu Dt. Mehmet Rağıp Güzelbey’e takdim ettim.
Biz, Tamer Abuşoğlu, Kemal Polat, İbrahim Halil Aycan, Emine Öksüzoğlu, Rahmetli Tahir Siral ve o zamanın emniyet müdürü Hüseyin Çapkın da bize destek vererek, yaptığımız şiir dinletisinde, Büyükşehir Belediyesi’nin konferans salonu, davetiyeler ücretli olduğu halde, dopdolu olmuştu.
Ayrıca il dışından Nadide Gülpınar, Ayşe Ergün gibi şairleri davet etmiştik. Anlıyorum ki, şimdi yazım hayatımın ustalık döneminde olduğum kanaatindeyim. Son kitabımda, son sözlerimi söyledim ama, şairin söyleyecekleri ölmeden bitmez diye düşünüyorum. Bundan 20 yıl önce şiirin bir ciddiyeti vardı… O zamanlar, kimler vardı diye bir göz atacak olursak, Vahittin Bozgeyik, Tamer Abuşoğlu, Ahmet Ayaz, İbrahim Halil Aycan vardı. Düşünüyorum da, bizler o zamanlar acemi şair de olsak, yazdıklarımızın bir anlamı, bir değeri varmış. Değeri olmasaydı ücretli davetiye ile o kadar insan toplanıp bizleri dinlemezlerdi diye düşünüyorum.
Bugün şehrimizde hece şairleri olarak Abdulhadi Bay, Ahmet Ayaz, Ahmet Çevik, Behiye Köksel var. Gülhun Ertilav ile Neşe cömert de ciddi anlamda hece şiiri yazmaya başladılar. Serbest yazan arkadaşlarımızdan Tamer Abuşoğlu, İbrahim Halil Aycan, Zekeriye Efiloğlu. Mustafa Selçuk Uğur ve Hüseyin Toprak var.
04 Ocak 2007 tarihinde Vali yardımcısı Gökhan veli Kişioğlu başkanlığında Gaziantep Kültür Sanat ve Edebiyat GASED Derneğini birlikte kurduk. Kurduğumuz günden bu güne kadar, her ayın ilk cumartesi günü müzikli şiir dinletisi yapılmaktadır. Fakat hiçbir gün, göz doyurucu bir toplantıya rastlamadım. Elbette şiiri oyuncak ederlerse, olacağı budur.
Şehrimizde bugüne kadar bir çok kültür sanat ve edebiyat dergilerini gördüm. Beynimde iz bırakanlar arasında, Rahmetli Mehmet Sağlam’ın üç yıl yayınladığı YÖRE Dergisi ve Ankara Üniversitesine bağlı Tömer’in çıkardığı ALLEBEN Dergisini gördüm.
Şükürler olsun ki şehrimizde, Gaziantep Life ve Gaziantep Tarih Kültür Dergisi var. Gaziantep’te yayın hayatını Nisan 2010 tarihinden günümüze kadar sürdüren KUMRU Dergisi, nasıl Türk Dünyasını kucaklıyorsa, Gaziantep Life, Gaziantep Tarih kültür Dergisi de, Gaziantep’imizi yıllardır kucaklamaktadır diyorum.
Gaziantep’imizin ciddi anlamda ressamlarını, araştırmacılarını,yazarlarını bu roportaja sığdırmak elbette mümkün değildir. İnşallah onları gelecek yazımda anlatırım derken, asıl söyleyeceğim şudur. Gaziantep Life dergisi, Gaziantep’in kültür sanat ve tarihine tanık olmaktadır. Şu okuyacağım şiir gibi, Gaziantep için yazılan şiirlerden de, zaman zaman yayınlasalar iyi olur diye düşünüyorum.
BİLMEZ Mİ BU ŞEHİR BENİ
……………………………………..
Bu şehir Gaziantep;
Billmez mi bu şehir beni?
Mısır tarlalarında sabahladım,
Güz gecelerinde.
…
Kız kovaladım, it taşladım,
Korkulu rüyalarda.
…
İblisin askeriydim
Şarap içtim. Ganne kırdım,
Kırkayak kahvesinde.
…
Cartlak kebabı yedim,
Eblahanda Memik Ustadan.
Unutur mu? Bilmez mi bu şehir beni?
Ahmet AYAZ