HAYATIN NERESİNDESİNİZ?

• 17 Eylül 2015 Perşembe 11:38:11

HAYATIN NERESİNDESİNİZ?
İnsan oğlu fanidir.Dün vardı yarın yok olacak.Yaşadığı müddetce neler yaşayacak neler.Bunu yaşadıkça görecek ve yaşadıklarının nasıl bir şey olduğunu ve nereye doğru gittiğini görecek.
Yaşam boyunca bir çok sorunlar görecek, bazen sevecek sevilecek. Bazen mutlu olacak bazende mutluluğu yarıda kalacak ama hayat her zaman devam edecek.
İnsan önce kendisini iyi tanımalı eleşriyi önce kendisinden başlamamalı, ondan sonrada başkalarına eleştirme yoluna gitmelidir. Daha fazla mutlu olacaksa ikili ilişkilerde karşısındakini daha iyi anlaması lazımdır. Eleştirilerini yaparken kendisinde neler var veya yok olduğunu iyi bilmelidir.
İnsan içine kapanık olabilir duygularını tamamen dışarıya aktaramayabilir.Bu onun yaratılış özelliğidir. Ama bunlara yazarak aktarabilir. Mesela ben yazaraktan duygularımı aktarmaya çalışıyorum. Yazaraktan içerimdeki duygu hislerimi anlatmaya çalışıyorum.Çünkü ben içine kapanık birisiyim.
Kişiler duygularını belki sözlü olarak aktaramayabilir ama yeri geldiğinde yerinde olan hal ve hareketleri yapabilir. Bu yaşam koşulları ve ortama bağlı olmaktadır. Karşı taraf düşüncelerini güzel anlatabilir. Ama içine kapanık olan birinden hemen bunu istemek yanlıştır.
İnsanlar yaşamda tutarlı olmalıdır. Ne yaptıysa onun ardında olmalıdır. Kendisini ve çevresini iyi tanıması ve ona göre davranması gerekir. Sorumluluk duygusu insana bir çok hasletler kazandırır. Bir takım kişiler konuşarak sorunları çözmeye çalışır. Tabiki bu ortam karşı taraftan sağlanırsa bu ancak o zaman hayata geçirilir. Ama çözüm noktasında kapılar kapanırsa o zaman çözüm bulmak zordur. Ben yapmıyorum dediği halde aynı hareketlere devam ediyorsa karşındakini asabileşme konumuna getirir ondan sonrada çıkılması zor bir duruma getiri insanı o zamanda hüsranlara yol açan bir takım ayrılıklar ve düzeltilemez kalp kırıkları ortaya çıkarır.
Evilik konusunda ise başka konudur bunlar kişi evlendiğini veya evleneceğini e n yakınlarına bile duyurmaktan kaçınıyorsa, demekki bunu istemiyor anlamına gelir. Diğer taraf ise bunu herkese duyurduysa bu ayrılıklar sonucunda büyük yıkıklar oluşturur.
Maddi acıdan insan maddiyatla mutlu olacağını sanır. Hayatta parası maddiyatı olmadan mutlu olan ne kadar çok insan vardır. Geçmişte kişinin yaşadığı maddi sorunların geleceğe yansıtılması ve umut kapılarının kapatılması insan üzerinde ter etki yaratır. Maddiyat önemli olsaydı bir çok ünlü maddiyatını koruyarak sağlık sorunu çözer uzun yaşama yollarını ararlardı. Ama nafile insan gelip geçici dünya yalan ne getirip ne götürüyoruz.Ama maddiyatla mutlu mu oluyoruz bunu iyi sorgulamak lazım.
İnsan parazit olarak yaşamayı hiç istemez, Hayattaki roller ölçüsünde bir takım görevlerini yerine getirmeye çalışır ve buna gayret gösterir. İnsan maddi açıdan yardımlaşa bilmesi için elinde olaması lazım ki nbaşkasına maddi açıdan destek olabilsin. Ama elinde olanlarla yetinmesini ve sevgisini buna göre ayarlaması lazımdır. Yaşam kaynağı için kendi imkanlarını iyi kullanmalı ki güzel olan günlere o zaman ulaşabilir.
Sosyal açıdan insanlar yaşamları boyunca içindekileri iyi aktarmak ister. Bu yaşam boyunca çeşitli şekillerde olmuştur. Ama karşı tarafın anlayış kabiliyetine ve yaşama bakış açısına göre değişir. Karşı tarafın yaptığı hareketler beğenilmeyebilir. Bunu aktarma yolu içime kapanık olanlarda daha değişik olur. Bunu iyi anlamak lazım anlayamadıysan anlatması için zeminlerin sağlanması lazımdır. Bir çok yazar ve şair yazar ama eserini kendisi yorumlayamaz. O onların ruh dünyası ile ilgilidir. Ruhunda o noktaya inmelisin ki onu anlaya bilmelisin ona gönül gözüyle bakmalısın bakmadıysan o zaman onu hiç anlayamazsın. Ona karşı belki sosyal değil bunlar dersin ama onun gözü her şeyi en iyi bir şekilde aksetmesidir. Dil ucuyla hiç bir şeyi söylemez gönlünde ne varsa onu aktarır insanlara, yaşamda da bu aynıdır.
İnsan ilişkilerinde doğru olanı yapar. bu doğrular kendine göre doğru olabilir, toplum sosyal açıdan düşünürsen o zaman yaptıklarının hatalı olduğunu görürsün. Bu bazı toplumların gelenek ve göreneklerine uygun olmayabilir. Bu açıdan şu andaki yaşanılan ortam ile karşı tarafın yaşadığı ortam iyi bilinmelidir. Bu aynen uyum sorunu ortaya çıkarır . uyum olmadığı zaman bir takım sorunlar yaşatır. ama bunu önceki yaşadığı ortamı silip yeni ortamlar kurmaya çalışmak zor bir olaydır. insanlar yaşamaya çalışacağı ortama iyi anlamalı ve öğrenmeli ve ona göre yaşama tarzını ayarlamalıdır. ayarlayamıyorsa bu konuda sorunlar yaşayacaktır ve yaşamaya gebe olacaktır.
İnsanlar yaşadıkları ortamda bir takım sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklarını yerine getirmeye çalışır.Üstlendiği role ayak uydurmaya çalışır.Kendince en iyi olanı yapmaya çalışır.
İnsan her zaman kendisini sorgulamalıdır. Sorgulayamıyorsa hayat içinde yaşamıyor demektir. Nerede ne yaptımda böyle oldu diyebilmelidir. Sorunların çözülmesi için önce kendisindeki hataları görebilmelidr. Hataları başkasında arayarak onu suçlaması uygun değildir. Suçu kendisinde aramalı kendisinde yoksa o zaman karşı tarafa yüklemelidir. Ama kendisini sorgulamadan başkasına yükleniliyorsa o zor bir olay olup yaşama inancını yitirir.
Hayatta inişli yokuşlu bir hayat yaşarız. Bazen yıkılır bazende ayakta dururuz. İnsan dimdik ayakta gezebilmesi için umutlarının tam olması lazım olamayacak zamanda tam sevineceğim dediği zaman yıkılıyorsa o zaman karşı tarafa karşı içindeki olanları aktarma yollarını arar. Dışa açık biri için bu sözlü olur içine kapalı olan biri ise bu yazılarla olur son günlerde yazmış olduğum yazılar buna işarettir. iİç dünyanın dışarıya aktarılmasıdır. Kırıcı olayıp yapıcı olmanın yollarını daima aramalıyız ki sonu kadar umutla yaşama yolunu bulabilelim.
Hepimiz hayattan zevk alma yollarını aramalıyız ki geleceğe umutla bakalım bakamıyorsak o zaman yaşamdanda zevk almayız. Yaşam insanlara neler yaşatır neler bunlardan en iyisini seçmek en doğru olanıdır.
Kendimize bir soralım hayatın neresindeyiz. Neden bu haldeyiz. Neden mutlu olamıyoruz bunu aramalıyız. Kendimizi devamlı sorgulamayız.Kendimizdeki sorunları çözüp ondan sonra mutlu olmanın yoluna gitmeliyiz.
Bence mutluluğa o zaman erişebiliriz.
Sizce hayatın neresindeyiz???

Selam ve saygılarla
ZEKERİYA BAŞGÜN