29
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1456
Okunma
Geleceksin biliyorum...
Umutsuz mu avunuşlarım,zamansız mı sana bu yakarışlarım. Sensiz sabahlara teslim etme beni, anla ki tadı yok , adı yok sensizliğimin... Gözlerimde asılı kalır damlalar ağlayamam... Derin senin bende ki yerin anlamsız sevgi sözlerin ağlama. Sarıl bana dediğimde tutmalıydın bedenimi , anlamalıydın o zaman. Ne çok acıya gebe ne çok söze esir bıraktık yüreklerimizi... Sen tek başına sevmeyi becerebildin mi?... Geleceksin biliyorum…
Ve bir şiir tadında seveceksin yeniden beni… Kendini koyup o kapıların ardında yüreğinle geleceksin... Bekledim, bekliyorum... Geleceksin biliyorum.
______Telefonlar ellerinde terleyecek, tıpkı bedenim gibi. İçine işleyecek bensiz her gece ; beni iğnelediği gibi… Ansızın bir kapı açılacak sırtın dönükken…Dudaklarında yalnızca bir kelime asılı kalacak ; “ hoş geldin ”. Ne çok beklemiştin beni bilirim. İstediğin bedenimse eğer , bakma gözlerimin içine kirlendim sevgilim. Acıttım yerlerini dudaklarının ve bir ürperişe koy verdim ürkek ceylanını…
Üşüdüm sen benden gidince. Çok üşüdüm yalnız gecelerimde… Kulaklarımda sesin yankılanırken hafızamda tek bir kelime ; bekle…
_______Bilmesem de zamanını bu aşkta dönüşler anlamsız günlere gebe. Otur karşıma dokunmalıyım o ürkek ceylanıma. Özledi bu şehir seni ve kokunla doldu adeta. Bana başka bedenlerde beni yaşatmaya çalıştığını sakın söyleme. Morlukların benim hatam. Uzat gözlerinden öpeyim o kanları ancak bu hafifletebilir belki aldatmaları. Ne söylesen hak bana, hak ettim biliyorum yeter ağlama. Yüreğimde damıtılıyor gözlerinden düşen her damla… Yok meleğim yok biz ayrılmadık… Yalnızca bir süre yalnız kaldık…
________Bir şafak vaktiydi uyandığımda. Bilirsin sabahları karşılarım sen olmadığında. Başucumda bir bardak su … Yudum yudum içtim seni içercesine… Günaydın dedim kendime oysa gün kararmıştı olmayan senle… Elim sesini bana kavuşturan telefona uzandı… Yalnızca birkaç satır… Oysa benim sevdalım bana kitaplar yazardı…
” Aradım. Ulaşamadım. Sevgimle kal ama hep bende.”
Ve gözlerimde bir damla yaş… Sonrası yok , öncesi zaten hiç olmadı…
Dedim ki kendi kendime “ yorma bu adamı” …
İnatlarımı bıraktım geceliğim düşerken üzerimden. Pencereden baktım ne bir güvercin var ne de mavi bir sen. Anladım o an ben çorak topraklardayım hatta senin değiminle belki de taşradayım…
________O gün bir Temmuz akşamıydı… Benden başka herkes hayatta anlamlıydı. Anlattım… Anlattım onlara saatlerce… Daraldım… Bir yeşil göz çarptı suretime… İçim , içine ağladım… Odama çekildim sonra teslim olabilmek için uykuma o kan uykuma… Teslim olamadım ki sensiz yatağa… Özlemiştim sesini, tenini, nefesini… Özlemiştim sende ki beni… Elim acemice uzandı ve biraz utançla telefona… Kararsız ama sana olduğunu bilecek kadar kararlı o üç cümle düştü parmak uçlarımdan payına… Ve şimdi bu bir tokatsa bana … Bir an bile düşünme . Tükür yüzüme… “ Ben senden beni terk etmeni dilemedim “ de… Hâlâ taptığın erkek değilim biliyorum… Dileme meleğim benden … Dilenme . Senden daha yoksul , senden daha aç içim …Sende benim tüm sefaletim…
________O halde şimdi söyle bana… Hangimiz söyledik bunu “ geleceksin biliyorum ‘ u “ . Kim yenildi bu aşkta… Hangimiz bir adım daha yakın bu aşka… Kokumu içine çek ve beni o sefil kalabalığınla kucakla …
________Sus artık ! Söyledim ben sana . Toprak rengi bedenin bereketli ovalarındır bana… Elbette bu beden benimle hazırdır aşka…
17 Temmuz 2008 ( kayıp bir şehrin anısına )
NeNa