- 427 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kelimelerin gücünü bilmeden/anlamadan olmaz!
2005 Basımı TDK’nun Türkçe Sözlüğünde,"vesayet,vasilik" olarak tarif edilmekte;"vasilik" de,bir tür koruma olarak açıklanmaktadır.Ama bir yetimin ya da hastanın yönetilmesi anlamında...(S/2081,2089)
Bugün ülkemizde "Cumhurbaşkanlığı Sarayı" ya da "Külliyesi" üzerinden yürütülen ya da yaşanılan çatışmanın "kişisel" bir yanından ziyade,tarihi arka planına iyi bakmak ve anlamak gerekir.
1921 Anayasası,Madde 2- İcra kudreti ve teşri salahiyeti milletin yegâne ve hakiki mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder derken;
1924 Anayasası da,Madde 4- Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır demektedir.
Her iki anayasada da görüleceği gibi,halkın egemenlik hakkının kullanımında TBMM’si "biricik" ya da "tek organ" olarak belirtilmektedir.
İşte gürültü,patırtı da esasen bundan sonra kopmaktadır.
1961 Anayasasına,aşağıda görüleceği gibi,4.maddesinde daha önce biricik organ olan TBMM’sine "ortaklık" edercesine "yetkili organları" eliyle ifadesi sokulmuş bulunmaktadır.
Madde 4- Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir.
Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır.
Aynı ifadenin 1982 Anayasasında da aynen yer almış olması bir tesadüf olmasa gerektir.Burada da "organ" kelimesi/kavramı olmaktadır,"yetkili organlar."
MADDE 6.– Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Kısaca halkın iradesi 1961 ve 1982 Anayasalarında "vasi" tayin edilerek,bir tür koruma altına alındığı durum ortaya çıkmış olmaktadır.
"Organ" olmuş "organlar!"
Yani TBMM’sine bir tür denetim yapacak/yapan kurumlar oluşturulmuştur.
Budur günümüzdeki çatışmaların/tartışmaların esas konusu.
Olaya/olguya kişisel bakmanın ve şahıslar üzerinden anlamanın imkanı yoktur/olamaz da.
Kelimelerin gücü üzerinden bakmak ve anlamak gerekir süreci.
Ne olmuştur ya da neden olmuştur da organ yapılmıştır organlar!
Sezen Aksu’nun,bir şarkısında yan yana getirdiği "simitçi,kahveci,gazozcu"lar gibi,birbirinden çok farklı düşünce,inanç ve siyasi tercihlerde olanların yan yana gelmesi ve "Saray düşmanlığı" yapması/yaratması sıradan,basit bir olay değildir.
Tarihsel kökleri olan bir haldir.
Halk egemenliğine (millet de denebilir,ki denilmekte) "ortak" koşmadan saygı duyanlar ile ona bir "vasi" tayin ederek,koruma altına almak isteyenlerin çatışmasıdır/kavgasıdır.
Ve ülkemizdeki manzara bu iken,başka başka olaylarla da bu gölgelenmek istenmekte,gündeme hiç getirilmemektedir.
Herkesin/hepimizin saflarını,yerini seçmesinin zamanı neredeyse gelip, geçmiştir.
Egemenliğin yegane temsil yerinin TBMM’si mi olacağı anlayışından yana mı olacağız ya da vesayet sistemini üstünü örterek de olsa savunmaya devam mı edeceğiz?
Gerisi lafügüzaftır!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.