Yaşar Kemal
Yaşar Kemal okurmusunuz?Yaşar Kemal’in bir tarihçi değil de bir "anlatıcı" olduğunu hatırlatmak isterim öncelikle.Türkiye’yi oluşturan toplumları,değer yargılarını,insana ve yaşama bakışlarını,kah bir ağanın gözünden,kah bir eşkiyanın ağzıyla,bazen bir asker kaçağının,bazen de bir savaşçının diliyle yansıtır.
Her birinin iç dünyasını o kadar yalın ve çarpıcı sunar ki,bir bakmışsınız Arap olmuşsunuz, bedevi çadırlarında önemli bir duruş sergiliyorsunuz.Ya da bir Türkmen aşiretiyle göç yolundasınız.Bazen de ufacık bir çocuğun yüreğinde büyüttüğü korkuları paylaşırsınız.Bir ananın merhametiyle duygulanır,başka bir ananın nefretiyle öfkesine ortak olursunuz.
Yaşar Kemal’in kendisini uluslararası boyutta duyurduğu,(nobele de aday gösterilen) eseri "İnce Memed" dir. Kitabında, İnce Memedi İnce Memet yapan doğal çevreyi bütün detaylarıyla,uzun uzun anlatır.Anlatırken de hiç bir ayrıntıyı atlamamaya özen gösterir.Okuyucusunu, yaprağın üzerinde ilerleyen uğur böceğinden,gökyüzünde salınan kocaman kanatlı kartallara varıncaya kadar,olayların oluştuğu doğal ortamın içine sokuverir.
Sonra, kendinizi birdenbire Anadolu’da bir köyün ve o köyün insanlarının içinde buluverirsiniz.Öyle bir köydür ki bu,adeta bütün Türkiye’nin kısa bir özetinin, gözlerinizin önüne serildiğini düşünürsünüz.Fakirliğin çaresizliğiyle,varsıllığın kudretini harmanlarsınız.Bir insanın nasıl ağır ağır hainleştiğini izler,bir diğerinin göründüğü kadar yiğit olmadığını bütün yüreğinizle teyid edersiniz.İnce Memedin tutkulu sevdasında ve bu sevdanın sürüklediği yeni ve başka bir dünyaya ayak basarken,aslında dünyanın neresinde olursa olsun,bütün halkların aynı çaresizliklerle örülü,neredeyse birebir aynı dramlarla yüzleştiklerini ve benzer kaosların içinde çırpındığını anlarsınız.Mevcut sistemle muhalif olduğunuz andan itibaren bütün dünyanın farklı bir hal aldığını görürsünüz.İstemeseniz bile...
Akçasazın Ağaları’nda, Anadolu’dan bambaşka bir kesiti sergiler Yaşar Kemal.Geleneksel olanla,aşağıdan gelen iki ağanın çarpışması arasında,evlatlık Yusuf’un yaşadıklarını sorgularsınız.Gerçekten böylemidir? diye sormadan edemezsiniz.Devlet güçlerinin ,ağaların lehine şekillenmeye mecbur olduklarını görür,Yusuf’la birlikte savaşır,bir sonraki parağrafı merak eder ama bir türlü sayfa atlayamazsınız.İşkencedeki Yusuf’a bir ağa "Diren!" der.Sonra diğeri gelip hiddetle bağırır devletin karakolunda:"Hala itiraf etmedi mi?". Yusuf bu anaforda yitip gider,başka bir Yusuf olur.
"Fırat suyu kan akıyor baksana" yı bitirdikten sonra, sabırsızlıkla okuduğunuz yarım dünyanın devamını beklersiniz.Ta ki bir yıl sonra öyküyü iki kitapla birden tamamlar Yaşar Kemal.Enver Paşa’nın Allahu Ekber dağlarında,bitten ve soğuktan ölen askerlerinin arasından sıyrılır,kendinizi Rum’lardan boşalttırılan bir adanın yağma kavgası içinde bulursunuz.Mübadeleden,tek başına saklanan bir Rum’la yakalanmaktan korkarsınız.Göçmenliğin,hele hele zorunlu göçmenliğin sızısını yüreğinizde hissedersiniz.Çanakkale’de Rum’ların ve Ermeni’lerin de müslüman hemşehrileriyle aynı siperde savaşıp can verdiklerini okur,"vatan" denilen olgunun basit olmadığını anlarsınız.
Yaşar Kemal,tarihçi değil elbette.Ama iyi bir anlatıcı,hakkını veren bir edebiyatçı.Okuduğum,yaşanmış bir öyküyü anlatmadan geçemeyeceğim;Yaşar Kemal,Erzincan depreminde yanında bir muhabirle gördüklerini anlatmak üzere deprem bölgesine gider.Gördüklerini kaleme alır.Yazı yayınlandıktan sonra,muhabir iki gözü iki çeşme sorar: -Usta,anlattıklarını ben nasıl farkedemedim?
Yaşar Kemal, böyle bir anlatıcıdır.Genelde Türkiye’yi,özelde Anadolu’yu anlamak için Yaşar Kemal okumalısınız.O sizi tahmin etmediğiniz dünyalara götürür.Yeter ki zaman ayırın...
YORUMLAR
Yaşar Kemal (edebiyatçılığı) konusunda doyurucu bir yazı olmuş. Öncelikle teşekkürler değerli "ivo"..
Ama tarihsel ve sınıfsal olarak Yaşar Kemal'e tam bakılmamış. Bir değerli yorumcu ödüllerini sıralamış, diğerleri methiye ile durum tespiti methiye arası şeyler yazmışlar.
Yaşar Kemal ve emperyalizm gibi bakmak gerekir. Sosyalist olabileceğini ama eşitlikçi ve özgün anlamda sınıfsal çözümlemeleri de olmadığını düşünüyorum.
Batı'nın sadece doğu da ,o da işine yaradığınca önemsediği aydınlardandır. Eleştirilerim, edebi kişiliğinden yansıyan şeylere değil elbette.. Garip bir şekilde Batı'nın tek yüzünü görerek yazmış ve onları hep öyle kabullenilmişliği vardır.
Bazı sorunlar(ımız)da emperyal politiklerle U.K.T.H. kavramını bilerek kargaşaya sokar çıkışları olmuştur. Basitçe söylersek; Hastalık mikrobunu salgınlar yapsın diye üretip kullanmaktan çekinmeyenle (Batı emperyal Frankeştayn ya da Alien'ini), buna tedaviler öneren hekim gibi görme ferasetsizliğiyle, zincirin "sömürü/emperyal" bütününü görmez.
Sonunda tüm çözümlemeleri, feodal bir yerel ile evrensel bir emperyal/yan duruşlu "humanite"den öteye gitmez !
İşbirlikçilik kavramına yazınsal ürünlerinde feodal/yerel olarak rastlarız. Ulusal sorunu görmeden yazar. Bakın ulusal hareket anlaşılmasın.
Böyle makro bakarak bir yorumda bulunmuş olayım. Devamında cevabi şeyler yazılırsa, zevkle katkı yaparız.
Esenlikler.
Göktürkmen tarafından 9/20/2008 12:05:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yaşar KEMAL Edebi sanat alanında,Türkiye'nin son 50 yılda yetiştirebildiği en önemli isimlerin/EN ÖNEMLİSİ...
-İnce Memed gibi aslında gönüllerimizin NOBEL'ini almış nice eserlerin yaratıcısı.Tam bir anadolu adıyla/sanıyla/eserleriyle asla yeri doldurulamaz SON İDOL..
ve ne yazık ki artık çok hasta...O na acil şifalar-acısız yarınlar gönderiyor,Yaşar KEMAL yazan kalemini kutluyorum.
Yaşar Kemal'i ancak onu okuyanlar anlayabilirler.
Keşke diyorum bazen, insanlarımızın kitap okuma alışkanlıklarının düzeyi düşük olmasa ve bu değerli yazarlarımızın kitaplarını herkes okusa...
İşimiz keşkelere kalmış durumda galiba...
Değerli bir yazarı her yönüyle ve kendi ifadelerinizle çok güzel anlatmışsınız... Yapılan yorumlar da yazınızı tamamlamış, ortaya anlamlı bir bütünlük çıkmış...
Bana söyleyecek pek de söz kalmamış açıkcası...
Kutlarım emeğinizi ve kaleminizi...
Saygılar...
Yaşar Kemal'i okumaz olur muyuz hatta şu an elimde onun bir kitabı var ve okuyorum, üç ciltlik bir roman Bir Ada Hikayesi ; Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana/Karıncanın Su İçtiği/Tanyeri Horozları ve kitaplar roman oldukları gibi bir tarihide anlatıyor aslında yani Yaşar Kemal iyi bir gözlemcidir ve oldukça da bilgili bir yazarımızdır...O yüzyılımızın en büyük romancılarındandır ..
Onun hakkında söylenecek çok şey var ama en iyisi onu okumak derim bende ..
Çok güzeldi yazınız, sevgilerimle .......
Guldane Dal tarafından 7/17/2008 12:20:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
adanalı cemıyetı oluşmuş dermişim
ewet buyuk yazar TÜRKİYE İÇİN BUYUK NIMET....
“Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün” adlı röportaj dizisi ile 1955 Gazeteciler Cemiyeti Başarı Armağanı
İnce Memed ile 1956 Varlık Roman Armağanı
Teneke’den aynı adla uyarlanan oyunu ile 1966 İlhan İskender Armağanı
“Teneke” oyunu ile 1966 Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali Birincilik Ödülü
Demirciler Çarşısı Cinayeti ile 1974 Madaralı Roman Armağanı
Yer Demir Gök Bakır ile 1977 Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman Ödülü
Ölmez Otu ile 1978’de Fransa’da En İyi Yabancı Kitap Ödülü
Binboğalar Efsanesi ile 1979 Fransa “Büyük Jüri” En İyi Kitap Ödülü
1982 Uluslararası Cino Del Duca Ödülü
1984 Fransız Legion d’Honneur Ödülü Commandeur payesi
1984 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü 1985 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü
Kale Kapısı ile 1986 Orhan Kemal Roman Ödülü
1988 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü
1988 Fransa Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres Nişanı
1991 Fransa Strasbourg Üniversitesi Onur Doktorası
1992 11. TÜYAP Kitap Fuarı Onur Yazarı
1992 Antalya Akdeniz Üniversitesi Onur Doktorası
1993 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü
1994 Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Armağanı
1996 Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce Özgürlüğü Ödülü
Kanun Sesi ile 1996 Akdeniz Yabancı Kitap ödülü (Perpignan, Fransa)
1996 VIII Katalunya Uluslar arası Ödülü (Barcelona, İspanya)
1996 Hellman/Hammet Baskı ?????????? Cesaret Ödülü, New York
1997, Nonino Ödülü (?????????, İtalya)
1997, Kenne Vakfı Düşünce ve Söz Özgürlüğü Ödülü (Uppsda, İsveç)
1995 Morgenavissen Jylaand-Pösten Ödülü (Danimarka)
1997 Norveç Yazarlar Birliği ödülü, Wole Soyinka ile ortak
1997 Frankfurt Kitap Fuarı Alman Yayıncalar Birliği ödülü
1998 Frei Üniversitesi Berlin fahri doktora
1998 Bordeaux Yayıncılar Birliği Yabancı Edebiyat ödülü
2002 Bilken Üniversitesi fahri doktora
2003 Z. Homerus Şiir ödülü
2003 Savanos ödülü (Selanik)
2003 Türkiye Yayıncılar Birliği Yayıncılık Emek ödülü
"Yaşar Kemal, böyle bir anlatıcıdır.Genelde Türkiye’yi,özelde Anadolu’yu anlamak için Yaşar Kemal okumalısınız.O sizi tahmin etmediğiniz dünyalara götürür.Yeter ki zaman ayırın..."
***********************
Bu finali görebilseydi sana teşekkür ederdi eminim buna...
************************
Yaşar Kemal, 1923 yılında Osmaniye, Adana’da doğdu. Annesi Nigar Hanım, babası ise bir çiftçi olan Sadık Efendi’ydi. Babası, camide, Kemal’in gözlerinin önünde öldürüldü. Hatta yazar, küçük yaşta kaza sonucu bir gözünü kaybetti. İlkokulu Kadirli Cumhuriyet İlkokulu’nda okudu. Kemal’in edebiyata karşı olan ilgisi ise ortaokul yıllarında başladı. O yıllarda halk edebiyatı ilgisini çekiyordu. 1940lı yıllarda yazdığı şiirler “Çığ Dergisi”nde yayınlandı. Daha sonra “Ülke”, “Millet”, “Kovan” ve “Beşpınar” gibi dergiler de eserlerini yayınlandı.
Kemal, öğrenim hayatını ortaokulda sone erdirmek zorunda kaldı. Bekçilik, amelebaşılık, öğretmenlik gibi geçici işlerde çalıştı. Henüz 17 yaşındayken politik nedenlerle tutuklandı. 1950’de 142. maddeye aykırı davranmak suçundan hapse atıldı. 1951’de hapisten çıkınca İstanbul’a yerleşme kararı aldı. Cumhuriyet Gazetesi’nde röportaj yazarlığı yapmaya başladı, bazen de makale yazıyordu. Bu dönemde yaptığı röportajı "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün", Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği yarışmada Özel Başarı Armağanı’nı almaya hak kazandı.
Kemal, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki görevini 1963’e kadar sürdürdü. Bu tarihten sonra kendini tamamen romancılığa verdi. 1962 yılında Türkiye İşçi Partisi’nde görev yaptı. 1967 yılında “Ant” adlı dergiyi çıkarmaya başladı ve bu derginin eklerinden biri yüzünden 18 ay hapse mahkum oldu ancak karar Yargıtay tarafından bozuldu. 1995 yılında Almanya’da yayınlanan “Der Spiegel”adlı dergide çıkan yazısı dolayısıyla 20 ay ceza aldı ancak bu ceza da ertelendi.
Yaşar Kemal’in çalışmalarının karşılığı 1950li yıllarda gelmeye başladı. Bu yıllarda öyküleri “Dükkancı”, “Bebek”, “Memet ile Memet”, “Sarı Sıcak” yayınlandı. Türk Edebiyatı’nda çok önemli bir yeri bulunan “İnce Memed” adlı romanını 1955’te piyasaya sürdü. Bu roman aynı yıl Varlık Roman Armağanı’nı kazandı. Bunun dışında 1974 tarihli “Demirciler Çarşısı Cinayeti” romanı Madralı Roman Ödülü’nü, 1977 tarihli “Yer Demir Gök Bakır” Fransa’da “Yılın En İyi Yabancı Romanı” ödülünü aldı, aynı zamanda yazara 1982’de Del Duca Ödülü ve 1984’te Fransa’dan “Légion D'Honneur” nişanı verildi.
Yaşar Kemal, Türk Edebiyatı’na öykü , roman, deneme, derleme, çocuk romanı (Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca – 1977) ve çevirisiyle (Ayışığı Kuyumcuları – 1977) katkıda bulunmuştur. Eserleri 39 dile çevrilmiş, uluslararası arenada büyük ilgi görmüştür. Yapıtlarında genellikle çocukluğunu geçirdiği yer olan Çukurova’yı, buradaki hayatların acı-tatlı her yönünü, kan davalarını, ağalığı, ekonomik sıkıntıları anlatmıştır. 1970’ten sonra yazdığı romanlarda kentli insanın da anlatıldığı görülmektedir. Ayrıca masallardan ve efsanelerden de yararlanmıştır. PEN yazarlar derneğinin bir üyesidir. Tilda adlı bir İspanyol göçmeniyle evlidir, İstanbul’da yaşamaktadır ve bir çocuk babasıdır. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilmiştir. Birçok eseri tiyatroya uyarlanmıştır.
********************
Hemşerimdir ne de olsa bulaşmışsa toprak kokusu onurdur bana ve İvo teşekkürler sana...