Öğretmenlerime...
Öğretmenlerime ve öğretmenlik tercih edecek arkadaşlarıma,
İyi kötü 12 yıldır öğrenciyim. İlk öğretmenimi hatırlıyorum da şu an ot gibi yaşamıyorsam,düşünebiliyorsam ve bunu yazıya geçirebiliyorsam onun emeği büyük.Daha sonra ortaokuldaki matematik öğretmenim Güler Günaçtı.Aramızdaki kuşak farkına ve benim en ergen çağlarıma rağmen bana hoşgörüyle yaklaşan eleştiren ,fikir dünyamın gelişmesinde büyük rol oynayan matematik öğretmenim…Ona çok şey borçluyum. Tabi sonra lise başladı ve benim o kutsal gördüğüm meslek Afkalda moda tasarımı okumak isteyip aile baskısıyla öğretmen olan “paralı eğitmenim” yüzünden yerle bir oldu. Artık öğretmenliğin para için veya zorunluluktan seçilmiş bir meslek olduğunu düşünmeye başladım. Sonrasında iyiki Kepirtepe’ye başladım ve tekrar o kutsal amaç uğruna savaş veren öğretmenlerin olduğunu gördüm. Paşam’a , Çinko’ya ve Koç’a büyük minnet borçluyum. Öğrenci olduğumu hatta birey olduğumu onların sayesinde anladım. Sabah kalktığımda “off yine mi okul “ demeyip merkeze uzak olmasına rağmen her gün isteyerek Kepir’e gittim. Hiçbir zaman off bu hocanınmı dersi demedim. Tabi bunları okuyupta iki güler yüz gösteren,kolay soran,yüksek sözlü notu veren öğretmenleri tabi seversin biz hak ettiğini verdik diye biz kötü öğretmeniz diyen öğretmenlerimde olur. Ama olayın aslı bu değil . Hatta Kepir’e ilk başladığım zamanlarda her şeye eleştiri getirdiği için ve sürekli bize o tok sesiyle “gerizekalılar” dediği için önyargılı konuştuğum ama sonradan çok değer verdiğim öğretmenlerimden bahsediyorum. Çünkü biliyorumki kendimi geliştirmezsem yerimde sayarsam her zaman “gerizekalı” olacaktım. Beni eleştirdiği için yaptığımla yetinmemeyi öğrendim. Hiçbir zaman yazdığım şiirlerde ben oldum demedim. Bunda emeği geçen öğretmenimdi. Ve tabiî ki Mareşal. Üzülerek söylüyorum ki ot gibi iki mareşal AÖ yılı. Burnu havada olup öğrenciye değer vermeyenlerin okulu. Öğrenci milleti nankör,öğrenci milleti yalancı,öğrenci milleti hak etmez. Derse girip öğretir çıkarım diyenlerle karşılaştığım bir okul. Kepirin tam tersi diyebilirim.Her ders tahtayı üç kez silip yazmasına rağmen bana birey olarak hayata bakış olarak hiçbir şey katamadılar.Tabi bu kadronun arasına tabiî ki istisnalar vardı. Onlar bu dediklerimi kesinlikle üstüne alınmamalıdır. Örneğin tarihçimiz. Bana her defasında “aklımı kiraya vermemem” gerektiğini hatırlatan fikir hayatımda düşüncelerimde büyük rol oynayan iyi insan. Bazılarının dediği gibi yaptığı Akıl yıkamaksa , aklımı pisliklerden yıkadığı için bir şeye körü körüne bağlanmamam gerektiği bana öğrettiği için ona minnettarım. Ve son olarak dersane öğretmenim Yaşar hoca. İyiki onunla tanışıp öğrencileri için uğraşan mükemmel insanların olduğunu gördüm.Her öğretmenimin üzerimde hakkı var hepsini sevmeyebilirim ama hepsine saygı duyuyorum. Kötü dediklerime iyinin kıymetinin bildirdikleri için,iyi olanlara bana kattıkları için teşekkür ediyorum. Son olarak öğretmenlik tercih edecek yaşıtlarıma tavsiyede bulunmak istiyorum ; Lütfen parası,çok tatili olduğu için veya zorunluluktan değilde gerçekten bu mesleğin kutsal bir meslek olduğunu bilerek tercih edin. İleride bir öğrenciniz tarafından kötü hatırlanmayı hanginiz istersiniz ki?
Rümeysa