ÇOCUKLAR NE İSTER VE ANNELER?
“Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyorsa kürsüye çıkma hakkı da tanınmalıdır” Olympe Gousges
“Kadına karşı ezeli önyargıları ortadan kaldırma gücünü gösteren yalnızca canlı, devrimci rüzgârlardır ve ancak yeni insanlık, üretken-emekçi halk, yeni bir toplum kurarak kadının tümüyle eşit haklara ve özgürlüğüne kavuşmasına sağlamayı başarabilecektir… Hangi görevi yürütürsem yürüteyim, emekçi kadını tümüyle özgürlüğüne kavuşturma ve yeni bir cinsel ahlak için temel oluşturma amacının her zaman etkinliğimin, yaşamımın en yüce amacı olacağının kesinlikle bilincindeyim.”
Aleksandra Kollontai
***
Çocukluğun en kıymetli anları, oyun oynadıkları anlarıdır; oyunsuz, oyuncaksız çocuklar mutsuz çocuklardır; bir bakıma çocukluğun yetimliğidir. Rengârenk kalemler, kâğıt parçacıkları, uçurtmalar, resimler ve özelikle kuş, hayvan motifli desenler onların büyülü dünyalarıdır. Nerdeyse masrafsız sevgiyle birlikte ucuz bir şeker bile onları cezp edip mutluluktan, uçurur onları.
Çocuklar oyun oynamak ister…
Çocuklar hayatlarımıza renk katan varlıklarımızdır; gönlümüzü bahar bahçe eyleyen güzide parçalarımızdır, canlarımızdır. Savaşları, yalanı, küfrü bilmezler; sevgi ister ve çokça masumdurlar.
Çocukların gözlerinde dünya bir cennet bahçesidir ve biz büyükler onlar, dünyaya doğarlarken biz onlara bir cenneti vaat etmiştik. Kocaman bir yalandı, aldattık onları ve/veya biz yanıldık!
Çocukların gözlerinden renkli nesneler, kuş, kelebek, uçurtma resimleri ve misketler… ağaçlar, çiçekler ve kuş motifli elbiseler içinde kendilerini o kadar güven içinde hissederler ki hayatın sonsuz olduğuna inanırlar.
Hırs, çıkar egemen bir hayata çocuklar daha oyunlara başlamadan, büyüyemeden hayatlarından oluyorlar! Oyunsuz, oyuncaksız ve yarım büyüyen çocuklarla yüz yüze yaşıyoruz; ardı kesilmez bu kirli savaşlardan. Ve bizler savaşlara tanım koymaktan acizken onlar savaşın da bir oyun olduğunu fakat bu oyunun can aldıklarına tanık oluyorlar!
Dünyaya refah, ancak çocukların babalarını gömdükleri zamanla olur oysa babalar çocuklarını gömmekten bıkıp usandılar. Babaların, çocuklarını gömdükleri bir dönemde hayatın yaşanılır olmadığına kesin bir kanıttır.
İnsanoğlu, doğarken, ne zaman, nerede? Hangi ırk, hangi ulustan ve hangi renkten doğacaklarına karar veya seçme hakkına sahip değillerdir. Her insan özgür doğar ve özgür haklara sahiptirler fakat hükmedici, kurnaz insanlar tarafından çoğunluk insanları köle yaparlar.
Çocuklar, sevgi ister…
Çocuklar, anne-babalarının özel alanlarından yaşayıp onların ikametinden güven içinde yaşamak isterler. Çocukları, hayatlarından koparmak için hiçbir haklı gerekçe olmaz ve olmamalıdır.
Çocuklar ne ister?
Çocuklar, İslam coğrafyasında yaşanan tüm kirli savaşların bir an önce bitsin istiyorlar. Çocuklar ve gençler özgürce yaşamak, yarım kalan oyunlarına başlamak ve güven-huzur için bir an önce savaşların bitmesini istiyorlar.
”Çocuklukta iki tür trajedi vardır: Birisi olması gerekenlerin olmaması, birisi de olmaması gerekenlerin olması”
Ve anneler, canlarından can olan çocuklarını hayatının baharında yok olup gitmesine tahammülleri kalmamıştır.
Anneler ne ister? İnsanca yaşanılır bir ülke ve bir dünya isterler…
©Dem Tari/ 2015 (d.r)
Türkiye-Güneydoğu’da son 25 yılda kaç çocuk öldü?
TIMETURK / Haber Merkezi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin ‘2012 Yılı Çocuk Haklarına Yönelik İhlaller Raporu’na göre, bölgedeki çatışma ortamında en çok çocukları mağdur ediyor. İHD verilerine göre, 1988 yılından bu yana 569 çocuk hayatını kaybetti. 2012 yılı rakamlarıda içiç açıcı değil. Geçtiğimiz yıl, çocuklara yönelik 661 ihlal yaşandı. 41 çocuk yaşamını yitirdi. 71 yaralı, 9 tecavüz, 5 taciz vakası yaşandı.
İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 Yılı Çocukların Yaşam Haklarına Yönelik İhlal Raporu, geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu. İHD Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, İHD Çocuk Komisyonu Üyesi Mehmet Güzel, Şube Yöneticileri Necibe Güneş Perinçek ve Av. Resul Tamur, düzenledikleri basın toplantısında raporu kamuoyuna açıkladı. Çocuk Komisyonu Üyesi Mehmet Güzel, hak ihlallerinin hızından bir şey kaybetmeden devam ettiğine dikkat çekiyor.
Yüzlerce çocuk’ örgüt propagandasından’, gözaltı
İHD’nin bölge şubeleri, temsilciliklerine başvurularına göre, ‘taş attıkları’, ‘Örgüt Propagandası’, ‘Mala Zarar Vermek’, ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü yasasına Muhalefet Etmek’ ve ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlamalarıyla gözaltına alınırken, haklarında kamu davası açıldı.
11 çocuk aile içi şiddet kurbanı
2012 yılında çocuklar sadece toplumsal olayların değil aile içi şiddetin de kurbanı. İHD verilerine göre, 11 çocuk hayatını kaybetti. İşte İHD’nin verileri:
-Mayın ve Sahipsiz Bomba Patlaması Sonucu Ölen/Yaralanan Çocuklar: 7 ölü, 16 yaralı
-Faili Meçhul Saldırılar Sonucu Ölen/Yaralanan Çocuklar: 5 ölü
-Kuşkulu Çocuk Ölümleri: 2 ölü
-Resmi Hata Ve İhmal Sonucu Ölen Ve Yaralanan Çocuklar: 5 ölü
-Güvenlik Güçlerince Şiddete Uğrayan Çocuklar: 2 ölü, 43 şiddet/yaralı
-Aile İçi Şiddete Uğrayan Çocuklar: 11 ölü, 3 şiddet/yaralı, 1 taciz
-Toplumsal Alanda Şiddete Uğrayan Çocuklar: 9 ölü, 9 yaralı, 9 tecavüz, 4 taciz
-Çocuk İntiharları: 20 intihar, 4 teşebbüs
-Gözaltına Alınan / Tutuklanan Çocuklar: 439 gözaltı, 71 tutuklama
Ayrıca Ülkemizde öldürülen çocuk sayısı buradan bakılabilir: hurbakis.net/content/turkiyede-24-yilda-569-cocuk-olduruldu
Alıntı.
NOT: Herşeye rağmen ben ülkemi ve ülkemin tüm insanlarını seviyorum ve tüm dünya insanları seviyorum çünkü Allah yaratmıştır. İnsanlar arasında hiç bir engel katmadan saf bir duyguyla seviyorum çünkü insanız ve birbirimize benzeriz!
AMA artık insanlar, özelikle çocuklar ölmesin istiyorum; hep beraber miyiz?
YORUMLAR
NOT: Herşeye rağmen ben ülkemi ve ülkemin tüm insanlarını seviyorum ve tüm dünya insanları seviyorum çünkü Allah yaratmıştır. İnsanlar arasında hiç bir engel katmadan saf bir duyguyla seviyorum çünkü insanız ve birbirimize benzeriz!
AMA artık insanlar, özelikle çocuklar ölmesin istiyorum; hep beraber miyiz?
İnsanoğlu, doğarken, ne zaman, nerede? Hangi ırk, hangi ulustan ve hangi renkten doğacaklarına karar veya seçme hakkına sahip değillerdir.
Evet Sayın yazarım elbette beraberiz kalben, ayrık otu olamayız ki; bu güzel vatanımızın toprağında...
Bende yaşadığım bir kesiti anlatmak istedim, Oğlum 2005 yılında Van ilimizde vatani görevini yaptığı dönemde, bayrama denk gelmişti çok özlemiştik, eşimle Trenle 58 saatte Van ilimize ulaştık, uçak fobim olduğundan.. Tabi ki bu 58 saat nasıl geçer ,muhabbetle, doğulu gençlerimizle sohbete başladık, abla siz çok şanslısınız dediler bize, biz buralarda 2 ay bile toprak yüzü görmüyoruz hep kara kış mevsim. evet dedim çok şanslıyız, tarihiyle , yeşilyle, deniziyle ,metropol şehir her güzellikler var. Sevgili gençler şunu bilin ki tv gördüğünüz gibi değiliz, doğma büyüme İstanbul'luyum ,sizin bahsettiğiniz o şahaşayı inanın her birimiz yasamıyoruz inanın, sobalı bir evde oturuyoruz yıllardır, arabamız yok akpiile yolculuk yapıyoruz, gece hayatımız yok , boğazda halen deniz kenarında lüks bir restorantta yemek yemedik ,yiyemeyizde şartlar ağır, meraklısı da değiliz inanın dedim. Abla sen ne diyorsun nasıl yani ,inanmak çok zor dedi. Bak oğlum dedim İstanbul da doğmak benim seçimim değil , yasıyorsak o lüks hayatı yasamıyoruz buna kalben inanın dedim. Doğal güzellikleri görüyoruz sadece., tek şansımız budur dedim. İkna oldular yolculuğumuz boyunca yanımızdan ayrılmadılar saatlerce sobetimizle saatlerin nasıl geçtiğini anlamadılar anlamadık.Vedaya gelince de bize vede gençlerimize hüzün çöktü unutamadığım. İyi ki uçak fabim var doğudaki illerimizi tek tek görme şansına tanık oldu gözlerimiz...Mevsim kara kıştı o şaheser karlı manzaralar kare kare gözlerimden asla silimiyor. Doğu illerimize sevgilerimi demetledim...
Yazınız çok derin ve anlamlıydı ,emeğe Saygımla...
Oya gedik
Oya gedik tarafından 9/12/2015 6:06:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
DemAN
Teşekkürler güzel yürekli hocam...
Beraberliğimize, hemfikirliliğimize teşekkürler, çok sağolun efendim.
Diyarbakır'dan kucak dolusu selamlarımla ve dualarımla