Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
ihsansan
ihsansan
@ihsansan

Göklerin Ağlaması Boşuna Değil…

9 Eylül 2015 Çarşamba
Yorum

Göklerin Ağlaması Boşuna Değil…

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

607

Okunma

Göklerin Ağlaması Boşuna Değil…



Güvenlik güçleri güvenliğimiz için var.
Güzel yurdumuz güvenlidir sayenizde.
Yurda sinmeye çalışan çakalları kovar.
Vatan sevdası eksik olmaz ki sinenizde.

Şehit haberleri bütün yürekleri dağlar.
Acılı haberler karşısında insanlar ağlar.
Sizler unutulmazsınız ki geçse de çağlar.
Dinimizde şehitlerin büyük makamı var.



Üç gündür aynı hava…Göklerin ağlaması var sanki…Güneşin önü kapalı,görülmüyor göklerde.
Sanki yeryüzüne,bizlere…küskün bir hali var.Ayın dolunay hali gibi.Gökyüzüne,güneşe baktığın zaman ışınlar gözüne,yüzüne vurmuyor.Hani isli camla güneşe bakarsınız ya o şekilde…

Göklerin ağlamasını hep kış mevsiminde bilirdim.Ama maalesef yanılmışım.Sonbahar mevsimi; hüzün mevsimi,hüzün ayı girdiğinde de göklerin ağlamasına başka bir şekilde şahit oldum.Bu ağlama şapır şapır suyun damlaması halinde değil…Gökler hüzünlenmiş de yavaş yavaş ağlıyor her yere toz yağdırıyor.
….
Tam o gün başlamıştı göklerin ağlaması,toprak tozunun yağması;çevrenin,ağaçların,evlerin,çatıların toza bulanması.

O acı haberi duyar da gökler,vicdanlar,insanlar ağlamaz mı?

Pazar günüydü…Milli takımımızın Hollanda ile yapacağı maçı dört gözle beklemeye başladım.Maçta ilk dakikalarda milli takımımızın gol atması ile maça olan ilgimiz ve sevincimiz daha çok arttı.Atılan her gol sonucunda yüreğimiz coştukça coştu.Milli takımın Hollanda galibiyetini doya doya yaşadık.
Kaç gündür yaşadığımız hüzne bu galibiyet ilaç oldu.Bu sevinç karşısında hüzünlü bir haber duymamak için balkona geçtim. Sonra komşumuz olan üniversitede çalışan Ertan abi telefonla arayıp çaya davet etti.Maçtan sonra sevincimizi paylaşmak için emniyette görevli arkadaş ile oraya gittik.Hal hatırdan sonra tavşan kanı çayları yudumlarken bir yandan da milli maçın sevincini bir kez daha golleri ve atanları söyleyerek yaşadık.

Yarın mesai olduğu için geç vakitlere kalmadan evlerimize çekildik.Odalar sıcak olduğu için her zaman olduğu gibi balkona geçtim.Sonbahar mevsimine girdik ama yaz günlerinden kalma sıcaklar yaşanıyor,Temmuz Ağustos ayı sıcağı gibi sıcaklarla boğuşuyorduk.Sanki bu gece diğer gecelerden daha sıcaktı.Sağa sola döne döne uyumuşum…

Gecenin bir yarısı kalktım…Şöyle çevreye, gökyüzüne baktım.Gökyüzü başka bir renge boyanmış sanki kurumuş kan rengini almış.Hayırdır inşallah dedim.Yağmur bulutu desem yağmur bulutu böyle olmaz.Çevreden toprak kokusu yayılıyor,sanki toz yağıyor.Bu toza daha çok maruz kalmamak için odaya geçtim.

Yüreğimde olan bilmediğim o sıkıntı ile yarı uyanık yarı uykulu halde sabaha eriştim.Sabah kalktığımda mutlaka haberleri izlerim.Acı,hüzünlü bir haber duymayayım diye dua ederek televizyonu açtım.Sevinçli haberleri duymalıydım.Basketbol ve Futbol milli takımlarının galibiyetleri ile bireysel ve milletçe bir sevinç yaşadık.Bu sevinçli haberleri,sevinç kutlamalarını bir kez daha duymalı ve izlemeliydim.İşte bu sevinçle televizyonu açtım.

O da ne…
Alt yazı geçiyor…Hakkari Çukurca Dağlıca’da askeri araçlar pusuya düşürüldü.Şehit ve yaralılar var haberi ile yüreğime bir sızı düştü.İçimdeki sıkıntının nedenini işte şimdi anladım.Demek ki geceden gelen sıkıntı bu sıkıntıymış…

Gözlerim pencereden Güneş’i arıyordu ama bir türlü Güneşi göremiyordu.Güneş toz yağmurundan görülmüyordu.Kahvaltıyı yapmadan bir bardak çay içerek okula geçtim.Tüm öğretmen arkadaşlar Dağlıca’da fazla şehit olmaması için dua ediyor;yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyordu.

Milli maçın sevinci bu acı olay karşısında unutulmuştu.Göklerin kapanması,tozun yağması boşuna değilmiş.Olayın olduğu yerde gökler gerçekten ağlıyormuş.Zaten kalleşler de kapalı yağmurlu havayı fırsat bilerek tuzak kurmuş aslan yiğitleri pusuya düşürmüşlerdi.Çakallar puslu havayı severdi.Erkek adam pusu kurmadan çıkar baş başa dövüşürdü.Bunlarda erkeklik ne arar.Askerlerimizi pusuya düşürerek şehit etmişlerdi…
Demek ki günün sıcaklığı ve göklerin ağlaması bu şehitlerin acısından geliyordu.Bu günümüz şehit haberlerini dinleyerek ve şehitlerin acısını yaşayarak geçti.Havanın ağlaması,toz yağması geçer dedik ama sonraki gün de toz bulutu geçmedi.

Bu acı karşısında göklerin ağlaması durur mu? Sıcaklık geçer mi? Okulda öğretmen arkadaşlarla otururken bu defa da acı haber Iğdır’dan geldi.İnanamadık…
Ama olanlar gerçekti.Daha Dağlıca acımız dinmeden,şehitlerimizin töreni yapılmadan ülke olarak yine acıya boğulduk.Allah’ım üzerimizdeki bu sıkıntıları bu acıları kaldır.Bizleri kardeş olarak yaşat.
….
Evet; dün,bugün ve şimdi göklerin ağlamasını,toz yağmasını ve yüreğimdeki sızıyı çok iyi anlıyor Yüce yaratana bizleri bu sıkıntılı süreçten sorunsuz şekilde geçirmesi için dua ediyorum.

Tüm bu olaylar karşısında acımız, tarif edilemeyecek kadar büyük ve derindir. İnanıyorum ki milletimiz, sağduyuyla, birlik ve beraberlik içerisinde bu zorlukları aşacaktır.Tüm dünyaya ve bizleri karıştırmaya bölmeye çalışan dış güçlere; ülkemizin bölünmez bütünlüğünü koruma kararlılığını bir kez daha gösterecektir.

Buradan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet ; ailelerine,milletimize başsağlığı ve sabırlar diler terörist saldırılarda yaralanan asker ve polislerimize de acil şifalar temenni ederim…

09.09.2015
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Göklerin ağlaması boşuna değil… Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Göklerin ağlaması boşuna değil… yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Göklerin Ağlaması Boşuna Değil… yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.